SOSYAL MEDYADAN ALIŞVERİŞ YAPARKEN BİN KEZ DÜŞÜNÜN

Micheal KUYUCU 11 Kas 2018

Micheal KUYUCU
Tüm Yazıları
Son günlerde üçkağıtçılar sosyal medyada cirit atıyor. Geçen gün bir arkadaşımın sosyal medyadan nasıl dolandırıldığını anlatacağım size.

Instagram üzerinden gençlere ulaşan bir üçkağıtçı güzel ayakkabı fotoğrafları paylaşarak bunları sattığını iddia etti. Sanal satışçı 3 ayakkabıyı 150 TL’ye sattığını ve bir tanesini bedavaya verdiğini söyledi. Bu siparişi verenlere bir de parfüm hediye ettiğini de söyledi. Üstelik kapıda ödeme yapılarak kredi kartı bilgilerini de istemeyerek kendisini namuslu olarak takdim etti. Arkadaşım Instagram hesabında yazılı olan WhatsApp numarasına mesaj yolladı ve siparişi verdi. Birkaç gün sonra hepimizin çok iyi bildiği bir kargo firması ürünü getirdi ve 150 TL’yi alarak gitti. Paketi açan arkadaşım içinden basit bir erkek ayakkabısı çıktığını gördü. Siparişi veren firmaya, yine aynı numaradan mesaj yolladı ama hiçbir şey olmadı. Daha sonra kargo firmasına durumu anlattı ve parasının iade edilmesini talep etti, ben bu yazıyı yazarken para talep iadesi beşinci gününü doldurmuş ve hiçbir şey olmamıştı.

Sahte ayakkabı satan arkadaş bu süreçte satışlarını yapmaya ve sosyal medyada kendisine yeni kurbanlar aramaya devam ediyor. Hesabı incelediğimde ne bir adres ne bir telefon gördüm. Basit dandik bir şirket adı ve altında çok ucuza satıldığı iddia edilen cafcaflı ayakkabılar. Sonra bir araştırdım baktım bir de ne göreyim. Meğer gençler Instagramdan yapılan bu tarz satışlara epey rağbet gösteriyormuş. Elbette bu tarz satışlar yapan sahtekarları savcılığa bildirerek tespit ettirip sonrasında mahkeme yolu ile cezalandırabilir ve paranızı alabilirsiniz. Ama 150 TL için bu kadar uğraşmaya değer mi? İşte bu üşengeçliğe güvenen üç kağıtçılar “nasıl olsa bana bir şey olmaz” diyerek etrafı tokatlamaya devam ediyor.

Vergi Kaçakçılığına Alet Olan Sosyal Medya

İlk önce tüketicilere birkaç sözüm var. Instagram ya da Twitter aracılığı ile size mal satmak isteyenlere dikkat edin. Şirketi araştırın, kurumsal bir yapısı var mı? Size fatura verecek mi? Bir internet sitesi var mı? Şirketin bir adresi var mı? Gibi çok basit birkaç soruyu sorun kendinize alışveriş yaparken. Bu tarz hesapların dolandırıcı olabilme ihtimalini göz önünde tutun. Sosyal medya aracılığı ile yapılan satışlarda fatura verilmediği zaman bu satışlarda vergi kaçırma suçunun işlendiğini unutmayın.

Burada kargo firmalarına da seslenmek istiyorum. Aras Kargo – Yurt İçi Kargo  - MNG Kargo gibi firmalar Türkiye’nin en önemli kargo firmaları. Bu “kapıda ödeme” yönteminin uyguluyorsunuz peki bu yöntemi uygularken çalıştığınız şirketler ne kadar güvenilir araştırıyor musunuz? Bunun çok iyi araştırılması lazım.

Hukuki Önlemler Şart

Son sözüm ise devlet erkanına. Bu sosyal medyayı hepimiz seviyoruz, kullanıyoruz. Ama yeni nesil adeta bu sosyal medya ile yaşıyor. Sosyal medya okuryazarlığı konusunda neden bir şey yapılmıyor? Instagram’dan satış yapan firmalara neden göz yumuluyor? Burada elin Amerikalısının kurduğu bir sosyal medya platformu nasıl oluyor da bu kadar zarar verebiliyor bize. Bu platformlar her geçen gün dijitale kayan reklam pastasının aslan payını alarak yerli medyanın ekonomik anlamda sorunlar yaşamasına neden oluyor. Bu sosyal medya platformları vergi ödemeden gelir elde ediyor. Bu sosyal medya, bir WhatsApp hattı kuran herkese bir hesap aracılığı ile alışveriş yapmasına izin veriyor ve toplumun dolandırılmasına göz yumuyor. Bu konunun çok iyi incelenmesi ve gerekli hukuki önlemlerin alınması lazım.

***

Bir Assolistin Cinayeti

Yarın Muazzez Abacı’nın doğum günü, çok önemli bir ses çok büyük bir yetenek. Sanatı kadar özel hayatıyla da dikkatleri çeken özellikle seksenli yılların çok sesli Türk musikisine damgasını vuran bir yorumcu. Sanatçıların doğum günlerinde onların en özel şarkılarını yayınlayan ve onları yad eden Tuğçe Marik’in hazırlayıp sunduğu “Ona Özel” adlı radyo programında Muazzez Abacı şarkıları yayınlanacak. CRI TÜRK’te yayınlanacak bu programda yarın sabahtan akşama kadar her saat başında bir Muazzez Abacı klasiği, akşam 23:00’te ise tüm şarkılar bir saatlik bir özel program olarak kesintisiz yayınlanacak. Yanlış anlamayın amacım reklam veya tanıtım yapmak değil. Bu program vesilesiyle yayıncının yaptığı hazırlıklara şahit oldum, derken bende bir nostalji yolculuğuna çıktım ve Muazzez Abacı’nın muhteşem şarkılarını inceledim ve Abacı’yı hatırladım.

İlk Plak 45 Yıl Önce Geldi

Vurgun – Bana Her şey seni hatırlatıyor -  Şakayık ve daha pek çok klasiği Türk müziğine kazandıran, yaptığı Bir Sevgi İstiyorum – Firuze cover yorumlarıyla şarkılara adeta yeni bir kan veren Muazzez Abacı gibi bir yorumcunun son yıllarda müzik adına hiçbir şey yapmamasına çok üzülüyordum. Bu sesler bu efendi yorumcular bir daha gelmiyor, müzik piyasası bugün züppelere kalmışken bu yorumcuları herkes özlüyor. Kariyerine 1960’lı yılların ikinci yarısında TRT Ankara radyosunda başlayan Muazzez Abacı ilk plağını 1973 yılında yayınladı. O günden bugüne tam 45 yıl geçti. Uzun zamandır sahneye çıkmayan Muazzez Abacı geçen gün Bülent Ersoy ile Bostancı Gösteri Merkezinde bir dinleti sundu. Bu onun sahnelere tekrar dönüşü anlamına geldi.

Sezen’imin Şarkıları

2000’li yıllarda albüm üretmedi Muazzez Abacı. 2001 yılında yayınlanan “Hükümlüyüm” adlı albümünden sonra, 2014 yılında Ajda Pekkan ile bir alaturka albüm yayınladı. Çok iyi bir düşünceydi ama nedense albüm yürümedi. Derken 2018 yılına geldik ve ilk duyduğumda beni çok heyecanlandıran “Sezen’imin Şarkıları” adlı albümü dinledik. Bu albümde Muazzez Abacı, Sezen Aksu klasiklerini seslendirdi. On tane Sezen Aksu klasiğinin yer aldığı bu albüm, bu yılın en iyi proje albümlerinden biri olabilirdi, heyhat öyle olmadı. Bir dönemin büyük assolisti Muazzez Abacı albümde “Perişanım Şimdi” adlı şarkıda Sezen Aksu ile, “Geri Dön” de Serkan Kaya ile, “Her Şeyi Yak” ta Manga Grubunun başarılı solisti Ferman Akgül ile düetler yaptı. Teoride her şey müthişti ama albümü ilk dinlediğimde hiç beğenmemiştim. Geçen gün bir kez daha dinledim albümü. Ama bu albümü dinlerken hayal ettiğim Muazzez Abacı’dan hayal ettiğim o efsane yorumu alamadım. Buna bir de yorumcunun albümünün tanıtımı için hiçbir şey yapmaması eklenince bu proje ölü doğmuş bir bebek gibi oldu. Zaman geçti yılın sonuna geldik ve maalesef albüm unutuldu gitti. Belki de yılın en çok konuşulacak projesi güme gitti.

Kötü yapılan düzenlemelere bir de Muazzez Abacı’nın bilgisayarla oynanmış gibi çıkan sesi eklenince ortaya bir assolist cinayeti çıktı. Sezen Aksu’nun “Hata” şarkısının o dev vokalden dinlerken yaşadığım hayal kırıklığını size hiçbir kelime ile ifade edemem. Hele “Yazık Şu Geçen Zamana”yı dinlerken bu şarkı söyleyen kadın kim dedim kendi kendime….

Bu albümü yapanlar bunu görmedi mi, hatalı tonlamalar, demode bir alt yapı ve dahası. Türkiye’de son yıllarda proje albümü yapmak moda oldu, bunlar da fast food iş gibi yapılıyor. Projeyi düşünmek kadar iyi uygulamak da önemli, böyle bir projede Muazzez Abacı’ya hatalı tonlarda şarkı söyletmek kadar büyük bir müzik cinayeti görmedim. Her şeye rağmen o kadar güzel şarkılar var ki albümde. Ama dinlerken isyan ediyorum. “Sezen’imin Şarkıları” albümünü bir dinleyin neden isyan ettiğimi anlayacaksınız.

Ne diyeyim, Muazzez Abacı’nın doğum günü kutlu olsun, ne yazık ki yeni Muazzez’ler gelmiyor, sanırım gelmeyecek.

Bu ara “Sezen’inimin Şarkıları” albümünün plağı da yayınlandı. Tüm olumsuzluklara rağmen dinlemenizi tavsiye ederim.

***

Ödüllü Senarist Anılarını Yazdı

Zenne ve Çekmeceler filmlerinin senaristi ve ortak yönetmeni Caner Alper, bu defa anılarını kaleme aldı! hep kitap’ın önümüzdeki günlerde yayımlayacağı Temiz Aile Çocuğu okurları, Caner Alper’in hayatında bir yolculuğa çıkaracak.

Çok ses getiren Zenne filmiyle Altın Portakal En İyi İlk Film Ödülü ve Altın Portakal SİYAD En İyi Film Ödülü’nü kazanan Caner Alper’in, hep kitap’tan çıkacak Temiz Aile Çocuğu adlı anı kitabı için geri sayım başladı.

Caner Alper, hayatını anlattığı Temiz Aile Çocuğu’nda; “Ne olursan ol, sıradan olma” diyen annesiyle yaşadığı çatışmaları, yaşadığı zorlukların yanında gülümseyerek hatırladığı anıları kaleme aldı. Kitap aynı zamanda, Türkiye’de tabu kabul edilen değerlerin dışında bir erkek olmanın, azınlık kabul edilmenin ve aykırı durmanın, kimlik, cinsiyet konularında çalışmalar yürütmenin ne anlama geldiğine dair ipuçları da taşıyor.

***

Playback Yapmak Haram mı?

Linet geçtiğimiz hafta bir açıklama yaparak “Playback yapan sanatçılar haram para kazanıyor” dedi. Bu konu Demet Akalın’ın konserlerinde playback yapması üzerine açılmış ve Linet bu açıklamayı yapmıştı. Son zamanlarda bir tek Demet Akalın değil pek çok yorumcu sahnede playback ya da half playback yapıyor. Tarkan bile konserlerinde hazır ritim üzerine şarkı söylüyor.

Linet’in bu açıklaması çok ilginç bir konuyu gündeme getirdi. Playback yapmak haram mı konusunu konuşmaya başladı insanlar. Olay ilginç, bunun haram olup olmadığı biz bilemeyiz, Allah bilir. Ama şu çok kesin bir şey: Şarkıcılarımız maalesef dünya standartının çok gerisinde kaldılar.  Edirne’den dışarıya çıkamaz oldular. Çünkü hem yetersizler hem de kendilerini müzik adına geliştirmek için hiçbir şey yapmıyorlar. Dikkat edin uluslararası çapta bir şarkıcımız çıkmadı son yirmi yılda. Linet’in eleştirisi bu yönü ile haklı. Ama ne yazık ki ülkemizde müzik adına hiç kimse hiçbir şey yapmıyor. Ondan müzik piyasası bir ileri iki geri şeklinde ilerliyor.

***

Telefonu Olan ÜNLÜ Oldu

Doksanların pop fenomeni Yonca Evcimik geçtiğimiz hafta beni çok güldürdü. Katıldığı bir programda “Ağzı olan konuşuyor, telefonu olan ünlü oldu. Youtube ile gündeme gelen ve kitleleri meşgul eden kardeşlerim, bana çok balon köpüğü gibi geliyor ve açıkçası seviyesiz buluyorum. Şakalaşmak ve samimi olmak şımarıklığa dönüşmüş. Kalıcı olmak başka bir şey. İlgi azalabilir farkında değiller, keşke bir an önce farkına varsalar. Lagaluga bir yere kadar.” Diyerek yeni neslin yaşamına biraz eleştirisel baktı. Telefonu olan şöhret oldu lafını sevdim. Maalesef öyle her yerde canlı yayın yapan insanlarla doldu memleket. Youtube’dan, Instagram’dan oradan buradan… Herkes fotoğraf ustası, yönetmen oldu. Bu pek hayra alamet değil bence, geri kafalı diyebilirsiniz bana ama Allah sonumuzu hayretsin diyeceğim.

***

Kayahan “Yolu Sevgiden Geçen Şarkılar” Konseri ile Anıldı

Büyük Usta Kayahan’ın herkesin hayatına dokunmuş unutulmaz klasikleri, “Yolu Sevgiden Geçen Şarkılar” senfonik projesi ile sahnelendi.

Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirilen konserde Kayahan’ın “Gönül Sayfam”, “Geceler”, “Esmer Günler”, “Sabahlar Uzak” gibi unutulmaz klasikleri Hakan Aysev ile İpek Açar tarafından yorumladı. Sanatçılara, Alper Kömürcü’nün müzik direktörlüğünde kurgulanan senfoni orkestrası eşlik etti. Konseri pür dikkat izledim, karmaşık duygular içinde izledim diyebilirim. Neden mi? Çünkü sahnede şarkı söyleyen İpek Acar son eşi Kayahan’ın şarkılarını seslendirdi. Arkasında orkestrayı yöneten maestro ise İpek hanımın Kayahan vefat ettikten sonra hayatına giren kişiydi. İlk duyduğumda çok garipsemiştim, ama kadın hayatının sonuna kadar kendini eve de kapatacak değil ya diye düşündüm, belli ki sevdalandı dedim kendi kendime. Yine de garip bir duyguydu onları izlemek. Hayat işte, giden bıraktığı ile kalıyor, kalan ise bir şekilde hayatına devam ediyor.

Son bir söz: Hakan Aysev o konserde muhteşem sesiyle herkesi büyüledi. Bilmem farkında mısınız ama bu ülkede harcanan bir tenor var.