SEMİHA HANIM

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları
Kime oy verirsen ver, aklın, gönlün kimi isterse onu seçsin.

Demokrat bir insanım, ilgilenmem.

Yazdıklarımın siyasi hiçbir anlamı yoktur, siyasi anlam yüklemeye çalışmak nafiledir.

Benim demek istediğim, yazdıklarım, siyasi anlamın üzerinde, çok daha anlamlı bir şeydir.

Kadının kalbi ve merhametidir.

Konumuz. 

Semiha Yıldırım, Sayın Binali Yıldırım’ın eşidir, sanıyorum 48, 50 yıldır evliler...

Semiha hanım öğretmen, Erzican Refahiyeli, 

2 erkek, bir kız çocukları var.

Binali bey, çok uzun zamandır siyasetin içinde. AK Parti kurucularından, yıllardır siyasetin içinde bakanlık, başbakanlık, meclis başkanlığı ve son olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak hayatımızda, siyasetimizde hep var.

Benim konum Binali bey de değil.

Şimdiler de Semiha hanımın fotoğrafını, caps’lerini sosyal medyada, seçimlerde karşı karşıya yarıştığı, Ekrem İmamoğlu'nun eşi, Dilek hanımın fotoğrafı ile yan yana paylaşılıyorlar.

Ve Semiha hanımla fiziken alay ederek, caps’ler yaparak paylaşım yapıyorlar.

Tırnağı kopunca kıyamet koparan kadınlar, o kadar utanmazca, neler yazmışlar inanmazsınız...

Dilek hanım, genç, sarışın, yeşil gözlü, çok güzel bir kadın.

Semiha hanım, torunları olan, yıllarca öğretmen olarak çalışmış, emekli olmuş ve yaşını almış bir kadın.

Kocasının yanında, arkasında, esasında önünde yıllarca mücadele etmiş bir kadın.

Bir hatırasını anlatıyor, Semiha hanım, İstanbul’a öğretmen olarak tayin oluyor, tayin olduğu okulu bulamıyorlar, buldukları yerde bir depo var, depo görevlisi olarak tayin ettik seni diyorlar, ileride burada okul yapılacak sen oranın öğretmeni olacaksın diyorlar.

Bu paylaşımları, bu capsl’eri yapan tüm insanlara, özellikle kadınlara seslenmek istiyorum.

Ne kadar terbiyesiz..

Ne kadar utanmaz,

Ne kadar arsız,

Ne kadar ayarsız insanlar, kadınlar olduğunuzu biliyor musunuz?

Benim gördüğüm fotoğraftaki kadın, yıllarca nice öğrenciler yetiştirmiş bir öğretmen, anne, eş, büyükanne, olmanın dışında, çok güzel bir kadın. 

Neden mi?

Fedakar bir kadın.

Sabırlı bir kadın.

Nice sıkıntılara, göğüs germiş bir kadın.

Yüzüne bakıyorum o çok iyi kalpli bir kadın.

İyi bir kadın o.

Kadın kadına fiziken bunları yazdığında..

Sen.

Umutsuz arsızsın.

El alemin manyağısın.

Çirkefsin.

Hoyratsın.

Zehir musluğu gibisin 

Ve aslında çok çirkinsin..

Hayatına ve yüzüne çok kötü bir ışık sızmış.

Kendi fotoğrafını ve Semiha hanımın fotoğrafını yan yana paylaş ki, suratındaki iyi insan olmayı ertelemiş halini görelim.

Semiha hanım ne hissediyor, üzülüyor mu, hiç aklına, vicdanına sordun mu?

Funda'nın aklındakiler...

... Etçi Nusret, Nişantaşı'nda bir oteli satın almış.. 50 milyon dolar ödemiş, imza atarken fotoğrafını paylaşmış..

Bu adamı nedendir bilmem, ilk günden beri sevmem.

Herkesin gözden kaçırdığı, bir Ahmet Hakan, bir ben gördüm, bir tweet’i vardı.

Çok ayıptı.

Yurt dışında, bizi temsil ettiğini kabul etmem, dükkanına dünyaca ünlü oyuncu, futbolcu insanların geldiği de, benim umurumda değildir.

Dükkanları var, ticaret yapan biridir, o kadar.

Kime ne faydası var ki, diye düşünürüm.

İstanbul'da dükkanı var, Amerika'da, Dubai'de dükkanı var..

Kaç tane var bilmiyorum.

Ama et satarak bir insan ne kadar para kazanmış olabilir ki, 50 milyon $ otel alabilsin.

Gerçekten para kaynağını bilemem, bir şey ima etme derdim hiç yok.

Nusret umurumda değil.

Tuz atan, dirsekten kıvrık kolu da umurum değil 

Derdim, tüm kasap, et satan arkadaşlar, bir gün, bizde Nişantaşı’nda otel alabiliriz diye hayallere kapılmasınlar..

İnsan artık, 50 gr,100 gr kıyma alıyor. 

Kemik suyu yapacak, kemik alamıyor.

Bu arada oteli arayıp, selfie çektirebilir miyiz diye arayanlar varmış..

Allah akıl fikir versin.

... Yunanistan, Dışişleri Bakanının sekreteri Thomarita'yı konuşuyormuş.

Lafın film artisti gibi güzel bir kadın, Dışişleri Bakan yardımcısının yanında, din işlerinden sorumlu sekreter olarak göreve başlamış.

Facebook hesabından, bana göre de oldukça açık fotoğraflarını paylaşmış.

Vay sen misin paylaşan, muhalifler kadını linç etmişler.

Kadın bu baskılara dayanamıyor ve facebook üzerinden istifa ediyor.

Bakan istifayı kabul etmiyor, "kadınlar istediği fotoğrafları paylaşmakta özgürdür, işe alımda liyakata bağlıyım" diye açıklama yapıyor.

Ben ne anladım.

Ben kim, hangi nedenle linç edilirse edilsin, onun yanındayım.

Bakana bravo, bir kadının arkasında durduğu için.

Sekreter hanım, özgürsünüz, tamam da neden açık saçık fotoğraf çektirme ihtiyacı duydunuz ve üstelik din işlerinden sorumlusunuz. 

Fotoğraflar, kadın gözü ile pornografik.