YILDIZ GİBİ KAYIP GİTMEK!

Sezai ŞENGÖNÜL
Gece vakti mışıl mışıl uyuyorsunuz... Birden 'ciyak ciyak' öten alarm sesleriyle irkiliyorsunuz... Kalkıp, pencereden dışarı bakınıyorsunuz, etraf sakin... Ne hırsız var ne de işyerlerinde hırsızlık hareketliliği. İn-cin top oynuyor. Peki, neden bu sesler var? Çünkü semtinizin elektrikleri kesilmiş...

Çoluk-çocuk, hasta, yaşlı, yorgun-argın herkes uykudayken, rahatsız edici bu ses neden çıkar? Bir yerden olsa 'tamam' dersiniz.  Yok, koro halinde gelen sesler var... En az, 3-5 tane işyerinin alarmı ayrı ayrı ötüyor. Bu işe cidden bir el atılması lazım!

Yok efendim, elektrik akımı kesilince boşluk oluyormuş, tekrar geldiğinde başka şeyler oluyormuş, o yüzdenmiş. Nasıl yapılır, ne edilir, o teknik konulara şahsen vakıf değilim fakat bir vatandaş olarak bu işten herkes gibi ben de muzdaripim. Böyle bir şeyin olmaması gerektiğini düşünüyorum. Herhalde bu tür olayların yaşanmaması için maliyet biraz yüksek tutularak başkaca tedbirler alınabilir. Kimi semtlerde, mahallelerde bu tür sistemler insanları bu kadar rahatsız etmiyor. Bunu da gözlemliyorum. Demek ki; bu işleri o şekliyle sağlıklı yapanlarda var...

Yurt dışında, İngiltere’de yaşayan bir arkadaşım var. İngiltere Belediyesinde Çevre İşleri ve Şehircilik ile ilgili bir birimde çalışıyor. Ona bir gün sormuştum, "sen anlattığın kadarıyla genelde gece çalışıyorsun, ne yapıyorsun gece gece, oradaki işin ne?" diye.

Kendisi bana cevaben, ses mühendisliği alanında eğitim aldığı için bu birimde çalışabildiğini, akşam ve gece belli bir saatten sonra, belli bir düzeyin üstünde çevrede ses, gürültü çıkarsa ona müdahale ettiklerini, o sesin normal seviyeye yani insanları rahatsız etmeyecek hale getirmek için gereken girişimlerde bulunup, müdahale ettiklerini, bu tür işler için gereken tedbirleri almakla yükümlü olduklarını söylemişti. Ben ise şaşırmış; 'Allah Allah, öyle bir sistem de mi var' diye mırıldanmıştım… Taa, yıllar önce üstelik...

Biz de öyle durumlarda ille bir şikâyet olacak ki, bir kolluk kuvveti gelsin müdahale etsin, ceza yazsın, vesaire ama oralarda öyle değilmiş. Caddelerde sensör, uydu benzeri bir sistem kurmuşlar. Aynı duman algılama sistemi gibi ve o sistem belli bir desibelin üstündeki tüm rahatsız edici sesleri tespit edip, sistemde duyulur, görülür hale getiriyormuş.

Umarım, tez zamanda bizde de bu tür çalışmalar yapılır da; gece vakti, motosikletlerin gaza basma sesleri, yüksek sesle ve seyir halindeyken araç içlerinden yükselen acılı arabesk dinleme sesleri vb. gibi nahoş hallerden kurtuluruz. Süper de olur. Çünkü Büyükşehirlerde yaşayan insanlar burada yaşamanın vermiş olduğu stresten zaten muzdaripler. Bunu günlük yaşamlarında hep hissederler.

Haa, efendim bu işler eğitimle olur, zorla olmaz falan filan... Evet, eğitim çok önemli ama eğitimli-eğitimsiz tüm insanlar için de kanun ve yaptırımlar yeterince caydırıcı olmalı. Bu konudaki kanuni yaptırımlar bence biraz 'süs' mahiyetinde açıkçası. Siz, bu tür rahatsızlık veren birileri için 200-250 lira para cezası kesip bırakırsanız, bu onun için okkalı bir yaptırım olmaz.  Bir senede 5 kere hata yapacak ama her hatada belki yüzlerce insanı rahatsız edecek!  O, hız limitlerinin üstünde, bir gece vakti uçup giderken, belki de bir yıldız gibi hayatı da kayıp gidecek... Sönecek...

Çıkarın bakalım kanunla, o cezaları 3000-5000 liraya. Sonra hapis tazyiki koyun, ne bileyim ikinci defa yaptıklarında motosikletine el koyun. Ehliyetine 100 ceza puanı dolunca değil de ikinci defa hata yaptığında el koyun... Ceza ve yaptırım dozlarını arttırın bakalım, hala aynı nahoş şeyleri yapabilecek mi bu insanlar ama  pansuman yaptırımlarla bu işler ancak bu kadar olur.  Sonra sen çık trafik zabıtasına, polise, trafik jandarmasına de ki; "sen niye bunları yakalamıyorsun, niye bırakıyorsun?" Kanunen uygulamakla yükümlü olduğu cezayı kesen kolluk kuvveti bu hale ne yapsın! Sen bu kadar az ceza koy, sonra adam ödeyiverip, basıp gitsin. Cep harçlığını alır gibi adama ceza kesmek bundan başka bir netice ile doğurur mu?...

Sonuç; kamuoyu da artık bu işlerin çok ama çok farkında. Neden bu tür nahoşluklara uygulanan cezai yaptırımların kanuni ceza çıtası yüksek oranlara çıkarılmadığını açıkçası her vatandaş gibi ben de merak ediyorum. Bu işin önü arkası ne, bir izah eden olsa da bilsek!

Aynı şekilde "MAGANDA" tabirinin içini dolduracak hareketlerde bulunan kişiler için de gerekli bu pansuman mahiyetinde olmayacak "cayır cayır caydırıcı" türden yaptırımlar.  Gerekirse bu magandalar içinde bir kanun çıkartılsın, mühim olan vatandaşın huzuru, rahatı, emniyeti değil mi? Her sene kaç kişi, bu maganda kurşunlarıyla hayatını yitiriyor. Kaç kişinin ocağına ateş düşüyor. 'Vah vahlar' epeyce var bu konulara dair de, adam akıllı yaptırımlar nerede?

Bu konularda özellikle trafik konusunda yazanlar da var mı, var. Bu konularda yazan 3-5 kişi gözüme ilişiyor. Bazılarının trafikle ilgili konularda sıkça yazılar yazdığını da çok istemesem de gözlemliyorum. Lakin bunlardan bir kısmının veri toplama dataları artık paslanıp, 'hata' verdiği için sağlıklı veri almaktan-vermekten uzaklar! Bu sebeple yukarılarda bahsi geçen konulara dair görüş ve önerilerini haliyle uzaktan güdümlü eksik gedik verilerle, objektif olmayan bir bakış açısıyla  bizlere sunmaya çalışıyor, bu zatlar.  Son "Trafik Mohikanı" da diyebileceğimiz  bir-kaç kişi bunlar. Bu yüzden de millet fazlaca dediklerine kulak asmıyor. Kendileri çalıp, kendileri oynayıp duruyorlar.

Ne hikmetse, yıllardır bir türlü suyun gözesine inemiyorlar! Kıyısında, köşesinde gezinip duruyorlar. Gözenin verdiği ile mecburen yetinen çeşmeler ve sularıyla uğraşıp duruyorlar. Bu işte asıl olan trafik eğitimini, kanuni, cezai yaptırımları tartıştıracak yazılara bir türlü elleri gitmiyor. İnanın yukarılarda işaret ettiğim gerçekleri biraz olsun görüp, şimdiye kadar bu minvalde bazı yazıları yazmış olsalardı, bu saydığım problemlerden bazıları kısmen çözülmüş olurdu şu an. Evet, evet... O kadar uzun zamandır yazıyorlar ki, kesinlikle katkısı olurdu. Bir tanesi özellikle, yıllardır faso-fiso şeylerle satırlarını heba ediyor. Bu konulardaki çözüm odaklı yazılardan daha çok, kendine yapılanı yazıp, çiziyor...  Aynı yerde yıllardır patinaj yapıp duruyor desek daha doğru... Bu şahıslar için,  yaptıkları bu güdümlü veri pompalama işinin suyun gözesindekilere şirin gözükmek gibi bir 'eşantiyonun' yanında çok fazla bir esprisi yok kamuoyu nezdinde de ha... Sağlıcakla kalın.