Öncelikle Zaho’da gerçekleşen hain terör saldırısında hayatını kaybeden tüm Iraklılara Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum… Allah bir daha hiçbir masuma bu acıyı yaşatmasın… Iraklıları en iyi biz anlıyoruz çünkü bu oyunlar onlarca yıl ülkemizde sergilendi ve hepimizin içini fazlasıyla yaktı! Iraklıların acısını en iyi anlamakla birlikte onların terör belasından kurtulması için tek rehber de yine biziz…

Son bir yıldır Erbil Yönetimi sınırları içerisinde yaşayan halkın “terör tepkisi” ve Türkiye’nin Kuzey Irak’ta yürüttüğü başarılı mücadeleye yönelik köşemde yer verdiğim yazılarımla sıklıkla altını çizdiğim önemli bir başlık vardı…
Iraklıların terörden bezmişliği ve Türkiye’nin varlığı tüm huzur karşıtlarının “terör iş birliği“ içerisine gireceğini, bu karanlık ittifakın bölgede acılara sebep olacağını, saldırı dozunu arttıracaklarını ve daha fazlasını defalarca yazdım…

Çünkü Zaho’da masumların canına kıyanları Türkiye’nin onlarca yılını karanlığa gömenlerden tanıyoruz!
Kadın, çocuk, bebek, yaşlı demeden insanların canına kıyanlar Türkiye’de son nefesini verince Irak’ta güçlenmek istedi fakat bu eskisi gibi kolay olmadı… Çünkü kendisine Türkiye’yi rol model alan Iraklılar huzur istiyordu artık… Düşünsenize günlük vize ortalaması binlerceyi bulan Iraklılar, Türkiye’ye her gelişinde yaşam-şehir-altyapı-üstyapı-kurumsal işleyiş-sağlık-eğitim-turizm-sosyal hayat konforuna şahit oldukça “biz de böyle yaşamak istiyoruz” düşüncesiyle Irak’a dönmeye başladılar…
Evet artık Irak da eskisi gibi değildi, terör örgütü ve yandaşları için…
Diğer yandan değişen Ortadoğu ve Irak dengeleri terör örgütlerinin halkın üzerinde yarattığı tüm korku etkisinin kaybolmasına sebep olmuştu…

Bunca örgüt oyunları arasında Irak’ın siyaset, bürokrasi, iş, sivil toplum kuruluşu kanatları da kendi ülkelerini unutup bir acayip hal almaya başlamıştı…
Misal neredeyse bir yıl önce seçim yapılmasına rağmen hükümetini bir türlü kuramıyordu Irak Parlamentosu! Elektrik, su, mazot, hizmet, iş, eğitim, umutların adı vardı fakat kendisi yoktu…
Adalet, merhamet, liyakat kalmamıştı… Kurumlar, mezhepler ve gruplar arasında yaşanan çekişmeler sebebiyle çalışamaz olmuştu…
“Şii-Şii, Sünni-Sünni, Kürt-Kürt” çekişmesi tarihinin zirvesinde yaşanıyordu…
Bağdat Yönetimi ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi terör örgütünün yarattığı acılarla dolu geçmişinden kurtulup evlatlarına huzurlu ve mutlu bir vatan bırakmak için askeriyle, polisiyle, kurumlarıyla, insanlarıyla kararlı bir mücadele başlatmıştı… 2021 Irak Seçiminden KDP ve terör karşıtı partiler başarıyla çıkmıştı… KDP, Sadr ve tüm terör karşıtlarının bu başarısı aylardır kurulamayan hükümet sebebiyle son süreçte daha da artmıştı… Sadr ve KDP’nin iş birliği öncülüğünde bir hükümetin kurulması ihtimali kulislerde konuşulmaya başlamıştı… İşte tüm bu terör karşıtı yükseliş, KDP’nin de Türkiye gibi algı operasyonlarının hedefine oturtulmasına sebep oldu… Özetle birileri, terör örgütü maşasıyla meyve veren ağacı taşlamaya çalışıyordu…

Türkiye, Suriye Operasyonu’nu açıklamış ve İran-Türkiye-Rusya İşbirliği görüşmelerinden olumlu mesajlar yansımıştı…
Türkiye Ukrayna-Rusya Tahıl Görüşmelerinde dünya menfaatleri doğrultusunda başarılı bir ev sahibi olmuştu…
Elde bu kadar veri ve hatta çok daha fazlası varken terör örgütünün birilerinin ekmeğine yağları balları sürmek için  “Arap-Kürt-Türk” gerginliğini çıkarmak isteyerek Irak’ı yalnızlaştırmak  istemesi kaçınılmaz oldu elbette…
Fakat tutmadı bu oyun çünkü tarihinin en başarılı terörle mücadele ve istihbarat sürecini yaşayan Türkiye’nin böylesi bir saldırıyı yanlışlıkla gerçekleştirmesi imkansız!
Bununla birlikte bu saldırı buram buram kaos kokarken bir kesimin bayatlamış cümlelerle ısrarcı Türkiye karşıtı paylaşımları da beklediği karşılığı bulmadı…