THY MENSUBUNU MAĞDUR ETMEZ

Musa ALİOĞLU 27 Oca 2019

Musa ALİOĞLU
Tüm Yazıları
Türkiye'de çalışma hayatında sendika ve sendikacıların yeri öteden beri tartışılır. 

Bazı sendikaların Marksist ideolojinin etkisi altında kalıp, adına da her zaman sınıf sendikacılığı denen ve işçi sınıfının her şeye hakim olmasını öngören bir düzeni yaratma çabaları egemen devletin hoş karşılamadığı bir durum olmuştur. 

İşçiler daha müreffeh bir hayat yaşamak için mücadele ederken, elbette onların bu haklı taleplerini göz ardı eden paragöz işverenler olduğu gibi, ne yazık ki işçi sendikaları da olmuştur. İşte bu gibi, çalışandan yana olmayan, işçi haklarını savunmayan sendikalara "Sarı Sendika" denir. Türkiye'de bunun örneği çoktur. 

"Al takke, ver külah" misali kendilerini kalkındıran, işçisinin hak ve menfaatlerini gerektiği gibi savunmayan bu tip sendika yöneticilerine de "Sendika Ağası" denir.

Özel sektörün ve devletin işveren olduğu işyerlerinde bu ağalar işçi haklarını kendi hak ve menfaatlerine peşkeş çekerler. 

Allah'tan, Türkiye'de çalışanının hakkını veren namuslu ve dürüst işverenlerin var olduğunu görmek toplumsal barış adına çok olumlu bir yaklaşımdır. Aynı şekilde kamu kurumlarında da işçi ve memurun hakkı için fedakarlık yapan bürokratlar vardır ve de olmaya da devam edecektir.

Bazı siyasi iktidarlar, özellikle kamuda "başım ağrımasın" mantığı ile kendine yakın sendikalar kurup, yaşatmıştır. 

12 Eylül öncesinde, devlete yakın Türk-İş varken, Devrimci İşçi, Ülkücü İşçi ve Hak -İş gibi Konfederasyonlar arkalarını yakın siyasi partilere ve görüşlere dayamıştır. 

Şimdi de durum bundan farklı değildir. 

Kamu kurumlarında sorun çıkarmayan ve yakın düşüncedeki sendikaların himaye ve destek gördüğünü her an görüyoruz. 

Türk Hava Yolları'nda eski başkanı Hamdi Topçu (Bu sıralarda yazdığı kitapta bu özel operasyonu da anlatır sanıyorum) yönetimi de başım ağrımasın, çok fazla ücret ve de sosyal hak vermeyeyim diye, iş yerlerinde yetkili olan Türkiye Sivil Havacılık Sendikası'nın (Hava-İş) sıkıntı yaratan yönetimini tasfiye edip, ücret ve haklar konusunda hiç zorluk çıkarmayan ona sadık bir yönetimi iş başına getirdi. Getirdi de iyi mi etti acaba? Bu tartışılır. 

Hava-İş içinde, yönetime muhalif hareket başlatan bir gurup uçucu, Genel Kurul'da başarılı olamayınca yeni bir sendika ile yola devam etme kararı aldılar. 

Kabin ve kokpit ekiplerinden oluşan uçucular, Havacılık Çalışanları Sendikası (Hava-Sen) adıyla yeni bir sendika kurup harekete geçtiler. Bu sendika çok kısa bir sürede 20 bin üyeden 5 bine yakınını üye yapmayı başardı. Sendikacılık faaliyetleri sırasında yasalara aykırı hareket ettikleri iddiasıyla, bu sendika yöneticilerinden bazılarının iş akitleri işveren tarafından feshedildi. Bu durum üyeleri korkuttu ve yüzlerce üye muhalif sendika Hava-Sen üyeliğinden istifa etti. İşten çıkarılan bazı sendikacılar mahkemece işe geri döndü. 

Şu anda 3 bin 200 üyesi olan bu sendika geçen hafta genel kurulunu yaptı. Kaptan İskender Çarkçı tekrar başkanlığa seçildi. Bu arada, daha önce de yazdığımız gibi Hava-İş, THY iş yerlerinde yetkili sendika olarak 26. Dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) ön görüşmelerine başlamış bulunuyor. 

Hava-İş'in açıkladığı toplu sözleşmeyle ilgili taslağı inceleyen Hava-Sen, THY çalışanlarını kayba uğramamaları için bir bildiri yayınlayarak uyarılarda bulundu.  

Taslağın çalışanlar tarafından endişe ve belirsizlikle karşılandığını belirten Hava-Sen, bu konuda kendilerine ulaşan bazı talepleri şu şekilde dile getiriyorlar:

"TİS taslağında sosyal haklar konusunda neredeyse hiçbir iyileştirme talebi yoktur. Fahiş fiyatlara ulaşmış sağlık sigortasından, kurumsal BES konusunun değerlendirilerek ileriye yönelik şirketin çalışanlara sağlayacağı emeklilik kazanımından, koltuk garantili pas haklarından, havaalanı otopark ücretlerinin ne olacağından, disiplin kurulunun değişmesi gereken yapısından, iş akdi fesih süreçlerinin insani hale getirilmesinden, şirketin türlü bahanelerle çalışmak istemediği yaşı ilerlemiş personelin emekliliğe teşvik programından, personelin iş için kullandığı tablet, bilgisayar ve telefonların şirket tarafından temininden, özellikle uçucu personelin çok sıkıntı yaşadığı etkin taşımacılık servis ağının nasıl olacağından, bir sendikanın ihtiyacının çok ötesinde personelden toplanan fahiş aidatlardan, yabancılara yapılan farklı iş sözleşmelerinden ve bu sözleşmelerin Türk personele doğuracağı kanuni haklardan, hemen hemen her birimde taşeron şirket elemanı olarak çalışanlardan, son gelir vergisi kanununda yapılan değişiklikle kaybedilen haklardan, akademiden mezun pilotların geri ödemelerindeki keyfi uygulamalardan, 211 ve Hava Sen süreçlerinde işten haksız yere atılanlarla ilgili yapıldığı iddia edilen çalışmaların sonuçlarından, şimdiye kadar yetkili sendikanın gizli saklı imzaladığı protokollerle kaybedilen haklardan, bu aşamadan sonra artık gizli protokol yapılmayacağı garantisinden ve işverenden istenmesi gereken birçok irili ufaklı sosyal talepler ile bu ve buna benzer sosyal konulardan maalesef hiç bahsedilmemektedir."

Hava-Sen yönetimi, işverenle yapılan her toplantı sonrasında çalışanlar, mutabık kalınan ve kalınmayan konularla ilgili bir açıklama beklediklerini belirterek şöyle devam ediyor. 

"THY A.O.’daki iş gurupları tanımlarının ve ücret skalalarının yer aldığı Ek(1-2-3) taslaklar, görüşmeler başlamasına rağmen üyelere açıklanmamıştır.

Ücret ve ücret zamları ilk dilimi için son altı ay resmi enflasyon artışına göre belirlenmiş, ek olarak birinci altı ay için yüzde 6 zam talebinde bulunulmuştur. Ücret artışlarında birinci altı ay zammı, iki yıl için imzalanacak olan Toplu iş sözleşmesinde en önemli maddedir. Geçmiş dönem ücret kayıplarının karşılanması ve enflasyon karşısında ücretlerimizin iki yıl boyunca korunması açısından büyük önem taşımaktadır. İki yıllık kayıplar göz ardı edilerek hazırlanan bir ücret zammı talebi çalışanların aleyhine gelişeceği, çalışanlar tarafından ifade edilmektedir."

Açıklamada yetkili sendika olan Hava-İş tarafından üyelerden saklanarak görüşme günü yayınlanan Toplu iş sözleşmesi taslağında kaptan kıdem sırası ile ilgili talep edilen değişiklik, (Madde 112-A) kabul edilmesi halinde, bazı çıkar guruplarına hizmet etmekten başka bir işe yaramayacaktır. Kaptanlık mesleğindeki liyakat ve tecrübelerden oluşan gelenek, yerle bir edilmeye çalışılmakta, havacılığın kanla yazılmış kuralları unutulmaktadır" denilmekte. 

Hava-Sen Sendikası'nın açıklaması şöyle devam ediyor:

"Son 10 yılda şirket içerisinde buna benzer uygulamaların zararları net olarak görülmüştür. THY yönetimi ve uçuş İşletme Başkanlığı havacılığı bilmeyen ve sendikacılık oynayan bu ekibin ne yaptığını iyi görmelidir.

THY A.O. ve Türk Sivil Havacılığı kimseye kurban edilemeyecek kadar değerlidir. Bu değerler çalışanların alın terinin ortaya çıkardığı milli kazanımlarımızdır.

Çalışanların bu süreçte ve gelecek yıllarda karşılaşabileceği fiziki ve sosyal koşulların ne olabileceği konusunda görüş önerisi olmayan bir sendika yönetiminin çalışanların hak ve menfaatlerini nasıl koruyacağı şüphelidir."

Hava-İş'in suçlandığı bu açıklamada yer alan bazı çok önemli konuların, çalışanına sahip çıkan THY A.O yönetimi tarafından kesinlikle dikkate alınacağından hiç kuşkum yok. Kurumu zora sokmayacak ve çalışanları da mutlu edecek bir TİS süreci yaşanması en büyük dileğimizdir. 

İyi uçuşlar Türkiye'm.