Yerel seçimler, öncesi ve hali hazırda devam eden süreci ile polemikler sağanağını yaşatmaya devam ediyor.

Her ne kadar biraz duruldu desek de durum aslında çok farklı bir şekilde boyut değiştirdi. Saha ve teşkilatlar durulmadı sadece tepkiler format değiştirdi. Eskiden konuşan, eleştiren, coşan, koşan seçmenin tavrı ortadaydı ve az çok sandıktan çıkacak sonucu görebilirdiniz.
Şimdi ise büyük bir sükunet var! Tepki yok, coşku yok, heyecan yok, konuşan yok... Sandık sonucunu net okuyamıyor kimse.
Çünkü küskünlük var!

Türkiye’nin seçimlerine dair vatandaşın davranış  tablosuna baktığımız zaman şunu söylemek mümkün; siyasete olan ilgi yıllar geçtikçe giderek azalıyor!
Geçmişte yaşanan konuşmalar hatta bazen tartışmalar, coşkulu kampanyalar, kalabalık ziyaretler artık yok...
Yine geçmişte vatandaş parti temsilcilerinin ve adayların kendisini ziyaret etmesini heyecanla beklerken, onlarla bol bol fotoğraf çekerken, araç konvoyları ile eşlik ederken şimdi hiçbir şey yok... Seçmende siyaseten tık yok!
Şehrinin adaylarını bilmeyenler yoğunlukta çünkü kimse merak etmiyor!

Neden mi böyle? Vatandaşın şu an yaşadığı bu ruhsuz ve ilgisiz siyaset yansımalarının temelinde ‘teşkilat yozlaşmaları’ yatıyor... 
İl ve ilçelerdeki parti teşkilatlarının, partilere yakın sözde STK vs. oluşumların yarattığı olumsuz durumlar efsaneler misali yayıldı.
Teşkilatların yaşadığı kontrolsüz güç zehirlenmesi karşısında vatandaş ‘Gönül Kapılarını’ kapattı.
Hatta usulsüz işler-güçler, ihaleler, işe alımlar, kurumlar üzerindeki teşkilat baskıları efsane olmaktan çıktı! Teşkilatlara karşı aleni isyan bayrağını geç de olsa çekmeye başladı kurum sorumluları. 

Anlayacağımız şu; bilhassa iktidar partisi AK Parti başta olmak üzere tüm partilerin teşkilatları tedavisi imkansız kangren olmuş halde! 

Seçim sonrası ilk iş olarak teşkilatların iyice elenmesi, silkelenmesi, azaltılması ve hatta kurumsal hale getirilmesi gerekiyor... Ki çok büyük ihtimalle vatandaşın içine su serpecek tüm bunlar yapılacak.