ŞİMDİ NE YAPACAĞIZ?

Fehmi KETENCİ 07 Haz 2020

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Bu 65 yaş üstülerin durumu ile ilgili birkaç haftadır bu köşede birçok yazı yazdım.

      Eveet, 65 yaş üstü olan bizler “Şimdi ne yapacağız?”, tam olarak anlayamadık. 18 yaş altılar ve 65 yaş üstüler için sokağa çıkma kısıtlamasında, yazıyı yazdığım günün önceki akşamı iki kez değişen karar sonunda Cumhurbaşkanımızın son saatlerde attığı tweet ile sokağa çıkma kısıtlamasını kaldırdığı bilgileri düştü haber bültenlerine.

      Kısacası, hafta sonu biz 65 yaş üstülere uygulanan kısıtlama kaldırılmış.

      Açıkçası ben duyduğumu takrar tekrar teyit etmek durumunda kaldım. Bugün, yarın yayınlanacak bu yazımı yazdıktan sonra market alışverişleri için sokağa çıkacağım...

      Bu 65 yaş üstülerin durumu ile ilgili birkaç haftadır bu köşede birçok yazı yazdım. 65 yaş üstüler için bu uygulamanın doğru olmadığını ve 65’in çok üstü yaşlarda olanların evlerdeki bu kısıtlanan yaşamlarında, iyice tembelleşen adalelerinde, eklemlerinde, biyolojik sistemlerinde bırakacağı arızalar tam bir bilinmeyendir.

      Kaldı ki bu süreçde; 65 yaş üstülerin, vücutlarında olabilecek günlük arızalar için doktora başvuramadıkları, virüs salgını korkusu nedeniyle hastanelere gidemedikleri gerçeğini de gözardı etmeyelim. Bunun sonuçlarını daha sonra görmeye başlayacağız. Umarım az hasarla atlatırız.

      Kendimde görüyorum. Hafif arızaları hissetmeye başladım bile. İlk kez, geçen pazar bir saatliğine sokağa çıktım. Bir saat yürüdükten sonra eve döndüğümde, oldukça yorulduğumu hissettim. Bu güne kadar, hala tam olarak geçmeyen adale ve eklem ağrılarımın düzelmediğini hissedebiliyorum. Tamamen hamlaşmışım.

      Ben, bu tür ağrıları çok fazla yaşamayan, sık sık yürüyüş yapan biri olmama rağmen, vücut dengem ve direncim oldukça düşmüş durumda..

      65 yaş kısıtlması ile ilgili geçen haftalarda yazdıklarımdan kısa bir bölüm;

      “65 yaş üstüler için uygulanan bu kısıtlama sürecinin ucu açık. Ne zaman kalkar bilinmez ama yarın (1 Haziran 2020 Pazartesi) neredeyse tüm ülkede, eğlence yerleri ve nargile kafeler haricindeki her yer, alınması gereken önlemlerin uygulanması paralelinde normal yaşama dönecek. Ancak; 15 Marttan beri “Evde Kal” uygulamasına tüm ciddiyetleriyle uyan biz 65 yaş üstülere biraz daha bekleyin deniyor. Sadece sokağa çıkabilme hakkımızı, pazar günleri belirlenen saatler arasında şehrin bomboş sokaklarında ikamet ettiğiniz mahalden çok uzaklara gitmemek kaydıyla kullanabileceğiz.”

      “Ben şimdiye kadar bu hakkımı hiç kullanmadım. Şehrin boş sokaklarında sokağa çıkıp dolaşmak; belki yürüme alışkanlıklarını iyice unutan eklemlerimiz ve kaslarımız için iyi olacaktır. Ancak, aylardır evde kalma psikolojisininin yaptığı tahribatı kolayca onarabileceğini düşünmüyorum. İhtiyaçlarımızı giderebileceğimiz; bakkal, market ve benzeri tüm yerler açık olacak ama, evde yalnız yaşayan 65 yaş üstüler o açık olan market ve benzeri yerlere gidemeyecekler”.

      “Sayın Cumhurbaşkanımız ve bu sürecini yöneten Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’ndan 65 yaş üstülerin bu durumlarını bir kez daha gözden geçirmelerini özellikle rica ediyoruz”. diye yazmıştı yazılarımda.

      Yukarıda da yazdığım gibi, dün gece son saatlere kadar hafta sonu uygulanacak diye bildiğimiz “hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması”, Cumhurbaşkanımızın geç saatlerde verdiği kararla kaldırıldı. Yukarıda yazdığım gibi kararı birkaç yerden teyit ettim. Bizler de hafta sonu sokağa çıkabilecekmişiz.

      Yüzlerine baktıklarımda “Gerçek mi!” sorularının yansımalarını gördüklerim var. Gerçekmiş. Ben de yazımı tamamladıktan sonra belirttiğim gibi, birkaç ihtiyacımızı karşılamak üzere markete gideceğim. “Sosyal mesafe” ve “Yakın temas” kuralına uyarak biraz dolaşacağım..

      Tüm bunlara karşın; hala başlığımdaki yazdığım sözcüğün ayrıntılarında saklı olumsuzlukların üzerimdeki yoğun etkisinden uzun süre sıyrılamayacağım..                        

      Kendimi toparlayıp, bizleri bekleyen gerçekle yüzyüze geldim. Vardığım sonuç: Bundan böyle, bizleri bekleyen, “yeni bir yaşam biçimi”ne hazır olmamız gerekiyor, “Sosyal mesafeyi korumak” ve “Yakın Temas” kurallarını asla aklımızdan çıkarmadan.