ŞİMDİ SIRA ERKEKLERDE

Funda ÖZKALYONCU 16 Şub 2019

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları
Yeter artık.

Bıktık sizden.

Annelerimiz küçükken bize derdi ki, biz de küçükken çocuklarımıza dedik ki.

Hayatta, daima iyiler kazanır, kötülerin kazandığı masal hiç olmamıştır.

Çünkü iyiler kaybederse herkes kaybeder.

İyi insan olun, merhametli olun, önünüze karınca çıksa incitmeyin, parmağınızın ucu ile alın kenara koyun.

Masallarda kaldı bunlar, yalan oldu bunlar.

Hep kötüler kazanıyor.

Kötüler hep kazanırsa, adaletten sıyırırsa, geleceğe ait ne gibi umut bekleyeceğiz, söyler misiniz?

Siz cani, haysiyetsiz, şerefsiz erkekler, insanların geleceğe ait ümitlerini, umutlarını, hayallerini yıkamazsınız.

Bakın.

Kadın 32 yaşında, tamam seçmemesi lazım ama, yanlış yapmış ve olmaz bir hayat seçmiş, siz erkekler bir araya gelip, tırnaklarını söküp, onu dövüp, öldürüp su kenarına atamazsınız.

Yapmazsınız.

Adam, yüzüne baksan doğuştan suçlu, suç dosyası kabarık, yıllarca, karısını her gece içip dövüyor, biri üniversite imtihanına hazırlanan 17 yaşında, diğeri 10 yaşında iki kızını her gün dövüyor, çırılçıplak soyup kömürlükte tavana asıyor.

Sonra gencecik kız ekinde tabancalı babasını, tabanca ile arbede arasında, vuruyor, aile darmaduman oluyor.

Yapamazsınız.

Ankara’da üniversite öğrencisini içip dövüyorlar, tecavüz edip, öldürüp, plazanın 30 cm. açılabilen penceresinden aşağıya atıyorlar.

Yapamazsınız.

Sizin ne biçim aileleriniz var, sizin anne babalarınız, sizi nasıl büyüttü.

Size küçükken ne anlattılar ne öğrettiler.

Bu kadar kötülük yapmak, en yakının aileni incitmek, dövmek, parçalamak, hayatlarını söndürmek, yok etmek, ne hakkınız var.

Allah hepinizin, topunuzun belasını versin.

Madem ki, insanların ailelerinde, en yakını, babaları, abileri, nişanlıları, sevgilileri, bu kadar şerefsiz, haysiyetsiz, onursuz, adam var, devlet adaleti ile koruyacak.

Mecbursunuz buna.

Kadını, kızını koruyamayan devlet devlet olmaz, adalet adalet olmaz.

Eğer bir ülkenin mağdur insanları, kadınları, kızları, aileleri adalete güvenemezse, işte o zaman, bittik demektir.

Bu adaleti sağlamak, bu katillere dur demek, kolluk kuvvetlerine, savcılara ve hakimlere düşüyor.

Öylesine örnek kararlar vereceksiniz ki, ibreti alem için, anlamak zorunda kalacaklar.

Bu karar öylesine büyük olacak ki.

Kötülerin canını yakacaksınız.

İfadesini al bırak, tutuksuz al bırak yapamazsınız.

Bırakmayacaksınız.

O zaman.

Gittik! Şikayet ettik! Hiçbir şey yapmadılar utancı, vebali ve günahı üzerinizde kalmayacak.

Halkın, kalbinde vicdanında alkış alacaksınız.

Yoksa, idam istiyoruz biz.

Funda'nın aklındakiler..

... Fotoğrafçı Mehmet Turgut, bir sergi açmış. 

Bir Türkiye hikayesiymiş, bu ülkeye damga vurmuş insanların, sanatçıların onlarla özdeşleşen parçalarla kolajını yapmış.

İzleyicilere sürpriz yapmış, birlikte eğlenelim, bir oyun oynayalım, istemiş… İnsanların düşünmelerini istemiş, biraz kafa patlatsınlar istemiş, zorlanacaklar demiş..

Ayşe Arman yere göğe koyamamış, bu kadınında tuhaf, değişik, durup dururken, kimsenin derdi olmayan insanlar ama, Ayşoşun derdi olan, yere göğe koyamadığı insanlar var.

Mehmet demiş ki, “yaptığım işler bir duygu uyandırsın, o duygu nefret bile olabilir, ne çıkar?

Kim beni nasıl görmek isterse öyle görsün, kolay sanatçı olunmuyor, kimin sanatçı olduğunu, kimin olmadığını zaman gösterecek.

Eyvallah Mehmet.

Madem hiçbir şey umurunuzda değil, kim nasıl görürse görsün.

O zaman, ben gördüğümü söyleyeyim, sizinle Saba Tümer'in, televizyondaki bir eğlence yarışma programına katılmıştık.

Siz egonuzdan göz göze gelmemiş, bir merhaba bile dememiş, tüm yarışma boyunca küçümser baygın, süzen bakışlarınızla, çok tuhaftınız.

Niye ki Mehmet!

Eni boyu bir insansınız.

Valla, duygu olsun da ne olursa olsun, yani nefret bu ülke insanının en son ihtiyacı olan şey, yani nefret duygusuna hiç ihtiyaç yok.

Ben ne sizi ne serginizi almayayım.

... GQ dergisi ödül töreni varmış, derginin kendi yok, töreni niye var anlamadım.

Dergi, arada sırada çıkıyormuş.

Gazetecileri de davet etmişler, malum köşelerinde yazsınlar diye..

Kelebeğin Onur Baştürk de yazmış..

Yılın kadını Demet Evgar seçilmiş, çok uzun uzun konuş, çok sıkıcı konuşmuş ve çok kötü giyiniyormuş.

Gökçe Bahadır, Can Yaman'a ödül verirken konuşmuş, tam torunuyla övünen, bir babaanne konuşması imiş.

Allah’tan Can Yaman hiç oralı olmamış.

Yahu insanın babaannesinin olması ya da onun gibi konuşmasının ne zararı var.

Ah Onur, kadınlarla ilgili hiç iyi bir şey düşünmüyorsun ve iyi bir şey yazmıyorsun.

Babaanne hiç sevmiyorsun, menopoza giren kadını sevmiyorsunuz (bana öyle demiştin). 

Sen en iyisi Enis Batur'u yaz bize, ne düşünüyorsun.