TANRIYI YENİDEN ARAYAN NESİL

Ümit G. CEYLAN 08 Nis 2021

Ümit G. CEYLAN
Tüm Yazıları
Ellilerini, kırklarını geçmiş bizler ve hatta bizden öncekiler dâhil çok fazla sorgulayan, düşünen insanlar değildik. Meşhur 68 kuşağı bizden belki de daha fazla okuyan sorgulayan bir nesildi ama onlar da terörize edildiler bununla birlikte düşünenler anarşist ilan edildiler.Belki de o yüzden onların çocukları olan bizler düşünmekten korkutulduk veya gerek duymadık. Hiç aklımıza gelmedi bile. Çünkü eğitim sistemimiz kutsaldı ve elimize tutuşturulan kitaplardaki her şey harfi harfine doğruydu.

Sistem kurbanıyız

Sınırlı kaynaklarımız vardı; belki sadece kitaplar, tek kanallı televizyon, tek ağızdan yayın yapan gazeteler biraz yabancı baskılı dergiler ve büyüklerimizden duyduklarımız. Öğretmenlerimizin sadık öğrencileriydik. Ne kadar da gençliğin rüzgârıyla burun kıvırsak içten içe bizi şekillendiren öğretilere sadık kalmayı her ders başı yemin edip her hafta sonu da İstiklâl Marşı ile tasdik ediyorduk. İtiraf ediyorum ezberlerimiz vardı. Bu ezberlerden sıyrılan başka ezberlere yakalanıyordu. İster din adına ister rejim adına ne olursa olsun bir öğretiler sisteminin kurbanlarıydık. Farklı fikirler; günah, vatan haini, rejim karşıtı, komünist veya Allahsız yapıyordu. Uyanmayalım diye o derin uykudan düşünmekle düş kurmak arasında bırakıldık.

Biz Tanrıyı aramadık; bulduk

Biz Tanrıyı hiç aramadık. Çünkü anne ve babalarımızın Tanrısı vardı ve onlarınkini kabul ettik. Aksi olursa kendimiz düşünmeye, anlamaya ve sorgulamaya başlardık. O zaman kalıplaşmış her şeyin arkasındaki gerçekleri ve yönetenleri bulurduk. O yüzden aileleri ile uzlaşmacı görünen ama yalnız çocuklar olduk. Biz kendimizi bulamadık ya da geç bulduk. Ezberlerimizle her duvara tosladığımızda ve bir de bu sorgulamaları çocuklarımızda gördüğümüzde biz nasıl da körmüşüz dedik. Bugünkü nesil Tanrıyı yeniden arayan bir nesildir. O yüzden ben bu nesli büyük bir aydınlanmanın kapısını açacaklarına inanıyorum.

Asi gençlik. Öyle mi?

Gençlik hep asidir. Öyle de olacaktır. Bu tanımdan ne anladığınıza bağlı olarak değişir. Eğer gerçekliğin peşinde sürekli sorular soran ve cevap arayan bir gençlikten bahsediyorsak evet o biz değiliz. Onlar bu yeni neslin çocukları. Alışık olmadığımız soru şekilleri var? Doğrudan ve dolaysız soruyorlar. Her şeyi sorguluyorlar? İçlerinde duyarsız bir kesim de var. Peyami Safa’nın Yalnızız kitabındaki Meral sadece kendini düşünen Paris’te koket yaşıtlarına özenen bir genç kız değil miydi? Bugün de var onlardan. Ancak bir de öyle bir gençlik var ki gerçekten inanmak ve mutmain olmak istiyorlar. Onlar uzay ve ötesi ile ilgililer. Maddenin en alt parçacıklarından asla bilinemez denilen henüz keşfedilmemiş yeni bilimsel arayışlar peşindeler. Onlar hakikatlere ideolojik kalıplar içinden bakmıyorlar. Hakikate götürecek yollara henüz kimsenin gitmediği bambaşka yollardan gitmek istiyorlar. Kendi deneyimlerini yaşamak istiyorlar. Dayatmalara, ezberlere başkaldırıyorlar. Her yeni bilgi hakikate yaklaştıran bir ışıktır. Eğer insanın gerçek muradı bilgideki hikmeti aramaksa er ya da geç sonsuz bir hayret kapısının önüne düşülecektir. İşte bu gençliği de öyle bir kapı bekliyor.

Ama

Tehlike de var. Üstelik çok sinsice pusuya yatmış bir şekilde bekleyen ve sözünü ettiğimiz gençlikteki heyecandan faydalanmak isteyen akılları da görüyoruz. Burada biz büyüklerin yapacağı şey aradıkları cevaplara mümkün olduğunca içten, samimi cevaplar verebilmektir. Düşündüklerimizle yaşadıklarımız arasında bir tezat olmamalı. Çünkü bu çocukları kandıramayız. Internet çağında çok farklı akımların da girdabına girebilmeleri mümkündür. Anne ve babasına, öğretmenlerine güvenebileceğini bilmeli. Soru sormaktan korkmamalı. Söyleyecekleri karşısında paniklememeliyiz. Soğukkanlılıkla karşılamalıyız. Bu nesil anlamın peşinde koşarken bizden farklı bir yöntem kullanıyor. Bunu kabullenmek ve anlam kodlarını küçümsemeden çözmeye çabalamalıyız. Bu anlama çabası bizi onlarla ortak bir hakikate taşıyacaktır. Gönüllerimizi gençlere açarak onların anlama çabalarında birlikte olduğumuzu hissettirmek, salt akıl ile ulaşamayacakları kapıları açacak gönül anahtarını taşıdığımızı görmeleri Tanrı’ya birlikte yeniden ulaşacağımızın müjdesidir vesselam.

 

Kaçış yok
Köşe bucak kaçtığımız kendimizden nafile kurtuluruz nefsimizden. Bizi yakalar alnımızdan secdeye serer benliğimizden. Hangi renkten yoksunsak hangi düşünceye kaçtıysak kurtuluş yok. Orada apaçık mizan serilir önümüze güpegündüz. Kim bilir hangi kuytuya saklandık yalanlarımızdan sanırız böyle aklandık karanlıktan. Gecelerde gündüzü, gündüzlerde geceyi ararken, herkes mutluluktan mutluluk seçerken, yine de yetinmezdi kimse elindekinden. Gözlerimizden, dilimizden, ellerimizden, kulaklarımızdan, ayaklarımızdan kaçınmadık günaha davet edilirken. Mal, mülk, makam, mevki, şan, şöhret için atmadığımız taklaları sayarken, hangi alacaklı unutur borçlusunu biz unuturken. Bir can derdimiz varken bin dünya derdinde yok olurken, bizi bize bırakmaz iyi ki Rabbim. Eller namaza açılır bin bir utançla her ezanda. Kaçış yok Allah’ın çağrısından. Eninde sonunda O’na dönecek tüm suretler içindeki sırlarıyla.                            Bundan hiç kaçış yok.İyi ki de yok.

Ramazan yine hüzünlü

Bu ramazan ayını böyle düşünmemiştim. Bu yıl artık salgın hafifler, birlik beraberlik içinde geçen senenin acısını çıkartacak bir ramazan ayı geçiririz diye düşünmüştüm. Ama olmadı. Bu sene de payımıza hüzün düştü; dostlardan uzakta, evimizde kendi başımıza ramazan geçireceğiz. Demek ki daha imtihanımız bitmemiş. Ne diyelim; neylerse güzel eyler bakalım Mevlâm daha neler gösterecek. İnşallah hayırlı, huzurlu bir oruç mevsimi ve arkasından çok
güzel bir bayram nasip olur. Bu vesileyle ramazan ayında da ramazana özgü sayımızla sizlerle birlikte olacağımızı haber edeyim. Şimdiden cümle İslam Aleminin Ramazan-ı Şerifini kutlarım. Bu kutlu ayın din, dil, ırk ayırmaksızın tüm insanlığın üzerinde büyük bir aydınlanmaya vesile olmasını niyaz ederim. Kimin ne derdi, sıkıntısı varsa Rabbim herkese yardım etsin. Mağfiret O’nda ihsan, bereket O’ndan. Dualarınızda beni de eksik etmeyin.
Selam ederim.

Artı –Eksi

Artı
Türk Konseyinin toplanması Türk Konseyinin çevrimiçi toplantısı, dünya basınında neredeyse ciddi gündem olmayan görmezden gelinen bir toplantıydı. Ancak Türk dünyası için ve yakın planda Nahçivan üzerinden Türk koridorunun açılması gözleri Orta Asya’ya çevirecektir. Turan yolu olarak da adlandırılan bu kapının açılması özellikle Türkçe konuşan ülkeler arasındaki bağı her türlü iş birliği çerçevesinde geliştirecek ve bundan dolayı da stratejik bir döneme gidildiğini düşünebiliriz. Çevrim içi toplantıya gözlemci üye olarak katılan Macaristan’ın da orada olması önemliydi. Uluslararası finans baronlarına mâhkum kalmayacak bir finans sistemin de kurulması konuşuldu bu toplantıda. Kaldı ki bence en önemli ve kalıcı konulardan biri bu finans konusudur. Bir sonraki toplantı salgının seyrine göre Türkiye’de yapılması planlanmaktadır.

Eksi

Korolardan Türk ibaresinin kaldırılması Elazığ Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Müdürlüğü’nün ismi Elazığ Kürsübaşı Müzik Topluluğu Müdürlüğü, Diyarbakır’daki Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Müdürlüğü’nün ismiDiyarbakır Medeniyetler Müziği Korosu, Edirne'deki Devlet Türk Müziği Topluluğu Müdürlüğü’nün ismi Edirne Rumeli Müzikleri Topluluğu Müdürlüğü, Şanlıurfa'daki Devlet Türk Halk Müziği Korosu Müdürlüğü’nün ismi Şanlıurfa Sıra Gecesi Müzik Topluluğu Müdürlüğü olarak değiştirildiği haberi basına yansımıştı. Türk müziği şemsiyesi altında olan bütün topluluklar zaten bize ait kültürdür. Burada yapılmak istenen belki de o yörelere ait özelliği daha belirgin hale getirmektir ama buna hiç gerek yoktu. Türk kelimesini kullanmanın ırkçılıkla bir ilgisi yoktur. Bunu bilmeyen Türk kelimesinin anlamını ve içini de dolduramıyor demektir. Ancak henüz doğrulayamadığımız bir habere göre bu karardan vazgeçildiği yönündeydi. Umarım öyle olur. Çünkü şu anda kültürle ilgili en önemli konu bu değildir.

Rod Stewart’ın Jön Türklerle alakası

İngiliz plak şirketi YoungTurks adını yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermemek için değiştirdiğini duyurdu. Şirket adını Osmanlı’nın son dönemlerinde kurulmuş olan Jön Türkler/ Genç Türkler Cemiyetiyle karıştırılmasından endişe duyduğu için Young olarak değiştirmiş. İngiliz basınından TheGuardian’ın haberine göre şirket Jön Türklerin Ermenilerin katledilmesinde rolü olması şüphesiyle isim değiştirmiş. Haberin kendi içeriğinden yazan kişinin de araştırma yapmadan ya da kasıtlı bir şekilde bu haberi böyle yazdığı anlaşılıyor. Habere göre 1910’ların ortalarında II. Abdülhamit’i de tahttan indiren Jön Türkler ve beraberinde padişahlığın sonunu getirip Cumhuriyeti isteyen bu grubun daha sonra Ermenilerin katledilmesi olayına karıştıklarını anladıkları için isimlerini değiştirme kararı aldığını yazıyor. Ancak haberdeki bilgi hatalarını anlamak için kısa bir internet araştırması yeterli olurdu. Ünlü İngiliz şarkıcı Rod Stewart’ın YoungTurks adındaki şarkısının İngilizcedeki isyankâr gençler anlamına gelmesi hoşlarına gittiği için plak şirketinin adını bu şekilde koymuş kurucu Pawson. Ancak 2006 yılında kurulmuş olan bu şirket ne oluyorsa birden Ermenileri üzmemek için adlarını değiştiriyor ve bununla da yetinmeyip Londra’daki Ermeni
Enstitüsüne açıklanmayan bir meblağda bağış yapıyor. Bizim Türk Lobisi orada ne yapıyor keşke bunu öğrenebilseydik. Bu haberin Türk makamlarına ulaştırılması ve de gereğinin yapılması gerekiyor. Ermeni soykırımı diye bir şey olmadığının altını defalarca çiziyoruz ancak nasıl bir güçse bunun altından kalkamıyoruz. (Haber editörümüz tarafından TheGuardian’dan doğrudan çevrilmiş ve edite edilmiştir)

Babanın kızına öğüdü

Bir baba genç kızına alkol ile ilgili bir öğüt veriyor. Kızım bunu içebilirsin ama dikkat et o seni değil sen onu esir alacaksın. Şaştım kaldım doğrusu. Bilimsel olarak asla yararı konusunda bir cümle kurulamayacak olan bu madde için böyle bir öğüt vermek ne büyük cehalet. Genç kız o kadar güveniyor ki kendine alkol ile baş edebileceğini zannediyor. Ne de olsa o sosyal bir içici. Bir madde insanı nasıl esir alsın ki, öyle değil mi? Üstelik çağdaş, bilimsel düşündüğünü iddia eden bir ailenin mensubu olan bu kız bir yandan da bilim yapmak için üniversite okuyor. İstatistiklere bile bakılsa trafik kazaları, kadın cinayet ve tecavüzlerin en az yüzde 50’den fazlasının sebebi alkol olduğunu görecektir. Çocuklarımıza öğüt verirken insanın öncelikle kendini eleştirecek cesareti olmalı. İçki içmeyi çağdaşlık zannedeceksiniz sonra da başınıza bir şey geldiğinde alkolde suçu görmeyecek kadar aptal olacaksınız. Her türlü alışkanlık yapma gücü olan alkol ve benzer maddenin kullanılması büyük bir risktir. İnsanın gücü her şeyle uğraşma yetmez. Bugün alkol ile başlanır sonra yolun devamında başka maddelere göz yumulur. O yüzden baştan yanından bile geçmeyecek temiz ve huzurlu bir hayat yaşayıp öğüdünü de bunun üzerinden vereceksin.