TERÖRLE MÜCADELE BİRİNCİ HEDEFİMİZ OLMAK ZORUNDA

Ozan CEYHUN 31 Eki 2018

Ozan CEYHUN
Tüm Yazıları
Türkiye, tüm dünyanın ilgi ve bazen de hayranlıkla takip ettiği ülkelerin başında gelmeye devam ediyor.

Son günlerde maalesef bir cinayet nedeniyle dünyanın birçok ülkesinden gazetecilerin de sürekli İstanbul’da bulunarak Türkiye’den tüm dünyayı aydınlatmak zorunda kaldığını yaşadık. Suudi Arabistan kaynaklı bir katiller timinin İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda kendi vatandaşları bir gazeteciyi katlettiklerini Türk Polisi ortaya çıkardı ve Türk Adaleti şimdi hesap soruyor. Tüm dünyaya örnek olacak bir şekilde olayın peşini bırakmıyor. “Basın özgürlüğü” söz konusu olduğunda çok konuşan bazı “büyük” devletler sırf Suudi Arabistan ile silah ticaretleri bozulmasın diye bu caniliğe karşı gereken tavrı almazken Türkiye, kararlı bir şekilde tüm suçluların ortaya çıkması için gerekli her adımı atmakta.

Ancak öte yandan Türkiye’de çok güzel gelişmeler de olmaya devam ediyor.

Türkiye’nin her geçen gün daha sosyal, demokratik ve güçlü bir ülke olmasından rahatsız olan “çevreler ve ülkeler” Türkiye’de istikrarı bozmak için ellerinden geleni yapmaya kalksalar da Türkiye’nin “dik durmasını” ve her türlü “saldırı” ile başa çıkmasını engelleyemiyorlar.

Geçen yılki referandumun ardından bu yıl yapılan seçimle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçen Türkiye, güçlü lideri Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında kenetlenerek tüm bu operasyonları boşa çıkarttı. Dünyada son 10 yılda yapılan 10 mega projenin 6'sını Türkiye gerçekleştirdi. “Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden Marmaray'a, Avrasya Tüneli'nden Ovit Tüneli'ne” kadar birçok dev projeyi hayata geçiren Türkiye, şimdi de önceki gün dünyanın en büyük havalimanının ilk fazını açtı. Üstelik tüm engellemelere rağmen. “Cengiz/Kalyon/Limak/Kolin/Mapa Ortak Girişim Grubu'nca”, KDV dahil 26 milyar 140 milyon Euro’luk yapım, işletme ve devir bedeliyle ihalesi kazanılan, 76.5 milyon metrekare alana yapılan ve 200 milyon yolcu kapasitesi ile dünyanın en büyüğü olacak yeni havalimanı, 225 bin kişiye istihdam sağlayacak.

Havalimanının hizmete girmesinin ardından şirket, yıllık KDV dahil 1.1 milyar Euro olmak üzere, 25 yılda KDV dahil 26 milyar Euro kira ödeyecek. Böylece devletin kasasına tek kuruş harcanmadan KDV'si ile birlikte 176 milyar liradan fazla para girecek. 

Önceki gün, yani Türkiye’de tarihi açıdan Cumhuriyetin Kuruluş yıldönümü olarak çok önemli bir gün olan 29 Ekim günü, yurtdışından çok sayıda üst düzey konuğun da katılımı ile açılan yeni havalimanı, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Bu bir havalimanı değil, bir zafer anıtı" sözlerinde dile getirdiği gibi, yeni Türkiye'nin vizyonunu ortaya koyması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

İşte Türkiye böylesine dev projelere imza atarken diğer yandan da sadece Türkiye için değil tüm insanlık için büyük bir sorun olan teröre karşı top yekün mücadelesini de her düzeyde sürdürmeye devam ediyor. Çünkü sadece Türkiye’nin değil insanlığın huzuru için Ortadoğu’da terörün kökünün kurutulması ve son teröriste kadar tüm teröristlerin etkisiz hale getirilmesi bir zorunluluk. 

Özellikle Suriye’de maalesef bazı “süper güçlerin de” desteği ile varlıklarını sürdüren PKK ve PYD terör örgütlerinin “yok edilmesi” Türkiye’nin en önemli hedeflerinden biri. DEAŞ terör örgütüne karşı en başarılı mücadeleyi veren ülke olan Türkiye şimdi de müttefikleri ile birlikte Suriye’yi PKK ve onun Suriye’deki uzantısı PYD/YPG terör örgütlerinden kurtarmaya kararlı.

Bu nedenle Suriye’deki iç savaşın sona ermesi çok önemli. Türkiye bu konuda geçtiğimiz cumartesi günü (7 Ekim 2018) çok önemli ve tarhi bir dörtlü zirveye hem öncülük hem de ev sahipliği yaptı. Başkan Erdoğan, Rusya Başkanı Putin, Almanya Şansölyesi Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile dörtlü bir zirvede bir araya geldi. Bu zirvede çok önemli kararlar alındı.

Zirve sonrası sonuçları özetlerken Başkan Erdoğan, “Suriye kaynaklı terör tehdidi toplantımızda ele aldığımız bir diğer önemli konuydu. Bu hususta gerek 4 ülke arasında, gerekse uluslararası toplum düzeyinde iş birliğinin artırılması konusunda mutabık kaldık. Bugüne kadar DEAŞ ve PYD tarafından gerçekleştirilen saldırılarda yüzlerce vatandaşımız yaralanmakla kalmadı, şehitler de verdik. Her iki terör örgütünü de kaynağında bertaraf etmek amacıyla Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarını gerçekleştirdik. 7 bin 500'lü DEAŞ'lı ve PYD'li teröristi etkisiz hale getirerek 4 bin km'lik alanı terörden arındırarak önemli bir başarıya imza attık. Terörle mücadele kisvesi altında, sahada yeni emrivakilerin dayatılmasını da asla kabul etmeyeceğiz. Fırat'ın batısında olduğu gibi Doğusunda da tehditleri kaynağında bertaraf etmeyi sürdüreceğiz. Uluslararası toplum meseleyi yeterince sahiplenmedi. Maalesef çok uzun bir dönem Suriye krizinden kaynaklanan sıkıntıların yükünü, Suriyeli siviller ile komşu ülkeler çekmek zorunda kalmıştır. Birçok ülke krizin vahametini krizin etkileri kendi sınırlarına ulaşınca idrak edebilmiştir. Artık bu kayıtsızlığa bir son verilmesi gerekiyor. İnisiyatif alınmadığı takdirde trajedi daha da kötüye gidecektir.” açıklamasını yaptı.

Bu açıklamada terör ile mücadele kararlılığı net bir şekilde dile geldi. 

Ardından Türk Silahlı Kuvvetleri Fırat Nehri'nin doğusundaki YPG/PYD terör yuvalarını ilk kez vurdu! Zor Mağar'da YPG'nin inşa ettiği siperler obüslerle yerle bir edildi. Çünkü PYD/YPG terör örgütü bu bölgelerden çekilmesi beklenmesine rağmen çekilmedi ve yığınak yaptı. Bu durumu maalesef ABD seyrederken Türkiye’nin kayıtsız kalma lüksü olmadığından gereken yapılmaya başlandı. Şimdi örneğin Avrupa’da “Bu harekat ne anlama geliyor? Türkiye, Münbiç'e kara harekatı başlatır mı?” sorusunu soranlar var.

Bu sorulara cevabım: “Türkiye’yi izlemeye devam edin. Bir yandan dev ekonomik adımlar atarken diğer yandan terörle mücadelede atılması gereken adımları ve operasyonları da ihmal etmeyeceğinden emin olabilirsiniz. Suriye’de terörün devamı sadece Türkiye ekonomisi için değil tüm Avrupa kıtası için büyük bir sorun. Bu nedenle Türkiye’yi destekleyin ve Türk askerleri için de dua edin. Onlar sadece sizin için değil tüm insanlık için olmaları gereken yerdeler!”.