YANLIŞ ZAMAN YANLIŞ İNSAN

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Türk Pop Müziği'nin son dönemdeki en önemli icracılarından Tarkan TEVETOĞLU'nun çok güzel seslendirdiği bir Nurhat ŞENSESLİ (ki kendisi piyasanın en şükela bassçısıdır) bestesi olan Kış Güneşi'ndeki sözler âdeta bugünlerde Fenerbahçelilerin içinde bulunduğu halet-i rûhiyeyi tarif etmek için yazılmış desek yeridir.

“Artık çok geç yalvarma/ Dönüş yok o yıllara/  Bil ki sana bu son veda/ Yürekli olmadan/ Meydan okumadan/ Yaşanmaz aşk/ Yanlış zaman/ Yanlış insan/ Tutunmak imkansız/ Bıktım yamalı sevdalardan”

Aziz YILDIRIM’ın 20 yıllık döneminin ardından Haziran’daki seçimde büyük bir oy farkıyla seçilen Ali KOÇ, Avrupai kulüp yönetim modellemesi tercihi ile önce Sportif Direktör Damien COMOLLI’yi göreve getirdi. Comolli’de o sırada PSV Eindhoven’I çalıştıran ve kontratının bitmesine daha iki sezon olan Philip COCU’yu (kontrat fesih bedeli olarak Bir buçuk milyon Euro bonservis ödeyerek) Fenerbahçe’nin başına getirdi.

Futbol piyasasında yazılı olmayan ama işin içinde olan herkesin çok iyi bildiği gibi “Türkiye’de Hollandalı hocalar tutmaz” diye bir kural vardır. Bunun örnekleri olarak da yakın zamandan Dick ADVOCAAT ile Frank RIJKAARD gösterilir hemen. Hollanda toplumunun hayatı algısı ve yaşama biçimi ile iş üretim mekanizmaları Avrupa’nın en özgün örneği olarak bilinir. Bireysel sorumluluk hisleri çok gelişmiş ve görev anlayışları üst düzeydedir. Bu sebepten mesela Rijkaard Galatasaray’dayken maç öncesi toplu kampları kaldırmış ve olay olmuştu. Oysa Türk futbol takımlarının alıştığı ve yerli-yabancı bütün bileşenlerinin kabul ettiği bir sistemi var ve bu sistem takım birlikteliğinin her aşamada maksimize edilmesi ve birlikten kuvvet doğar felsefesiyle izah edilebilir.

Şarkıda bahsedilen “Yanlış Zaman, Yanlış İnsan” tam olarak Philip COCU’yu tarif ediyor başından beri. Belki bu arada ilk sorgulanması gereken Comolli’nin Cocu tercihi olması gerekir. Bir İtalyan-Fransız “kırması” olan Comolli’nin Türkiye’nin kendine özgü dinamikleri ve yazılı olmayan kurallarını bilmesini beklemeyebiliriz ama onlara görev verenler de demek ki bundan haberdar değilmiş. (Cocu’nun Türk Futbolunu ve Fenerbahçe Camiasını küçük gördüğüne dair muhabir arkadaşlarımızın anlattığı onlarca hikâye dolaşır durur dost sohbetlerinde)

İsmet Paşa’nın askeri terminolojiye giren bir sözü vardır. “Yığınakta hata, savaş kaybettirir” denir. İşte bugünlere bu hata sebebiyle geldi koskoca Fenerbahçe Camiası. Yönetim; “Comolli’nin arkasında duracağım” derken gelen felaketi fark etmedi. Hâlâ daha da fark edebilmiş değil göründüğü kadarıyla. Duyumlara göre Avrupa’nın en ırkçı hocası olarak bilinen Laurent BLANC’ın peşindeymiş Comolli. İşte o zaman gerçekten “facia” olur.

Kulüp yönetme becerisi deneyimle birlikte gelişen bir süreçtir Ülkemizde. Deneyim de böyle yenilen kazıkların bileşkesidir denir halk arasında. Ali KOÇ Başkan da yavaş yavaş tecrübe kazanacak elbette. Yurt dışında çok iyi okullarda tahsil görmüş olması da atalarından tevarüs ettiği iş adamı yetenekleri ve genetik kodları da bizim buralarda kulüp yönetmek için ne yazık ki tek başına yeterli gelmiyor. (Ayrıca fazla centilmenlik de zayıflık olarak algılanabiliyor maalesef) 

İşte bu deneyim eksikliğinden belki on hafta beklemeyi göze aldı Cocu’yu göndermek için. Halbuki “adam olacak çocuk” birçok şeyinden belli olur bu âlemde. Yetmezmiş gibi şu anda taraftar arasında en yüksek beklenti/krediye sahip Ersun YANAL alternatifine de iki kez kapıyı kapattı. Şimdi U dönüşü yapmak daha zor geliyor.

Bu sezon zaten şimdiden bitti sayılır. Dibi görmeye az kaldı. 10 maçta alınan 9 puan uzun yıllar kırılamayacak bir rekor olarak tarihe geçti bile. Üç senelik iki dönem süre istemişti Genel Kurul Üyelerinden Ali KOÇ Başkan. Genel Kurul da kendisine teveccüh ederek ilk üç seneyi emanet etmişti son Kongre’de. Ama gelinen noktada aradan beş ay değil beş yıl geçmiş kadar yıprandı yeni yönetim. Çoğu da kendi hatalı tercihleri ve futbolumuzun kendine özgü dinamiklerini bilmemekten.

Hepimize iyi bir hafta ve Fenerbahçelilere ekstra sabır diliyorum.