Türkiye tepkisini koyduğundan bu yana yazıp konuşuyorum!

“Evet referandum için yanlış zamandı, fakat köklü ve sağlam bağları olan dost ülkelerin ayrılığı kolay olmamalı. Bu uzaklaşmadan her iki ülke vatandaşları da çok üzgün. Kürtler ve Türkler Ortadoğu’nun birbirini anlayan ve köklü bağları olan iki kadim dostudur. En kısa zamanda ilişkiler en sıcak, en samimi, en vefalı, en üst düzeyde başlamalı...”

Bu çerçevede cümleleri sayısını dahi hatırlamayacağım sayıda köşe yazımda ve televizyon programlarında dile getirdim. Herkesin sustuğu o süreçte bunları dile getirirken amacım her iki ülke insanının duygularına tercüman olmaktı.

Erbil’de bir babanın sitemi beni çok etkilemişti; “bizler Türkiye’ye hayranız. Türkçe şarkılar ve diziler hayatımızın baş köşesinde. Küçük kızım Türkçeyi daha iyi öğrenmek için kursa gitmek istiyor. Biz yüzümüzü Türkiye’ye bu kadar dönmüşken Türkiye Ortadoğu’da neden bizi yalnız bıraktı!”

Bir Kürt yetkilinin şu cümlesi de beni çok etkilemişti. “Bize karşı söylemi ve tavrı net olan, bizi asla kandırmayan Türkiye’ye sevgimiz çok fazla...”

O süreçte Türkiye’nin yaptığı yanlış bir hamleyi daha yazıp konuşmuştum; “Esad ile bağları keşke germeseydik”. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sonrasında dile getirdiği “Suriye’de kandırıldık” kelimesi Esad içinde Türkiye’ye uygulanmıştı!
Türkiye hem Esad hem de IKBY başlıklarında kandırılmıştı!

Neyse ki;
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 28 Nisan’da(bugün) Irak’a bir dizi ziyaretlerde bulunacak. Bu gezinin dahilinde Kürt Yönetimi ziyareti de var. Gezi takviminin açıklanmasından bu yana büyük sevinç ve umut yaratan bu ziyaretin ilerleyen günlerde daha geniş kapsamlı bir şekilde devamını bekliyorum. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Kürt Yönetimi ziyaretlerinde görmek bölgeye moral verecektir.

Türkiye’nin Ortadoğu üzerindeki sevgisini ve gücünü herkes biliyor. O halde Türkiye en kısa zamanda kendi menfaatleri doğrultusunda sadece siyaset ile değil kültür, sanat, spor, seyahat ve daha aklımıza gelecek her konuda etkili faaliyetleri başlatmalı...