SOSYAL AĞLAR MİLLİ GÜVENLİĞİ TEHDİT EDERKEN

Tuğrul GÜNAY 24 Mar 2018

Tuğrul GÜNAY
Tüm Yazıları
Geçen haftaki yazımızda sosyal ağlarda uygulanan kişilik profili belirleme algoritmalarının, 2016 ABD Başkanlık seçimlerinde Trump'a nasıl yardımcı olduğuna değinmiştik.

İsimler artık ortaya saçıldığına göre, şirket isimlerini vermekte beis yok. Yazımızın akşamına Cambridge Analytica - Facebook krizi patladı! Krizi takip eden üç günde Facebook yaklaşık 50 milyar USD değer kaybetti. Facebook üçüncü taraflara, üyelerinin izni olmaksızın bu üyelerinin kişisel verilerini açmıştı.

Konunun detaylarına ilişkin haberleri ve yorumları internette birçok yerde bulmak mümkün. Aslına bakarsanız bu veriler zaten binlerce uygulama için de açıktı. Hatta Obama’nın seçim çalışmaları yapan ekibi, kendi geliştirdikleri bir uygulama ile, uygulamayı indirenlerin arkadaş listelerine erişim sağlayarak seçim çalışmaları yapmıştı. Binlerce uygulamaya ve Obama’nın seçim ekibine açık olan veri seti, Cambridge Analytica kullanınca problem oldu. Çünkü şirket, kullanıcıların Facebook üzerinde bıraktıkları izlerden kişilerin özelliklerini, o kişilerin en yakınlarından bile daha doğru bir şekilde tespit edebilecek psikometrik algoritmalara sahipti. Bu da seçmenlerin istenilen yönde yönledirebilmesi anlamında önemli bir silahtı. Mesele, kişilere ait verilerin kişilerin onayı olmadan kullanılarak o kişilerin karakter özelliklerinin tespiti meselesiydi. Bu verileri daha önce kimse bu şekilde kullanmamıştı.

İlk kimin söylediğini hala bilmediğim ama hemen her iş ortamında sanki ilk defa söyleniyormuş gibi söylenegelen bir söz var. "Ürün için ücret ödemiyorsanız, ürün sizsiniz." Hepimizin aslında içeriğini bilmeden bile hissedebildiği bir duygunun, iki artı iki eşittir dört kadar net ve güzel ifadesi. Nitekim, en safımızın bile elindeki üç kuruşluk malı beş liraya satmaya çalıştığı bir dünya düzeninde, ortalamada bizden daha yaratıcı ve zeki olduğu, ortaya koyduğu bir kaç yüz milyar USD değerindeki şirketlerle açık olan insanların, internet ortamında sundukları ürünlerinin bedava olduğunu düşünmek için kundaktaki bebek kadar saf ve temiz olmak gerekiyor. "Ne güzel bedava, üzümünü ye, bağını sorma’’ bakış açısı ise zaten en arzu edilen bakış açısı. Aslında önemli krizler baş göstermese, ciddi bir çoğunluğun bakış açısı da bu.

Bu hizmetleri kullanarak zaten ürün olduğunuzu kabul ettiğinizi varsayarsak, kişisel verilerinizin güvenliğini sağlamak size kalan bir konu. Ancak ücretsiz hizmet almak için zaten uygulamalar sizden belirli izinleri talep ediyorlar ve bu izinleri vermezseniz, ürünleri de kullanamıyorsunuz. Ancak burada esas önemli olan konu bambaşka. O da işin milli güvenliği ilgilendiren bölümü.

Bilim insanlarının ve sektörde faaliyet gösteren uzmanların zaten bildiği ve geçerliliğini birçok çalışmada test etme imkanı bulduğu psikometrik testlerle insanların profilini belirleme faaliyetinin ne derecede etkili bir araç olduğu bu son olayla kamuoyu nezdinde de pekişmiş oldu. Peki ya bu sosyal ağlar, ellerindeki kişilik profili belirleme algoritmaları ile Türkiye’de sosyal ağlara kayıtlı insanların düşünce şekillerini, tercihlerini, nelere öfkelenip nelere duygusallıkla yaklaştıklarını il il, ilçe ilçe, mahalle mahalle ve hatta apartman apartman belirlemişse? Misal belirli bir kişilik profili sergileyenler, belirli sosyal olaylarda daha etken bir tutum takınıyorsa ve sosyal ağlar ellerindeki araçlarla bu belirledikleri kişilere, onlardan almalarını istedikleri aksiyonlara yönelik mesajları iletebiliyorsa ve bu insanlar da bu mesajlarla harekete geçiyorsa? Riskleri çeşitlendirmek insan hayalinin sınırları ile sınırlı.

Profil belirleme araçları eğitim alanında öğrencilerimizin kendi ilgi alanları ve yetkinliklerine uygun meslek seçimlerinin tespiti ve geliştirilmeye açık becerilerinin belirlenerek geliştirilmesinde kilit bir rol oynuyor. Aynı zamanda şirketler için işe en uygun adayın belirlenmesi ve mevcut işgücünün en doğru şekilde, en fazla verimi sağlayacak biçimde organize edilmesi çalışmalarında da profil belirleme araçları veriye dayalı ve ölçülebilir bilgiler üreterek şirketlerin verimini arttırıyor. Ancak, kullanıcıların bilgisi dışında, internette bıraktıkları izlerden profiller çıkararak kullanıcıların tutum ve davranışlarının yönlendirilmesi çalışmaları sadece gayri etik değil, aynı zamanda milli güvenliği de ilgilendiren unsurlar barındırıyor. O yüzden, bu bilime yönelik çalışmalara ağırlık verilmesi ve zaten başkalarının internette bıraktığımız izleri takip ederek bildiği kişilik profillerimizi bireyler olarak kendimizin, genel olarak da devletimizin bilmesi çok büyük önem arz ediyor.

Konuya ilişkin önerilerimizi önümüzdeki yazıda sunacağız.