Bir vesile ile Hisar Okulları'na konsere davet edildiğimde, yıllar öncesine gittim. Oğlumun ana okulundan mezuniyeti tüm ayrıntıları ile gözlerimin önünde yineleniyordu:
Plansız çıkan bir toplantının, yine plansız olarak ertelenmesi ile sabah ışıklarında kalakaldığı caddenin tam ortasında öylece durdu:
İlk imzamı hatırladım, sarı çalışma masamızda, beyaz bir kağıt üzerine, soyadımın baş harfini kullanarak, babamın imzasını taklit etmeye çalışıyordum.
Bir klip çekimi için yola düştüğümde, havanın güzelliğini arkama alarak İstanbul Beyoğlu'nun ara sokaklarında yürümeyi tercih ettim.
İstanbul sokaklarında, neş'eli çocuk sesleri yükselirken paylaştığım zamanları, sevgiyle hatırlıyorum.
Emin Ongan Üsküdar Musıki Cemiyeti 100. Yıl Gecesi'ne davet edildiğimde, zihnime üşüşen bu detaylı anıya gülümserken buldum kendimi:
Çocukluğumda radyomuz, sabahın erken saatlerinde, yeni uyanan bir kedi gibi mırıldanmaya başlardı.
Akşamın geceye dönmeye hazırlandığı saatlerde, St. Esprit Katedrali, İstanbul Avrupa Korosu ve Oda Orkestrası daveti ile kapılarını açtı.