Her şey yoluna girdi gibi. Yapılan açıklamalar El Bab’ın alınmasının an meselesi olduğu söylüyor. DEAŞ merkez üssünü kaçırmış. Bazı militanlar da sıkışmış hareket edemiyor.

Öldürülen terörist sayısı ise 2 bin 500’ü bulmuş. Tam bir yıkım anlayacağınız. Ama asıl dikkatli olunması gereken nokta bence şimdi başlıyor. 

Çünkü, biz yukarıdan DEAŞ’ın üzerine çullanınca Suriye ordusu da boş durmadı. Halep’ten sonra kuzeye yöneldi. Yani El Bab’a doğru. 

Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Örgütü’nden yapılan açıklamaya göre Suriye ordusu El Bab’ın girişine 7 kilometre yaklaşmış. Yani Türk Silahlı Kuvvetleri ile Suriye Ordusu arasında 7 kilometre kalmış. Suriye ordusu cuma gününden itibaren El Bab çevresinde üç köyü ele geçirmiş.

Hal böyle olunca kısa bir süre sonra iki gücün karşı karşıya geleceği ortada.

Bu noktadan sonra her konuda dikkatli olunmalı. Malum iki silahlı güç, fiilen düşman olmasalar da karşı karşıya. Ve cephe sıcak gelişmelere gebedir. Aman ha, aman bir tatsızlık çıkmasın.

YUNANİSTAN'DAN UMUDU OLAN VAR MIYDI?

Yunanistan gibi darbeci askerlerden ve darbecilerden çok çekmiş bir ülke. Başlarına gelmedik kalmamış. Üstelik sol partiler iktidarda. Yani teoride, darbeciliğe ve militarizme karşı olmaları gerekir değil mi?

Evet öyle olmaları gerekir. Ama olmuyor işte, olamıyor.

Konu Türkiye olunca, o koca koca solcular, o antimilitaristler, o demokrasi aşıkları, o, attı mı mangalda kül bırakmayanlar ortadan yok oluyor. Yahu bu durum, senin inandığını düşündüğün, söylediğin her şeye karşı.

Komşu ülkende halkı öldürerek darbe yapmaya kalkışan adamlar sana kaçmış. Sen de lafı eveleyip, geveleyip taca atmışsın.

Sonuç, iade edilmiyorlar. Aferin size yakışanı yaptınız. Şimdi onlarla mutlu mesut oturun. Elbet keser döner, sap döner.

Ve yapılan açıklamalarla ortaya çıktı ki, aslında Yunanistan Türkiye’nin geçmişte yaptığı 50 iade başvurusunu ret etmiş. O zaman sormak lazım. Bu suçluların iadesi anlaşması niye var? Sadece kız kaçırma suçluları için mi? Bu konunun bize düşen tarafı da var. Şimdiye kadar 50 başvurumuzu ret eden Yunanistan ile aslında uygulanmayan bu anlaşmayı niye sürdürüyoruz? Anlaşma dediğin çift taraflı bir durum.

ATA DEMİRER HARİKA

Ne güzel vakit geçirdim. Ne keyifliydi. Sulu zırtlak, abuk subuk filmlerin arasında nasıl da parıldamış.

Ata Demirer, (artık genç kuşak dememek lazım) son dönemin en önemli komedyenlerinden. Aslında komedyen demek onu biraz kısıtlıyor gibi. Çünkü yaptığı işler temelinde komedi belki ama, değil gibi.

Bir düşünce aktarımı gibi. Güneşli, sıcak, sevecen, komik, zaman zaman trajik gerçeklerin yansıması. Dışarıda kar atıştırırken girdiğiniz karanlık salonda yaz günlerine bir özlem. Yazın temsil ettiklerine bir gönderme.

Bununla birlikte, aileye, sevgiye, dostluğa övgü. Yok edici olmayan kışkançlığa, tatlı çekişmelere karikatürel bir yorum. 

“Olanlar Oldu” gerçekten olmuş. Tavsiye ederim. Konu izlediğiniz filmi sevmek değil. Olanlar oldu yalınlığı, doğallığı, sevgiyi hissedeceğiniz bir film olmuş.