Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Washington ziyaretinde en önemli konulardan biri PYD/YPG meselesiydi.
Bu coğrafyada özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana hiçbir örgüt, hiçbir hareket hatta devletlerin çoğu kendi siyasal ajandalarına göre hareket etmiyor, edemiyor.
Suriye'de iç savaşın başladığı 2011'den önce ülkenin kuzey ve doğusunda Kürtlerin yoğunluklu olduğu bölgelerde ağırlıklı olarak Kuzey Irak'taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin en büyük partisi olan Kürdistan Demokrat Partisi'ne (KDP) yakın parti ve grupların etkinliği söz konusuydu.
Türkiye, terörle mücadelede son üç yılda hiç olmadığı kadar büyük başarılar elde etti, ediyor. Bunun nedeni terörü kaynağında kurutmayı öngören yeni önleyici konsept.
Bu hafta başında bazı haber sitelerine Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Mesrur Barzani'nin hafta içinde Türkiye'yi ziyaret edeceğine dair bir haber düştü.
Barış Pınarı Harekâtı ve ardından ABD ve Rusya ile varılan mutabakatlarla PKK/YPG, Suriye'nin Türkiye sınırlarındaki Kürtlerin ağırlıklı olduğu bölgelerden çıkarıldı, çıkarılıyor.
Barış Pınarı Harekâtı gündeme geldiğinden bu yana, "DEAŞ ile mücadele zaafa uğrar, DEAŞ terörü yeniden hortlar" argümanı üzerinden gidildi.
Bir ilişkinin içine aldatılmışlık duygusu girince, taraflar ne kadar çabalarsa çabalasın o ilişkinin eski haline dönmesi mümkün olmuyor.