USTADAN ÇIRAĞA DERS!

Fehmi KETENCİ 10 May 2021

Fehmi KETENCİ
Bugün günlerden spor içerikli yazı yazma günüm değildi ama bu hafta, Süper Ligimizi derinden etkileyecek bir hafta idi.

      Bugün günlerden spor içerikli yazı yazma günüm değildi ama bu hafta, Süper Ligimizi derinden etkileyecek bir hafta idi. Öyle ki lig sonunu yansıtması açısından, genelde son haftalara yaklaşırken geleneksel bir uygulamanın da tekrarlandığı bir haftaydı.  40. hafta Süper Lig karşılaşmalarının tümü cumartesi gecesi aynı saatte oynandığı, ilginç bir hafta sonu oldu. Uzunca zamandan beri, puan farkı ile ligin zirvesinde oldukça fiyakalı bir dönem geçiren Sergen Yalçın yönetimindeki Beşiktaş, bu durumunun etkisiyle cumartesi gecesi oynayacağı Galatasaray derbi karşılaşmasına pek de ciddi hazırlanamamış göründü. Hala 7-0 kazanılan Hatayspor zaferinin etkisindeydi. Şampiyonluk kovalayan, istediğinde neler yapabileceği bilinen Fatih Terim gibi deneyimli, bir hocanın yönettiği Galatasaray karşısına çıkacağını unutmuş gibiydi.

      Oyun başlamadan Fatih Terim, belki de ilk kez böyle bir kadroyla çıktığı karşılaşmada, belliydi ki Sergen Yalçın yönetimindeki Beşiktaş’ın kafasını iyice karıştırmak istiyordu. Kurt hoca Terim, santrançtaki Şah-Mat hamlesiyle, Yalçın’a son darbeyi vurmak istiyordu.

      Son zamalarda pek de denemediği genelde sadece ikinci yarılarda oyuna soktuğu Rademel Falcao ve Babel’li kadrosuyla maça başladı. Önceleri Beşiktaş’ın neler yapacağını gözlemledi. Başlarda Beşiktaş, bilinen kanat oyunlarıyla Galatasaray’ın üzerine gitmeye başladı ancak bunları iyi hesaplamış olan Fatih Terim, Beşiktaş’ın, oyuncularının bireysel yeteneklerine dayalı, bilinen bu kanat oyunlarına net önlemler alınca bu düzene dayalı Beşiktaş oyuncuları bocalamaya ve oyun hakimiyetini rakibine teslim etmeye başladı.

      Sergn Yalçın’ın planı artık hiç işlemiyordu. Galatasaray oyunu istediği gibi yönlendiriyordu. İyi bir kanat organizasyonu sonrasında bu tur pozisyonlarıyla çok etkili olan Babel ile golü buldu ve 1-0 öne geçti. Fatih Terim deneyime dayalı hamleleriyle. sahada çırağa ders veren sistemini uygulamaya başladı. Bu arada Beşiktaş beraberliği yakaladı. Beraberlikten fazlaca etkilenmeyen Terim, Şah-Mat oyununu işleme koyma zamanının geldiğini hatırlayıp sahaya sürdüğü değişik kadroyla kafasını karıştırdığı Beşiktaş’ı iyice zorlamaya başladı.

      Durum artık çok net belli idi. Şah-Mat zamanı gelmişti. Fatih Terim yönetimindeki Galatasaray skoru 2-1’e getirdi. Falcao ve Babel’i kenara alıp çok koşan oyuncularının yanı sıra, deneyimli Arda Turan’ı sahaya sürdü. Hareketli, baskıyı iyice arttıran son hamleleri ile Beşiktaş’ın üzerine yıktığı oyunda Şah-Mat darbesini vurdu ve Arda ile skoru 3-1’e getirdi. Oyun artık Galatasaray’ın kontrolündeydi ve “Usta Ben Bitti Demeden Bitmez!” sözünü bir kez daha söylemişti.

      Sergen Yalçın bu arada hakemlerle didişme alışkanlığını sürdürdü. Allahı var, bunlardan birinde Cüneyt Çakır’ın Beşiktaşlı Taliska’nın bir hücum organizasyonunda topun dışarıdan çevrildiği yanlış kararına şiddetli itirazında haklıydı da. Ama oyunda bazı ters kararlar veren, oyunu pek iyi yönetemeyen, kararlarında her zaman olduğu gibi sandartı tutturamayan hakem Cüneyt Çakır burada hatalı karar vermişti, top saha dışına çıkmamıştı.

      Günlerdir hesapların yükleniciliğinde son dönemce doğru koşar adım giden derbi karşılaşması Fatih Terim’in planladığı gibi Sergen Yalçın’a ders veren bir sonuçla bitti

      Süper Lig’de hesaplar şimdilik biraz karıştı. Usta-Çırak şavaşında, Ustanın Şah-Mat oyunu, son iki hafadaki sonuçları çok bilinmeyenli bir hale dönüştürdü.

      Şimdi ne olacak?

      Son durum şöyle; Galatasaray’a hiç hesaplamadığı şekilde yenilen Beşiktaş, hala en şanslı olanı. Ama; kalan iki karşılaşmasını mutlaka kazanmalı ve başka hesaba gerek kalmaksızın şampiyonluğa ulaşmalı. Aksi durumda, yani, Beşiktaş’ın puan kaybında, tüm karşılaşmalarını kazanacak Fenerbahçe matamatiksel hiçbir hesap olmadan şampiyonluğa ulaşabilir.

      Hayalleriden arınıp doğru hesap yapıp bunu anlayabilecek tek kişi Sergen Yalçın’dır.

      Bakalım kalan bu iki haftada neler olacak.

      Ben yine de, Sergen Yalçın yönetimindeki Beşiktaş bu işi bırakmaz, onca avantajı heba etmez diye düşünüyorum!