​SEBEP Mİ SONUÇ MU?

Doç. Dr. Can CEYLAN
Yazının başlığını oluşturan soru cümlesinin öznesi gizli. Başlıktaki soru cümlesinin öznesinin dilbilgisi açısından gizli olmasının aksine, cümlenin öznesi bir o kadar da âşikârdır.

Yazının başlığını oluşturan soru cümlesinin öznesi gizli. Başlıktaki soru cümlesinin öznesinin dilbilgisi açısından gizli olmasının aksine, cümlenin öznesi bir o kadar da âşikârdır. Bu özne, siyâsî içerikli hatta sosyal, kültürel vb. içerikli cümlelerin öznesi ya da en azından nesnesidir.

Daha uzatmadan açıklayayım. Soru cümlemizin öznesi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. O, kimine göre “cumhurbaşkanı” ya da (reis-i cumhur’dan mülhem) “reis”; kimine göre “Sayın Erdoğan” ya da bâzılarına göre “Tayyip”dir. Öyle ya da böyle, son on beş yılımızda kurulan cümlelerin artan oranda öznesi ya da nesnesidir.

Gelelim sorunun esas cevâbına. Yâni Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki her şeyin sebebi mi, yoksa kendisinden önceki “bâzı şeyler”in sonucu mudur?

Onu sevenler için, her icraatın, her siyâsî, ekonomik ve askerî hamlenin sebebidir. Sevmeyenler için ise “memleketin başına gelen her kötü şeyin sebebi”dir. Yâni her iki durumda da “sebeb-i mutlak”tır.

Ancak bana göre “netice-yi hilkât”tir; çünkü bana bu soruyu sordurup bu yazıyı yazdıran kanaatime göre Cumhurbaşkanımız, sebep olduğu şeylerin kemmiyetinden daha ağır bir keyfiyet ile, “bâzı şeyler”in sonucudur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın neden sebepten çok, sonuç olduğunu birkaç örnekle açıklayayım. Ama öncelikle, bir miting sırasında yaşlı bir teyzenin dediği için, Cumhurbaşkanı Erdoğan “bu milletin kabûl edilmiş duâsıdır”. Peki bu millet, hangi sebeple duâ etmiştir de, bu duâlar kabûl edildiğinde Cumhurbaşkanımız’da tecessüm etmiştir? Mesela;

1- Bu millet, “millî irâdesi” ile üç seçim art arda başbakan seçtiği kişinin asılmasına ses çıkaramadığında bunun tekrarlanmaması için duâ etmiştir.

2- Bu millet, kendisine “öküz Anadolulu” diyen zihniyetin zulmünde kurtulmak için duâ etmiştir.

3- Bu millet, verdiği emâneti koruyamayıp zoru gördüğünde “şapka”sını alıp gidenlerden kurtulmak için duâ etmiştir.

4- Bu millet, “Baba beni okula gönder” kampanyaları düzenleyenler, kız öğrencilerin üniversiteye başörtüsü ile girmesini engelleyemesin diye duâ etmiştir.

5- Bu millet, doğurup büyüttüğü ve “Peygamber Ocağı” bildiği ordusuna subay ettiği oğlunun mezuniyet törenine başörtüsü ve sakalı girebilmek için dua etmiştir.

6- Bu millet, enflasyonu üç rakamdan iki rakama indirmeyi başarı sayanlardan kurtulmak için duâ etmiştir.

7- Bu millet, modern spor tesislerine sâhip olmak için dua etmiştir.

8- Bu millet, başbakanlık koltuğunda oturduğu hâlde, poker masalarında yumruk yiyenlerden kurtulmak için duâ etmiştir.

9- Bu millet, hükûmetler medya patronlarının evinde kurulmasın diye duâ etmiştir.

10- Bu millet, anasından öğrendiği dili konuştuğunda tutuklanmamak için duâ etmiştir.

Bu duâların daha yüzlercesi, 1900’lerin başında edilmeye başlanmıştır. 1960’larda, 1971’lerde, 1980’lerde ve 28 Şubat’lardaki zulümlerde bu duâlar güçlenmiştir. Bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan, istikrârın ve icraatın sebebi olabilir, ama hakkaniyet açısından mazlumun duâsının sonucudur.