Pazartesi günü faiz oranlarıyla ilgili genel bilgi veren bir yazı yazmıştım.
Bugün Türk toplumunun en başta gelen üç probleminden biri de yüksek faizdir.
Bugün içinde bulunduğumuz iktisadi kriz ortamında iktisatçılar olarak bizlerin vazifesi ilk önce hastalığı teşhis etmektir.
Milli eğitim kavramı milli devlet / ulus devlet ve milliyetçilik kavramları ile birlikte ortaya çıkmıştır ve 19'uncu Yüzyıl sonu sanayi kapitalizminin gelişme süreci ile doğrudan bağlantılıdır.
Tabii ki, eğitim hizmeti özel ellerde verilebilir ancak bu hizmetin kamu hizmeti olması gereğince özel eğitim kurumlarının ciddi şekilde devlet denetiminde olması gerekir.Ancak bu halde bile yine eğitimde verilmesi gereken fırsat eşitliği ortadan kalkmaktadır.
Bu cemaatler – birkaç istisnası haricinde- tasavvufun temel şiarı olan "mâsivadan yani şöhret – servet – şehvetten arınmak" şöyle dursun, bizatihi şöhret – servet – şehvete sahip olmayı amaçlamaktadırlar.
Doğrusunu isterseniz Fransa'nın askeri tarihinde Napolyon ve Mareşalleri haricinde ciddiye alınacak asker yetişmemiştir. Tarihleri boyunca Alman ve İngilizlerden dayak yemişlerdir.
Eğitimin ekonomi politiği üzerine yazı dizisine bugün başlıyorum.