TRUMP'A ISLIK, ERDOĞAN'A ALKIŞ

Ozan CEYHUN 28 Eyl 2018

Ozan CEYHUN
Tüm Yazıları
Türkiye Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Berlin'de. 27 ve 29 Eylül 2018 tarihlerinde gerçekleştireceği Almanya ziyaretinin ilk günü dündü. Üstelik bu ziyaret Başkan Erdoğan'ın yedi yıl aradan sonra Türkiye'den Almanya'ya gerçekleştirilen ilk devlet ziyareti olarak da ayrı bir önem taşımakta.

Ancak bu ziyaret özellikle 25 Eylül 2018 Pazartesi Günü, BM Genel Kurulu’nda yapılan konuşmaların ardından çok daha anlamlı bir hale geldi.

Kendi adıma hemen belirteyim. Ben de Başkanımızla Berlin’deyim ve 22.15’te bir Alman TV kanalında canlı yayına katılıp, Alman iş ve medya dünyasından temsilcilerle “Türkiye-Almanya İlişkilerinin Durumunu” konuşmuş olacağım. Son iki yıldır Alman TV kanallarında çok sayıda canlı yayına katılmış biri olarak bugün çok daha gururlu olacağım. Çünkü bundan önce katıldığım tartışmalarda Başkan Erdoğan’a yönelik sataşmalar olduğunda onu savunan tek kişiydim. Bu gece eminim ne eskisi gibi sataşmalar olacak ne de ben Başkanımızı savunan tek konuşmacı olacağım.

25 Eylül Pazartesi Günü BM Genel Kurulu’nda yapılan konuşmaları izleyen dünya kamuoyunun ve elbette Alman kamuoyunun hatırladığı iki isim var o genel kuruldan geriye kalan.

Biri ABD Başkanı Donald Trump, diğeri ise Türkiye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan! Trump tüm dünya kamuoyunun ıslıkladığı ve “yuh” dediği bir lider olarak zihinlerde. Erdoğan ise alkışlanan ve takdir edilen bir lider olarak gönüllerde.

Donald Trump, 25 Eylül günü yaptığı konuşmanın içeriği ve kalitesiyle birçok Alman’a “Gasthauslardan birinde çok bira içtikten sonra saçmalayan bazılarını” ve bir çok Türkiye vatandaşına da “kahvehanede oturup ahkam kesen bazılarını” hatırlatmaktan öteye gitmedi. “Koskoca Amerika Başkanı ne biçin konuşuyor” dedirtti tüm aklı başında insanlara!

Donald Trump, tek, tek ülke isimleri vererek ülkeleri ve dünyayı tehdit etti. Ama onun bu tehditleri korkutmak yerine onunla alay edilmesine neden oldu. Trump, Almanya’ya yönelik “çirkin bir şekilde” konuşurken en güzel tepkiyi Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ve ekibi verdiler. Güldüler ve “alay ettiler.”

Ne ABD ne de dünya böyle bir başkanı kesinlikle hak etmiyor!

Buna karşın Türkiye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, tüm dünya kamuoyunun BM’den beklentilerine “tercüman” oldu. Eminim Alman kamuoyunda onu geçmişte “haksız yere eleştirdiklerini düşünenlerin” sayısı da artmıştır. Erdoğan, konuşurken söyledikleri ile aslında Avrupa Kıtası ve AB için de söylenmesi gerekenleri dile getirdi. 

“Geçmişte Ruanda'da, Somali'de hala Filistin'de yapılan katliamlar BMGK izlerken gerçekleştirmiştir. Tüm dünya arkasını dönse bile Türkiye olarak biz mazlum Filistinlilerin yanında durmaya devam edeceğiz. Böyle önemli bir yapının adı sürekli başarısızlıklarla anılan bir kurum haline gelmesine bizim gönlümüz rıza göstermiyor. Bu nedenle BM'nin yapısında kapsamlı bir reforma gidilmesi gerektiğini söylüyoruz. Dünya 5'ten büyüktür diyoruz. Dünya 2. Dünya Savaşı sonrasındaki gibi değil. Ne için 194 ülkenin tamamı daimi üye olma konumuna gelmesin. Sadece 5 üye ve diğerleri geçici ve onların da orada hiçbir inisiyatifi yok. Dünyanın geleceği için çok önemli olarak gördüğüm bu kurumun güvenlik ve sosyal eşitlik alanlarında etkinliği artmadır. Türkiye olarak, BM vasıtasıyla yapılabilecek çok önemli işler olduğunu görüyoruz. Dünyanın kurtuluşunu ve mutluluğunu sağlayacak olan adalettir. Bugün dünyamızın siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarsızlıkların pençesinde olmasının nedeni adaletsizliktir.” derken aslında örneğin tüm AB ve özellikle Almanya vatandaşlarının da hislerini ve BM’den beklentilerini dile getirdi Başkan Erdoğan.

Özellikle ABD’nin ticaret savaşlarında hedef olan ve Erdoğan’ın bu konuda söylediği “Ticaret savaşları her dönemde insanlara zarar vermiştir. Ekonomik yaptırımların silah gibi kullanılması karşısında hiçbirimiz sessiz kalamayız. Dünya ticaret düzeninin tek taraflı bozulmasına karşı hep birlikte çalışmalıyız. Kaos çıkarmak kolay, düzeni sağlamak zordur. Bugün bazı ülkeler ısrarla kaos çıkarmaya çalışıyor. Umudun kaybolduğu dünya düzeni kadar büyük tehlike yoktur. Türkiye, ticaretin de insan dolaşımının da serbest olmasından yanadır. Biz sorunlarımızı yapıcı diyalogla çözmekten yanayız.” bu sözleri imzalayacak olan Almanya kamuoyu açısından bu ziyaret çok anlamlı.

ABD’nin tüm dünyaya “kafa tuttuğu” ve haksız ticaret savaşları ile dünya ekonomisine zarar verdiği bu günlerde Türkiye ve Almanya’nın konuşacak çok sayıda ortak konusu var. 

Avrupa’nın lideri konumundaki Almanya ile tüm İslam dünyasının umudu Türkiye arasında atılacak her olumlu adım dünya kamuoyunu çok sevindirecektir. Çünkü Trump’ın karşısında dik duran ve duracak liderlere ve de ülkelere ihtiyaç var!

İşte bu nedenle Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkinin gelişmesi ve iki ülkenin birçok alanda iş birliği yapması çok önemli. Sadece Türkiye ve Almanya için ya da AB için değil. 

Bu üç günlük ziyaret dileriz tüm bu yazdıklarımız ve beklentilerimiz için güzel bir başlangıç olur.