"TRUMPİZM" İLE BİDEN BİR DE ORTAYA PUTİN

Güngör YAVUZASLAN
Tüm Yazıları
Türkiye'de eski ABD Başkanı Trump daha faydalı algısı üzerine aylarca toplum mühendisliği yapıldı. Seçim sürecinde de Türkiye'de iktidar değişikliği için bir kesimde Biden baharı yaşanıyor.

ABD seçimleri gündem olarak Türkiye’nin kendi seçimlerinden daha çok yer aldı.

Türkiye’de eski ABD Başkanı Trump daha faydalı algısı üzerine aylarca toplum mühendisliği yapıldı. Seçim sürecinde de Türkiye’de iktidar değişikliği için bir kesimde Biden baharı yaşanıyor.

Tüm bunların yanında Türkiye-ABD ilişkilerinde adı konmamış bir mücadele var. Müttefiklik içinde çatışan iki ülke var ortada.

ABD’de son fotoğrafa bakarsak

ABD’de Kongre baskını sonrası ‘Trumpizm’ dip dalga olarak kendi mecrasını arıyor. ABD kendi içindeki bölünmeleri ve kırılganlıkları siyasi mecra yanında sokak yansımaları ile yaşıyor. Artık ABD için küresel teröristlerin yanı sıra yerel teröristler de var. 3 Kasım başkanlık seçimlerinden 6 Ocak Kongre baskını sürecinde “topal ördek” olarak Beyaz Sarayı terk eden Trump, şimdilik savaşı kaybetse de cephe hattında durmaya devam edeceğinin sinyallerini verdi. “Trumpizm” orta ve uzun vadede ABD’de kutuplaşmayı derinleştirmeye devam edecek.


Biden mı Kamala mı?

20 Ocak’ta yemin eden Biden eski başkan dönemindeki uygulamaları sonlandıran kararnameleri imzalayarak göreve başladı. Biden döneminde ABD- Türkiye İlişkilerine gerginliğin hakim olacağını gösteren ilk belirtiler Beyaz Saray’da göreve atanan isimler den sinyallerini vermeye başladı. Yeni ulusal güvenlik danışmanı olacak Jake Sullivan, Brett McGurk’ün Joe Biden’ın Ortadoğu ve Afrika’dan sorumlu danışmanı olması, DEAŞ’la mücadele kılıfı altında terör örgütü PKK-PYD-YPG’yi silahlandırmasıyla bilinen Biden yönetiminin yeni Savunma Bakanı Lloyd Austin. Yeni dönemde Suriye ve Irak üzerinden sıcak mücadele hem masa da hem saha da olacak. Sorulması gereken ise Başkan Biden mi Beyaz Sarayı yönetecek yoksa yardımcısı Kamala Harris mi, bekleyip göreceğiz.


Ortaya biraz da Putin gerçekliği


ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Anthony Blinken de göreve başlamadan hemen önce Türkiye’nin S-400 almasının kabul edilemez olarak tanımlaması ve Ankara’ya uygulanan baskının kapsamının genişletilmesi düşüncesi hala hafızalarda. Rusya ile ABD arasında artacak olan küresel kavga ile Türkiye-ABD ilişkileri de bölgesel şartlar gereği birinci derece etkilenecektir. Özellikle Suriye ve Libya’da alan kontrolleri ve petrol-doğal gaz paylaşımları ve sevkiyatları konusunda 2021 çetin mücadelenin olacağı bir yıl olacak. Rusya Suriye’de artık terör örgütü YPG ile en az ABD kadar temasta olan bir aktör durumuna geldi. Putin’in, Karabağ için en son Azerbaycan ve Ermenistan arasında Moskova’da gerçekleştirdiği 3’lü zirveden verdiği mesaj ise ben Kafkasya’nın patronuyum idi. Paşinyan ve Aliyev’i masada karşısına alarak verdiği fotoğraf ise açıktan söylenmeyen bir diplomatik gövde gösterisi idi. Karabağ’da ise işgalden kurtarılan 7 reyon dışında Dağlık Karabağ’da Rusya gözetiminde sorunsalların devam edeceği de bir alan gerçeği. Donmuş çatışma bölgesi 14 bin km2 de küçüldü ve Dağlık Karabağ’da sadece Şuşa merkezinin Azerbaycan tarafından kontrol edildiği adı işgal olmayan yeni bir süreç başladı.


DENGELEYİCİ GÜÇ TÜRKİYE
2021

Ocak ayında Türkiye hem bölgesel dengeler hem de küresel güç savaşlarında kurulan oyunları bozabilecek mi? Bölgesel olarak elinde tuttuğu etkin gücü dengeleyici bir güç olarak küresel aktörleri etkileyebilecek mi? Örneğin sınırlarının hemen dibindeki tehditleri pasifize edebilecek mi? Türkiye’de halen bir toplumsal mühendislik ile algı operasyonu yapılıyor. Mücadele duygusal zeminde mehteran edası ile yapılmaz. Keskin bir stratejik akıl ile alana etki oluşturarak yapılır. Gelinen nokta da Trumpizm’den Biden baharına içimizdeki sorunsallar ile bir de ortaya Putin gerçekliği ile bir mücadele içindeyiz Asya’dan Çin Kuşak Yol ile geldi.