Vakıf Katılım web

"SAHADA GÜÇLÜ OLAN MASADA DA GÜÇLÜ OLUR"

Neşe BERBER 13 May 2019

Neşe BERBER
Tüm Yazıları
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı yaptığı konuşmada bir cümlesi çok dikkat çekiciydi. 'Sahada güçlü olan masada da güçlü olur' evet çok dikkat çekici bir sözdü bana göre.

Girne şehrinde KKTC Turizm Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği'nin ev sahipliğinde düzenlenen Küresel Gazeteciler buluşmasına gittim. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, KKTC'nin Üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberükken Uluçay, Turizm ve Çevre Bakanı Ataoğlu, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, KGK Kurucu Genel Başkanı Mehmet Ali Dim ve KGK üyeleriyle çok sayıda yerli ve yabancı gazeteci katıldı.

Küresel buluşmadan sizlere başlıklar halinde notlarımı aktaracağım.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu salona erkenden geldi ve toplantıya geçmeden önce hep birlikte sohbet etme fırsatımız oldu, sorularımızı da yanıtladı. Çavuşoğlu'na ilgi Kıbrıs'ta da büyüktü. 
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun "iki cümlesi" Kıbrıs sorununu anlamanıza yeterde artar bile. Çavuşoğlu, "Türkiye, KKTC ve Kıbrıs Türk halkı, her zaman çözümden yana olmuştur ama bugün bir çözüm yoksa, son 5 yılda dışişleri bakanı olarak yakından gözlemledim, bunun sebebi Rum tarafının hiçbir şeyi Kıbrıs Türk halkıyla paylaşmak istememesinden kaynaklanıyor."

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı yaptığı konuşmada bir cümlesi çok dikkat çekiciydi. 'Sahada güçlü olan masada da güçlü olur' evet çok dikkat çekici bir sözdü bana göre.

Akıncı'nın cümlelerinden de en dikkat çekici başlıkları şöyleydi:
"Türkiye'yi ve Kıbrıs Türklerini denklem dışına itmek, bu bölgede ne istikrara ne barışa ne de mantıklı çözümlere katkı sağlar. Hangi model olursa olsun Rum tarafı, siyasi eşitlik ve kararlara etkin katılımımız konusunda retçi bir tutum ve inkar içerisinde olmaya devam ediyor"
"Haklılığımızın verdiği güçlülükle yolumuza devam edeceğiz. Sahada ve masada güçlü olmaya devam edeceğiz. Sahada güçlü oldukça masada da daha güçlü olacağız"

Salonda büyük ilgi ile karşılanan bir isim daha vardı, zira sakin yumuşacık tavırları ve kibar, kimseyi kırmadan herkesle sohbet eden isim KKTC'nin üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu. 
Küresel buluşmada" Derviş Eroğlu'nun söylediklerini paylaşmalıyız:
Kıbrıs Türk halkı "Anavatan Türkiye'ye gönülden bağlıdır."
Bugün güven içinde yaşıyorsak "Anavatan Türkiye sayesinde." Kıbrıs Türk halkı bunun bilincinde.
Kıbrıs Türk halkı "Nankör değildir. Birkaç kişinin negatif söylemlerini Kıbrıs halkına mal edemeyiz''.

Küresel buluşmanın en heyecanlı, en istekli ismi, adeta bir Türkiye aşığı olan diğer bir isim daha vardı ki onu size mutlaka anlatmalıyım. Bu isim KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu idi. Ataoğlu'nun konuşmalarından birkaç başlık çıkardım. 
"Turizm potansiyelimizin farkına varan GKRY'in engelleriyle yine karşı karşıyayız. GKRY, Avrupa Birliği vatandaşı dışındaki turistlerin KKTC'ye gelmesine müsaade etmiyor. Ülkemizde bulunan ve turistlere yönelik 25 bin yatak kapasitesi GKRY'nin neredeyse 4 katından daha fazla. Bütün bu olumsuzluklara rağmen çabalarımıza devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığıyla da çalışmaya devam edeceğiz".

“Türkiye'ye halkından bir ricam var Yunan adalarına değil dinimizin, dilimizin aynı olduğu aynı para birimini kullandığımız kendi ülkelerine tatile gelsinler. KKTC onların kendi ülkesi kendi vatanı bizi tercih etsinler.”

Küresel Gazeteciler Konseyi'nin "Kıbrıs medya buluşması” adeta siyasi mesajlarla geçti. 
Türkiye'den, Kıbrıs, ABD, Kanada, Rusya, Azerbaycan, Almanya ve İngiltere'den gazetecilerin bu mesajları ülkelerine en doğru şekilde aktaracağına inanıyoruz. Gazeteci Mehmet Ali Dim Küresel Gazeteciler Konseyi'nin kurucu başkanı... KKTC buluşmasının baş mimarı. Mehmet Ali Dim bir geleneği devam ettireceklerini ve bundan sonraki seyahatimizde Azerbaycan'a olacağının müjdesini de bize verdi. Bu arada Kıbrıs seyahatimizde bizi hiç yalnız bırakmayan DHA KKTC temsilcisi Gazeteci Sefa Karahasan'a teşekkürlerimi sunuyorum zira hep yanımızdaydı. “Con kahve”'nin kırk yıl hatırı vardır. (Kıbrıs'a özgü kahve)