YAŞAMIN KIYISINDAN

Fehmi KETENCİ 28 Haz 2022

Fehmi KETENCİ
Günlerimiz nasıl geçiyor konusunu düşündünüz ve bununla ilgili gerçekleri yansıtacak bir analiz yapabildiniz mi?

      Günlerimiz nasıl geçiyor konusunu düşündünüz ve bununla ilgili gerçekleri yansıtacak bir analiz yapabildiniz mi? Genelde etrafımdaki bazılarına yönelttiğim bu sorulardan aldığım yanıtlar aşağı yukarı aynıydı neredeyse. Bazen biraz düşünüp sonra yanıt verenler oldu ama, çoğunluğu hemen yanıt verebildiler. Yanıtlara baktığımda genelde içerik ve anlamları neredeyse aynı gibiydi. Toplumun çoğu yaşamında dünü düşünüp geçmiş günlerde, haftalarda nasıl yaşadıklarını hiç de anımsamak istemez durumlar. Neredeyse hepsinin net ve kesin yanıtında, “dünü unuttum yarını nasıl yaşayacağımı hesaplamaktan bugün yaşadıklarımın analiziyle hiç uğraşma düşüncem olmadı. Bugünü sahip olabildiğim şartlara göre yaşamaya çalışırım. Yarınla ilgili gün bitmeden asla plan yapmak gibi bir alışkanlığım yok. Yarın ne yapacağımla ilgili birşeyler planlayabilmem için bugünden yarına neler aktarabileceğim, yarına neler kalacak onlar belli olduktan sonra yarın için plan yaparım düşüncesiyle başlarını yastığ koyduklarını” söylediler.

      Aldığım yanıtlardan birçoğu bana uygun gibiydi. Ben de geçmişi hiç düşünmem, geçmiş geçmiştir. Artık yarını düşünme zamanıdır derim ve fazlaca kafa yormam. Tabi işim nedeniyle kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapan biri olduğum için hala yaşamımı olabildiğince planlı yürütmeye çalışanlardanım. Bu nedenle günübirlik planlamalarla donanmış bir yaşamım yok ama, yine de yaşam biçimindeki bazı parçaların bana uygun olduğunu görebiliyorum.

      Yaklaşık üç yılı geride bıraktığımız pandemi dönemi, öncelikli olarak sağlıklı yaşayabilme standartımızı koruyabilme çabalarımızla geçti. Öncelikli tercihimiz yürütebileceğimiz bir yaşam biçimi.

      Covid 19, ardından yaşamımız giren varyantlarından Omicron bize normal planlayabileceğimiz bir yaşam bırakmadığı için olanıyla yetinmeye ve sağlıklı yaşama tutunabilme çabasını gösterdik. Covid’e yakalanadan bu günlere gelebildiysek kendimizi şanslı sayıyoruz.

      Etrafımızdaki sergilenen olumsuzlukların nasibimize denk gelenlerin payımıza düşeninden fazlasını aldık. En çok etkileyeni, gelir düzeyimizi paramparça ederek yaşamımızı zorunlu bir düzene sokan geçim derdi, bize yapacağını yaptı.

      Bir zamanlar ülkemizde “Dar Gelirli Alt Sınıf”, geçim sıkıntısı çekip kıtkanaat geçinmeye çalışan, orta gelirle geçim planlamasını, zorlukla yapabilen orta sınıf ve bizlere tepeden bakan, geçim sıkıntısı nedir bilmeyen,yaşam biçimlerini planlama üzerine kurma zorluğu olmayıp, ne geçmişi ne de geleceği düşünmeden sorunsuz, lüks içinde yaşayabilen, dertsiz yaşayıp giden Yüksek Gelirli Üst Sınıf diye örneklenen yaşam biçimlerinden sözedilen toplumumuz vardı. Şimdi ise bu üç aşamalı sınıf katmanlarından sadece ikisi var. Artık geçinebilmek zorluktan öte aşamada olan ve sağlıklı kalabilmekten başka çaresi kalmayan alt sınıf ve yaşamanın doyasıya keyfini çıkarmaya çalışan yüksek gelirli üst sınfın egemenliğindeki sözkonusu bir yaşam biçiminin içinde şıkışmış, debelenip duruyoruz.

      Böylesine bir ortamda buna yaşama diyebileceksek.

      Tüm bunların yanı sıra, yeniden gündeme geldiği söylenen Covid şimdilik pek ciddi gibi olmasa da vaka sayılarında artıştan söz edilir durumda. Ekonomik şartların ağır yükünü sırtımızda hissettiğimiz şu dönemde, geri gelecek bir salgınla uğraşacak durumda değiliz.

      Ekonomik şartların iyice ağırlaştığı, bu dönemde; sağlık durumumuz, psikolojimiz ne aşamada, salgından tam kurtulabilmiş miyiz tam olarak bilemediğimiz için, iyice zorlaşan bu şartlarda yeniden hortlayacak salgın dertleriyle uğraşacak durumda değiliz.

BİR TUTAM TEBESSÜM

      TESADÜF BU YA

      İşte geçmişte yaşanmış en ilginç tesadüflerden biri!... Gülümseyerek okuyun ama, asla tesadüf bu deyip geçmeyin....

      “Tesadüfler zincirinin en inanılmazı 1981'de ABD'nin Boston kentinde meydana geldi. Bostonlu Randolp Matika, yıldırım çarpması sonucu evinin önünde öldü.

      Adamın dul eşi yeniden evlendi.

      Damat Pepero, düğün gecesi sigara içmek için balkona çıktı. Evin hemen yakınına düşen yıldırım, damadın balkonda ölümüne neden oldu.

      Kadın sinir krizleri geçirdi. Tedavi için gittiği klinikte kendini tedavi eden genç bir doktora aşık oldu ve kısa süre sonra doktorla evlendi.

      Bir hafta sonra hastasını ziyarete giden doktora da yıldırım çarptı ve öldü!......”