Daha okuma-yazma öğrenmeden sosyal medya kanallarına girmeyi öğrenen çocuklar, artık kamuoyu hâline geldi.
Sevgili tek olur, ama arkadaş tek değil, çoktur.
Bu yüzden dönüp dolaşıp Türkiye'ye değil, "Türkiye"ye saldırırlar.
Dünyânın yüzde doksanında fazlasını oluşturan heteroseksüel hayat tarzını, "atanmış âile" olarak nitelendiriyorlar.
Alman filozof Nietzsche de bu hedef tahtalarından biridir.
Yazılı ve görsel basında veya sosyal medyada böyle bir "iş ilânı" görseniz ne yaparsınız?
Türkiye olarak şunu kabul etmemiz gerekir ki, bizim günü kurtarmak ve durumdan en az kayıpla kurtulmaktan daha uzun vâdeli hatta orta vâdeli bir vizyonumuz yok.
İstifâ ile istifânın kabul edilmemesi arasında geçen birkaç saatte, Türkiye'deki "ulû'l emr" anlayışının güzel bir örneği yaşandı.