SOLİNGEN KATLİAMI VE "ÇİRKİN" AÇIKLAMALAR

Ozan CEYHUN 27 Nis 2018

Ozan CEYHUN
Tüm Yazıları
29 Mayıs 1993 Cumartesi gecesi Amasyalı Genç ailesinin Solingen kentinin "Untere Werner" sokağındaki aşırı sağcı dört Alman genci tarafından kundaklandı. Irkçılığın ne kadar tehlikeli oluğunu gösteren Solingen Katliamı aradan geçen 25 yıla rağmen hem Almanya'da hem de Türkiye'de unutulmadı.

Solingen Katliamı’nda Gülsün İnce (28), Hatice Genç (18), Hülya Genç (9), Saime Genç (5) ve Gülistan Öztürk (12) feci şekilde yanarak yaşamlarını yitirdiler. Genç ailesinin 15 yaşındaki oğlu Bekir Genç ile 3 yaşındaki torunu Güldane İnce ağır yaralı olarak kurtuldu. Üç hafta komada kalan ve bugüne kadar tam 24 ameliyat geçiren Bekir Genç’in tedavisi yıllarca sürdü.

Bu katliamı gerçekleştiren Neo Nazi-aşırı sağcı dört kişi, yargılanıp çeşitli hapis cezalarına çarptırılmışsa da bunlardan ikisi kısa süre sonra iyi halden serbest bırakıldı. Mahkeme ayrıca bu aşırı sağcı bu dört caniye, olay sırasında vücudunun yüzde 36’sı yanan Bekir Genç’e acı parası ödeme cezası verdi. Ancak bu dört kişiden ikisinin hapiste olması ve bu yüzden paralarının olmaması, iyi halden serbest kalan birinin de parasının olmaması ve diğerinin de nerede olduğu bilinmediği için bu karar uygulanamadı.

Her yıl 29 Mayıs günü Solingen’de bir anma töreni yapılmakta. Bu yılki tören hazırlıkları esnasında da Aşağı Ren  Vestfalya Eyaleti (NRW) Başbakanı Armin Laschet’in önerisiyle Türkiye Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da törende bir anma konuşması yapması dileğiyle davet edildi. NRW Eyaleti Başbakanı Laschet’in bu güzel tavrı ve önerisi tüm Türkleri de çok sevindirdi ve mutlu etti. Böyle anlamlı bir günde hem Almanya hem de Türkiye’nin üst düzeyde temsil edilmesi çok değerli. Bir yandan 1993 yılında gündeme gelen katliamın masum kurbanları anılırken diğer yandan da ırkçılara verilecek mesaj çok önemli. 

Buraya kadar her şey olumlu. Ancak son günlerde olanlar çok çirkin bir hale geldi.

Solingen Katliamı’nı Anma Töreni hazırlanırken kimse Türkiye’de bir erken seçim olacağını ön görmüyordu. Hazırlıklar artık sona ermiş ve tören önümüzdeki pazar günü yapılma aşamasına gelmişken Türkiye’de MHP’nin önerisi üzerine bir erken seçim tartışması gündeme geldi ve sonunda da 24 Haziran 2018 tarihinde bir erken seçimin yapılması kararlaştırıldı. Kısacası ne töreni organize edenlerin ne de davet edilen Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “seçim toplantısı” yapmak gibi niyetleri olmadı ve hala da yok.

Ancak maalesef Almanya’da son dönemler de PKK terör örgütüne açık bir şekilde destek veren Sol Parti ve hala Türkiye karşıtlığını sürdüren Yeşiller’in öncülük ettiği çirkin bir tartışma başlatıldı. Özellikle Türkiye düşmanı olarak nam salmış bazı Türkiye kökenli politikacıların da medyada “kışkırtıcı” rolü üstlendikleri bu tartışma ve yapılan açıklamalar Solingen Katliamı’nı anmaya hazırlandığımız bu günlerde tüm Türkleri rencide etmekte.

Avusturya ve Hollanda’nın ardından Almanya’da Türkiye’de 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak erken seçime yönelik olarak propaganda faaliyetlerine izin vermeyeceğini açıkladı. Almanya Dışişleri Bakanı Maas bu uygulamanın tüm ülkeler için geçerli olduğunu açıkladı. Bunu göreceğiz. Özellikle Yunanistan ya da İtalya’da seçimler olduğunda partiler için Almanya çok önemli bir seçim bölgesi oluyor. Dışişleri Bakanı Maas’ın partisi SPD ile kardeş parti olan partiler bizzat SPD’nin desteği ile seçim propagandası yapıyorlar. Bakalım 24 Haziran 2018’de Türkiye’nin partileri ama belli ki özel olarak AK Parti’ye yasak olan propaganda faaliyetleri PASOK için de geçerli olacak mı?

Daha düne kadar ne Almanya’yı, ne Avusturya’yı ya da ne Hollanda’yı rahatsız etmeyen Türkiye seçimleri bu ülkelerde seçmenlerin büyük bir çoğunluğunun AK Parti’ye oy vermesinden sonra rahatsız etmeye başladı. Bu yasaklar açık bir şekilde AK Parti’yi hedef almakta. PKK terör örgütünü destekleyen HDP ya da sırf AK Parti’ye karşı olduğu için desteklenen CHP tarafından yapılan toplantıları bugüne kadar kimse engellemedi. Hatta Yeşiller ve Sol Parti üyesi milletvekilleri bizzat HDP için seçim çağrıları bile yapmakta.

Ama asıl bizi rahatsız eden ise Solingen Katliamı’nı Anma Töreni’nin de bizzat Türkiye karşıtları tarafından istismar edilmesi ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile iktidar partisi AK Parti’ye karşı seçim propagandası amacıyla kullanılması. Bu resmen çok çirkin bir durum. Bu törene katılacak olan Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Genç Ailesi ile dayanışma ve ırkçılığı protesto için geleceği Solingen’de seçim propagandası yapma amacı yok. Bunu çok iyi bilen Almanya Dışişleri Bakanı Maas’ın da bu nedenle törene katılması söz konusu.

Peki o zaman bu anma törenine yönelik olarak günlerdir medya üzerinden “kıyameti koparanların” amacı ne? Genç Ailesi’nin beş üyesini katleden Neo Naziler yeterince acı verdi bu aileye. Şimdi ise 29 Mayıs günü yapılan anma törenlerinde bir nebze olsun acılarını unutmaya çalışan Genç Ailesi’ne karşı büyük bir saygısızlık değil mi “Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu törene katılmamalı” diye Alman medyası üzerinden günlerdir kara propaganda yapmak?

Ne Genç Ailesi ne Almanyalı Türkler ne de Almanya bu yapılanları hak etmiyor! Mevlüt Çavuşoğlu en başta Genç Ailesi için bu ülkeye geliyor ve ona yönelik yapılan “terbiyesizlik” aslında Genç Ailesi’ne, tüm Türklere ve onu davet edenlere karşı da yapılan bir “terbiyesizlik”  değil de nedir?

Yeter artık en başta Genç Ailesini ve Almanyalı Türkleri rahat bırakın!