YERLİ YERSİZ DÜŞÜNCELER

Halil İbrahim İZGİ
Tüm Yazıları
Yerli Üretim logosu Ticaret Bakanı tarafından kamuoyuna takdim edildi. Bu tarz çalışmaların kaderi kimsenin beğenmemesidir.

Kimi estetik olarak eksik görür kimi daha farklı detaylara takılır. Neden Türk Üretimi denmemiştir de Yerli Üretim denmiştir? Neden Türk bayrağı kondurulmamıştır bir köşesine? Şahsi görüşüm eski Türk Malı yazılarının daha iyi olduğu yönünde ama yabancı şirketlerin Türkiye’deki üretimlerini de kapsayalım diye bu karar alındıysa diyecek bir şey kalmıyor. İnsanların tümünü memnun etmek beyhude bir çabadır. Bu yüzden herkesin işine bakması en iyisi.

Herkes işin bu yönüyle meşgulken atlayın arabaya da bir tur atalım. Birlikte başka yerleri görelim. Yerlinin karşıtı malum yabancıdır. Ama bana göre zıddı yersiz olmalıdır. Yerli dediğimizde bu topraklara ait üretimi kastederiz, buraya kadar tamam ama aynı zamanda yerli üretim demek hayatımıza ilişkin ihtiyaçların karşılığı olması gerekir. O halde ihtiyacımız olmayan şeylere tümüyle yersiz üretim diyebiliriz. Pahalı kıyafetler yerli olamaz, ne kadar ülkemiz hudutları içinde üretilirse üretilsin. Bu toprağın derdiyle dertlenmeyen düşünceler yersiz üretime örnek olarak verilebilir. Sonra gösteriş için donatılan masalar ve israf… İşte yersiz üretime iyi bir örnek daha…

Tüketemeyeceğimiz kadar üretip, sonra tüketmeyeceklerimizi de satın alıyoruz. Bitmeyen bir iştahla, evleri dolapları dolduruyor sonra onlardan kurtulmanın yollarını arıyoruz. Çöpler yemek, kıyafet ve elektronik eşya dolu. Bazıları dönüşüme dahil edilip ekonomiye kazandırılırken bir kısmı da çöp dağları arasında yerini alıyor. Yerli üretime evet derken yersiz üretime de son dememiz gerekiyor.

Şu ana kadar söylediklerimin tam tersini savunmam mümkün olur mu? Pekala mümkün. Dolaşmaya devam edelim.

Yersiz üretim gezintimizin başka bir durağı da üretim olarak kabul etmediğimiz üretim şekilleri. Malum bizde üretim dediğimizde anlaşılan tarım ve sanayidir. Marka, fikri mülkiyet gibi şeylere önem vermediğimiz gibi onlardan bir ürün hasıl edileceğine olan inancımız da zayıftır. Bu nedenle kültür endüstrisi denilince elimizde sadece ders kitapları ve Recep İvedik filmleri kalıverir. Dünyanın en güzel ülkelerinden olmamıza karşın vahşi bir yapılaşmayla turistik değer üretimini bile kendi ellerimizle baltalarız. Çünkü yer gerekir üretim için. Hadi bir kelime oyunu yapalım müsaadenizle: Yer’li üretim, bir yere bağlı üretim gerekir ciddiye almamız için. Günümüz dünyasında katma değerin fikri mülkiyete bağlı olan üretimle gerçekleştiğini hatırdan çıkarırız.

Kanaat etmemizi engelleyen, hayatımıza yabancı olan üretimler fıtratımıza yabancı olduğu kadar yersizdir de. Yerli yerine oturmayan her türlü üretimi reddetmek daha sonra çıkmaz sokaklara girmemek için önem taşıyor.

Yersiz üretime heves ediyorsak, ikinci kısımdaki yersizler bize fayda getirecektir. Ortak aklımızı üretecek yere ihtiyaç duymayan yüksek katma değerli üretimleri kastediyorum. İlham verici çıkışları o kapıdan çıkarabiliriz. Yoksa bir logoya bakıp tüm enerjimizi asla bir araya gelmeyecek estetik zevkler etrafında harcar dururuz.