YÖRÜK PİZZASI, İTALYAN ÇÖREĞİ

Halil İbrahim İZGİ
Tüm Yazıları
Eski zamanlarda İtalya'da bir kıtlık meydana gelmiş.

Bolluk diyarı köyler ellerinde ne var ne yok yitirmişler. Açlık kapıyı çalınca köyün ileri gelenlerinden biri, tüm köylüden ellerinde ne var ne yok getirmelerini istemiş. Gelen tüm malzemeleri tasnif edip kocaman bir hamurun ortasına yerleştirmiş ve fırında pişirmiş. Bugün dünyanın gözde yiyeceklerinden biri olan pizza işte böyle bir maceranın sonucunda ortaya çıkmış. İtalyan milli birliği sanırım bu pizza efsanesinin ardından hayata geçmiş. Ayrı şehir devletleri halinde yaşayan İtalyanlar millet olmayı pizza ile idrak etmişler. İtalyan pizza ustaları ve dünyanın dört bir yanına yayılan İtalyan mutfağının mayasında hep bu hikaye yer alıyor. Ne kadar doğru ne kadar uydurma bilemem ama pizzanın kaynakları bir araya getirme ve bölüşme anlamında öğretici bir yemek olduğu kesin.

İtalya’dan uzakta, Ege’nin bir yörük köyündeki arife hatıralarıma götürmek istiyorum. Bayramdan bir gün önce ikindi namazından sonra çocukları bir telaş alır. Ellerinde boş tabaklarla dolaşan çocuklar birbirlerine parolayı fısıldar: Çörek, çörek… Çörek, arife günlerinde sadece çocukların katılacağı etkinliğin adı. Tüm köy çocukları meydanda toplanır ve kocaman bir daire olacak şekilde tabaklarını öne koyar. Köyün büyükleri evlerinde hazırladıkları veya bakkaldan aldıkları ikramları çocukların boş tabaklarına paylaştırır. Köyde mutlak eşitliğin sağlandığı nadir anlardan biridir çörek, tüm çocukların mutlu olduğu ve herkesin herkesle elindekini paylaştığı ütopik bir zaman dilimi anlamına geliyor. Ege’nin bir yörük köyü ile İtalya’yı ortak paydada buluşturan şey paylaşma ve dayanışma hisleri.

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin söylediği gibi biz sadece refahı paylaşmak için bir arada bulunan kişiler değiliz. Kocaman bir milletiz. Kurban Bayramı bizim için tüm ailenin bir araya geldiği kocaman bir dünya sofrasıdır. Bu sofranın daha geniş bir coğrafyada kurulması için tüm sivil toplum kuruluşları büyük bir seferberliğe girişti. Bu yıl tüm dünyada bir milyon hisse kurban bağışının ihtiyaç sahipleriyle bir araya geldiği ifade ediliyor.

Kurban, Yaradan’a yaklaşmak için vesilelerimizden sadece biri. Ama aynı zamanda birbirimizle yaklaşmak ve hayatımızı bereketlendirmek için de büyük bir fırsat.  Aslında sadece birbirimize değil kendimize yaklaşmak için de…

Özellikle şu günlerde, özellikle Türkiye’nin ekonomik savaşla yüz yüze bulunduğu günlerde millet olma irademizi ortaya koyduğumuz bir buluşma. 

Zor günler milletlere genetik miraslarını hatırlama, kendileri gibi olma imkanı tanır. Şükür ki dönülmez bir yolda değiliz. Birçoğumuz bayram vesilesiyle memleketlerimize dönüp doğduğumuz topraklarda kim olduğumuzu hatırlama fırsatı buluyoruz. Akrabalarımızla bir araya gelip sıla-i rahim yapıyoruz. İtalya’nın pizzası yörüğün çöreğine şunu söylüyor: Bir araya gelirseniz güçlü olursunuz, kendiniz olursanız başarılı olursunuz. Biz yaptık siz de yapabilirsiniz. Ekonomi modelimiz için arife günlerinde boş tabakları dolduran bereketli çörekten ilham almaya ne dersiniz?