TELEVİZYON YAYINLARIMIZ TAM BİR EZİYET!

Fehmi KETENCİ 13 Ağu 2018

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Ülkemizde ulusal yayın yapan bir çok televizyon var. Son bir kaç yıldır televizyonlardaki ayrışmanın yarattığı ve adına "yandaş" denen o ötekileşme ayırımının yarattığı olumsuzlukları ve tamamı bir televizyon tutkunu olan televizyon izleyenlerinin kafasını iyice karıştırmış olmasına karşın hala toplumumuzun en önemsenecek zamanlarını geçirmeye çalıştıkları kitle iletişim araçlarıdır.

      Bu ayrışma, adına “yandaşlık” denen ve asla olmaması gereken bu ayrışma, daha çok siyasi ve politik haberlerde toplum üzerinde etkli olmasına ragmen, yine de televizyon izleyicisi üzerinde, tek dayanakları olan kitle iletişim araçları olarak giderek artan bir olumsuz etki yaratmaya devam ediyor.

      Tüm bu olumsuzluklarda, eğlenmek için veya kendilerine uygun haber ve bilgileri almak için eskisi kadar televizyonları takip etmiyorlar. Hele yaz dönemleri televizyonlarda, toplumun önemli bir kesimini ekran başına çeken periyodik diziler, “sezon finali” sonrasında yeni sezonu beklemeleri nedeniyle ekranlardan uzaklaşmışken, yerlerini dolurmak için ucuza malolan, aceleyle yazılmış senaryo işleri yaz dizilerinden oldukça rahatsızlar. Siyasi ve politik haberler artık eskisi gibi takip edilmiyor.

      Buna, yaz aylarında televizyon izlememe alışkanlığını da eklediğimizde, televizyonlardaki izlenme oranları yerlerde. Yaz dizilerinin izlenecek kalitesi yok. Yaz dönemini, ucuz ve maliyeti düşük bir ortamda geçirmek isteyen televizyonlar, ekranlarındaki yayınlarının neredeyse üçte ikisinden fazlasını tekrar yayınlarla doldurmayı alışkanlık halina getirince, televizyon izleyicisinin halini varın siz düşünün.

      Tekrar yayınlarda, özellikle tekrar dizilerde bölüm disiplini olmadığı gibi, tam bir yayın curcunası var. Eskiden tekrar yayınlar, günün belirgin saatlerinde ve gece yarısından sonra yayınlanırdı. Şimdi ise, akşam, Ana Haberler sonrasında tekrar yayınların yanı sıra, filmler bile bazen haftadan haftaya veya ay içinde bir kaç kez tekrarlanarak yayınlanıyorlar.

      Bu konuda önemli miktarda abonelik ücreti ödenerek yayınlarını izleyebildiğimiz, özellikle Digitürk, şimdiki adıyla Bein HD’nin Bein MOVIES değişik kanallarında yayınlanan filmlerde tekrarlar iyice bıktırmaya başladı. Gün içinde aynı filmi bir iki kez farklı kanallarında tekrar tekrar izleyebiliyorsunuz.

      Bein HABER ise daha çok spor haberlerinin ağırlıkta olduğu, ama, çok basit, sunum keyfi vermeyen haberler var.

      Özellikle bir çok kanalda yayınlanan Bein SPORT ise izlenecek gibi değil. Sunum tekniği ve bilgi zenginliği olmayan sunumlar ve ta başında bu konuda bir kaç yazımda vurguladığım o renk karmaşası zenim fonlu stüdyolarda içeriği, keyif vermeyen spor sohbetleri, abonelik için DigiTürk’e verilen parayı hiç mi hiç haketmiyorlar.

       Şimdi futbol liglerimiz başladı. Özellikle Spor Toto Süper Ligi, Lefter Küçükandonyadis Sezonu karşılaşmaları bu hafta başladı. Maç sunumlarındaki yorumlarında futbol dersi vermeye çalışan teknik adamlar ve eski futbolcular, dünyanın parasını vererek izlemeye çalıştığımız takımımızın karşılaşmasında tüm keyfini kaçırıyorlar. Sahada yaşanan önemli olaylarla ilgili bilgiler yerine maça konsantrasyonu kaybettiren gereksiz yorumlar ve o takımın hocasıymış gibi yorumlar yapanlar bıktırdılar. Takımının maçını izleyenler, sahadaki futbola konsantre olmak isytiyorlar. Maç sonunda sporcu ve teknik direktörlerle röportaj yapanlar ise iyice havanda su dövüyorlar.

      Tek keyif aldığımız yayınlar ise Basketbol Super Ligi ve EuroLig karşılaşmalarının yayınlarıdır. Orada yorum yapanlar ve sunucular basketbolun uzman yorumcu ve sunucularıdır. Ve basketbol maçı izlemenin keyfini kaçırmıyorlar.

      Bu sadece sunucu ve yorumcuları suçlamak için değil. Neredeyse tüm maç yayınlarını elinde bulunduran Arap merkezli Digitürk patronlarının ve yöneticilerinin bu konuda çok daha fazla şeyler yapmaları gerektiğini anlamaları içindir.

      Bein HD, Digitürk yayınları aboneliği için ayda 119 TL ödeyen biri olarak bunu istemek en doğal hakim. Bu böyle biline.