YANLIŞTA ISRAR ETMEMEK

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Koç Topluluğu'nun bir ferdi olarak Ali Bey'in çok iyi bildiği bir Ford-Edsel hikâyesi vardır. "Başarısızlık Abidesi" olarak bir konu tanımlanmak istediğinde "Edsel" diye belirtilmesi yeterlidir.

Liderlik ve kişisel gelişim uzmanı Prof. John ADAIR’in formüle ettiği karar verme süreçlerinin beş temel esası şu başlıklarda incelenir; hedefleme, amaca uygun bilgilerin toplanması, gerçekleştirilebilir seçeneklerin üretimi, değerlendirme ve karar, uygulama ve değerlendirme.

-Şimdi bir spor sayfasında bunlardan bahsetmek ne kadar doğru? diyebilirsiniz. Haklısınız da. Ne var ki bazen bir konuyu anlayabilmek için yaptığımız analizlerin doğru bilimsel metotlara dayanması elde edeceğimiz sonucu anlaşılır kılmak için zaruridir.

Haziran ayındaki kongrede yirmi yıllık Aziz YILDIRIM dönemine son vererek Fenerbahçe Başkanlığına seçilen Ali KOÇ, Avrupa’daki kulüp yönetim modellemesini Ülkemize uyarlayarak önce bir Futbol Direktörlüğü ve buna bağlı bir Teknik Direktörlük tarzını ihdas etti. (Bu model Vitor PERREIRA-Giliano TERRANEO ile 2015’de de denenmiş ve bugünkü ekonomik yıkımda payı sahibi olan yanlış bir karar olarak tarihe geçmişti.)

Comolli&Cocu tercihlerinin ayrı ayrı ve birlikte yüzlerce analizi yapıldı spor medyası ve sosyal medyada. Hepimiz bu isimlerle ilgili olumlu-olumsuz bir fikir sahibi olduk bu sayede. Bir de gerçekler var orta yerde. Dokuz hafta sonunda alınan dokuz puan ve altı gol atıp on gol yiyen bir performansı var takımın. (Kasımpaşa, Mustafa DENİZLİ ile cumartesi günü yirmi dakikada beş gol attı.)

Yazımızın ilk paragrafında verdiğimiz temel bilgiler ışığında konuyu anlamaya çalışırsak; hedefleme ve amaca uygun bilgilerin derlenmesinde bir sorun olmadığı ama seçenekler içerisinde doğru olmayan bir tercihte bulunulduğu ve uygulamanın başarısız olmasına rağmen yanlışta ısrar etmenin yıkıma doğru evrildiğini gözleyebiliyoruz.

İngilizcede karar vermek kelimesi olan “De-cide” Latince kökeni olarak “cide”’e dayanır. “Cide” ile üretilmiş, “Geno-cide (toplu öldürme)”, “Homi-cide (birini öldürme)”, “Sui-cide (kendini öldürme)” gibi seçeneklere baktığımızda, eylemin öldürme, yok etme, ortadan kaldırma anlamı taşıdığını görebiliriz. Bir başka deyişle; karar vermek yanlış veya zayıf olanı ortadan kaldırarak, en doğruya ulaşmak eylemidir.

“Her yönetici yanlış karar alabilir. Alınan kararlar, koşullara bağlı olarak yanlış sonuçlar üretebilir. Ancak, alınan kararların uygulanmasının izlenmemesi, öngörülen takvime bağlı olarak getiri ve götürülerinin saptanmaması ve kabul edilen zaman ekseninde; durdurulmaması, değiştirilmemesi veya yeni koşullara adapte edilmemesi ise kabul edilemez. Kurumlar karar verme yetisi olan liderler ve yöneticiler ile hedeflerine ulaşır. Karar alma yetisi, sonuçlarını göğüsleme sorumluluğu ile birlikte oluşur. Kararların dinamikliği gerçeğini unutan yöneticiler ise; yanlışta takılır kalırlar. Oysa; herhangi bir karar, alındığı anda değil, hayata geçirildiği anda başlar ve ortadan kaldırılma kararı alınmadığı sürece yaşamaya devam eder.” diyor uzmanlar.  

Yanlış kararda ısrar süreci şu anda acı-zarar eşiğinde bulunuyor. Bunun bir tık sonrası yıkım ve ayrışma olarak belirtiliyor “Decision Making” âleminde.

Koç Topluluğu’nun bir ferdi olarak Ali Bey’in çok iyi bildiği bir Ford-Edsel hikâyesi vardır. “Başarısızlık Abidesi” olarak bir konu tanımlanmak istediğinde “Edsel” diye belirtilmesi yeterlidir. Henry FORD’un oğlu Edsel Bryant FORD’un adı verilen model Amerikan otomotiv endüstrisinde ve belki de dünyada gelmiş geçmiş en büyük üretim hatası olarak kabul edilir. 1958-59 yıllarında üretilmiş ve Ford Motor Co.’ya 350 milyon dolar zarara mâl olmuştur.

İşte Comolli&Cocu projesi de Fenerbahçe için Ford-Edsel projesidir. Nasıl ki büyüklüğü ve heybetiyle Ford bu yanlış kararla batmadıysa ve bugünlere ulaşabildiyse, Fenerbahçe de elbette küme falan düşmeyecek ve tekrar yükselişe geçecektir. Yeter ki yanlış kararda ısrar edilmeye devam edilmesin.

Yunus Emre ile bitirelim bu haftalık; “Bir kararda durmayalım, gel gidelim Dost’a gönül”

Hepimize iyi bir hafta ve Avrupa Kupaları’nda takımlarımıza başarılar diliyorum.