"Bir insanın elinden tanrılarını alırsanız, karşılığında ona yeni tanrılar vermek zorunda kalırsınız." / CARL GUSTAV JUNG
"Bir ideali takip ederek, barbarlıktan medeniyete geçmek sonra bu ideal kuvvetini kaybedince çözülmek ve ölmek. İşte bir kavmin hayatına ait çemberi bundan ibarettir." derken, "ibaret" olmak, yeterince duyabilen için, yeterince hakarettir! Özgürlük, tek kişiliktir! Ve bireyinin zihni hür olmayan ülkenin sınırları hür değildir!
"Kadınlar erkeklerden daha fazla şimdiki zamanda yaşarlar ve eğer içinde bulundukları bu an tahammül edilebilirse çok daha keskin ve kararlı bir şekilde onun tadını çıkarırlar. Kadınlara mahsus neşenin kökeni işte budur."
"Kendi cehennemini katetmeden kim kendi cennetine vasıl olmuş?" diyen yazar, kurduğu cümlenin hakkını, tüm romanlarında, kadınlara yükledikleri üzerinden ziyadesiyle taşımış ve taşıtmış! Kitabı kapatırken sizin de ağır bir yük olacak omuzlarınızda.
"Toplumun beka sırrını taşıyan bu insanların kadrini bilmek, bir tür yükseliş garantisi de taşır içinde" derken Sait Başer hocamız kimi kastediyor bilmiyoruz ama biz, okuduğumuzdan, dimağımızın yettiğince, kendisinin sırrına talip etmek isteriz naçizane kendimizi ve memleketimizi..
"Kadın" içeren, kurulmakta geç kalınmış cümleler, bir an evvel devlet aklı ile kurulmalıdır! Çünkü "artık bu sadece bir adalet meselesi değil, ölüm kalım meselesidir" Çünkü eyleme dönmemiş doğru fikirler, ihtiyaçlarını, "yanlış" oluşumlar ile tedarik ederler.
"Yıkamam, iftira edemem, yalan söyleyemem, zulmedemem. İşte bendeki bu muhteşem aczin ilahi adı hürriyettir".
"Ademoğlu evvela kendi kendisi ile sulh yaptıktan sonra, cümle alemle barış haline geçmekle huzur ve sükuna kavuşur, ki işte hürriyet budur"