Eskiden gençlik hareketlerinin içinde mücadele yürütürken en çok attığımız sloganlardan biri, "faşizme karşı omuz omuza" idi.
Öyle ya, demokratikleşme ve normalleşme ha deyince olacak şeyler değil. En büyük hatalarımızdan biri ise bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımların pamuk ipliğine bağlı olduğunu unutuşumuz. Hatırladığımızda ise her şey için çok geç kalmış oluyor.
Basında Çağla Şıkel'in aylık kazancının 200 bin lirayı bulduğu yönünde haberler çıkınca Şıkel buna tepki göstererek, "Kimler ne paralar kazanıyor. Ben köpek gibi çalışıyorum. 20 senedir bu mesleğin içindeyim. Kimse 'Çağla nasıl bu kadar para kazanıyor?' diyemez." demiş.
Son günlerde medyayla ve gazetelerin geleceğiyle ilgili basında çıkan yazıları büyük bir zevkle takip ediyorum. Her ne kadar yazılan tüm yazılar kişisel çıkarlarla ilgili olsa da konunun ana temeline ve medyanın geleceğine ilişkin fikir edinebiliyorsunuz.
Önceki gün Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak tarafından gerçekleştirilen doğru hamle vatandaşın son zamanlarda devletten beklediği tasarruf tedbirlerinin başında geliyordu. Buna göre Albayrak'ın imzasıyla tüm kamu araçlarının envanteri çıkarılarak kamu araçlarının hem sınıfları düşürülecek hem de sayıları azaltılacak. Ayrıca Türkiye'de üretilen araçların kullanımı zorunlu olacak.
Darbe her zaman topla tüfekle yapılmaz.
Yalnızlık kavramı üzerine epey düşünür, kafa yorarım. Yalnızlık diye bahsettiğimiz durumun kelime anlamı ile örtüştüğüne ise zerre inanmam.