AB, Ukrayna'yı katılım müzakerelerine savaş başlangıcı öncesi davet etmemiş, oyalamış, güvenlik endişesi ile Rusya'ya karşı bir AB ülkesi olarak savaşa girmesine engel olmuştur.
Hamas İsrail'in saldırılarına aralıksız devam edeceğini ve bu kadar kayıp verileceğini hesaplamamış olabilir mi?
1917 Rus Devrimi'nin lideri Lenin'in, "politika ekonomi'nin yoğunlaştırılmış ifadesidir" sözü ekonomi ile ilgili düşüncelerin her zaman devletler arası ilişkilerin itici gücü olduğunu günümüzde göstermesi açısından önem taşımaktadır.
Bırakalım dünya kamuoyunda bu konuya yaklaşımlarda neler olduğunu, Ülkemizde de çatışmanın ilk iki haftasında yapılan gösteriler, mitinglerin, asılan pankartların, gazete haberleri, köşe yazıları, televizyon programlarının sayıca azaldığını görebiliyoruz.
Öncelikle insan güvenliği ve ontolojik güvenliğin merkezde olması gereken bir süreçte bunu hiç dikkate almayan 15 binden fazla insan katleden ve yaşam alanlarının kullanılamaz biçimde yerle bir edilmesine imkan veren İsrail yetkililerinin birden insani yönlerinin ortaya çıktığını asla söyleyemeyiz.
Ukrayna cephesinden gelen bilgiler ABD ve Batılı ülkeler açısından iç açıcı değildir.
Filistin bugün itibariyle Batılı devletler dışında 100'den fazla devlet tarafından, yani uluslararası toplumun çoğunluğunca tanınmış bir devlettir. Bu da Filistin'in devlet olarak genel kabul gördüğünü söylemek için yeterlidir.
Hamas ve İsrail'in çatışma ile hedefledikleri askeri ve nihayetinde siyasi hedeflerini gerçekleştirebilecek ulusal ve uluslararası şartların oluşmamasının ateşkesin önündeki en büyük engel olduğu değerlendirilmektedir.