SİSTEM Mİ, SİSTEMSİZLİK Mİ?

Aslıhan AKDAĞ TÜRKER
Tüm Yazıları
2018-2019 Eğitim ve Öğretim yılı geçtiğimiz pazartesi çalan ilk zil ile başladı. Uzun bir yaz tatilinin ardından en çokça anne- baba dört göz ile bekledi okulların açılmasını.

Son yıllardaki öğretmenlik deneyimlerim ile günden güne daha da sisteme yorum yapıp, sistem dayatmalarını eleştirecek kıvama geldiğimi düşünüyorum. Sistem ve sistem dayatmaları... Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bir paylaşım okumuştum; bir öğretmen kış günü montsuz sınıfa giren öğrencisine herkesin içinde sana bir mont alalım der ve öğrencide arkadaşlarından utandığından montum ıslak olduğu için giyemedim der. Ya da daha iki gün önce manşetlerde okuduğumuz, öğrencinin pantolonu uygun olmadığı için okul yönetimi öğrenciyi sınıfa almak istemez ve kendini sorumlu tutan baba canına kıyar... Bu olanların herhangi bir sistem ya da yönetim şekli ile alakası olduğunu düşünmüyorum. Bir aileyi babasız bırakacak kadar düşüncesiz, kötü niyetli insanların nasıl bir hayat yaşadığını gerçekten merak ediyorum. Eğitim çatısı altında kendini eğitememiş, iyi niyetten yoksun ya da niyetini doğru aktaramayan insanların eksik bırakıp belki de parçaladığı yaşamlar. Söylemek istediğim o kadar çok şey var ki ama kelimeler kalemimde tıkanıp kalıyor. İnsanların eksiklerini eleştirmeden, yargılamadan önce kendimizi sorgulasak. Tek soru; ‘Nasıl iyi insan olurum?’ bunu bir kerecik sorsak kendimize ve cevabını arasak. Hadi iyi insan olmanızdan da geçtim sadece birazcık empati ve anlayış yeterli.

Eğitim yuvalarını ticarethaneden ayıran en büyük özellik içinde barındırdığı amaç ve niyet. Birçok okulda mesela okul aile birlikleri öğrencilerle ortak kardeş okul projeleri yapıyor. Maddi durumu iyi olmayan köy okullarındaki öğrencilere, kış mevsimi zorluğunu göz önünde bulundurularak mont, ayakkabı ve kalın kıyafetler alıp gönderiyor. Kimsenin kalbini kırmadan, kimseyi incitmeden bir okul dolusu çocuğu mutlu etmek hiç de zor değilmiş. Demek ki iyi niyeti göstermek bu kadar basit. Keşke çocukları olmayan montu ile değil de öğrenemediği bilgiler yüzünden ayıplasak, keşke olmayan pantolonu yüzünden değil de derslerine çalışmadığı için kızsak. Umuyorum ki bir gün bunların hepsini aşacağız ve mutlu yüzü gülen çocuklar yetiştireceğiz. Benimde en büyük hayalim bir gün ihtiyacı olan bir okula adımı taşıyan güzel ve donanımlı bir müzik sınıfı yaptırmak.

Hayallerimizin bir an önce gerçek olması dileğiyle...

Sevgi ve müzikle kalın...