ZAMLANAN FİYATLAR 

Ersin AKMAN 27 Eyl 2018

Ersin AKMAN
Tüm Yazıları
Herkesin kolayca tahmin edebileceği gibi kurda yaşanan artış neredeyse tamamı yurt dışında üretilen teknoloji ürünlerine de yansıdı. Geçen hafta Türkiye operasyonunu başlatan Amazon'u saymazsak ne teknoloji marketler ne de elektronik ticaret siteleri geçen yılın aynı dönemine yaklaşabilecek satışlar yapamıyor.

Türkiye perakende teknoloji pazarının kilit noktalarında görev alan bir arkadaşımla yaptığım uzun telefon konuşması, Türk halkının yeni teknolojik ürünlerle arasına nasıl bir mesafe koyduğunu gözler önüne seriyor. Bu arada Amazon’un yaptığı (adetsel anlamdaki) satışın da sadece hizmete başladığı ilk günle sınırlı kaldığı sektörde en çok konuşulanlar arasında. Ki bu göreceli artışın muhtemel nedeni sınırlı sayıdaki üründe gerçekten çok ekonomik fiyatlar açıklanmasıydı.

Perakende elektronik sektörünü adetsel bazda cep telefonu, ciro anlamındaysa televizyon gibi büyük ürünler yaşatsa da son birkaç ayın yükselen yıldızı aksesuarlar… Evet evet yanlış okumadınız; gerek cep telefonu gerekse tablet ve laptop aksesuarları. Tabii bunlara kablo ve çoğaltıcı benzeri yan ürünlerle web kameralar, kablosuz şarj ürünleri gibi tamamlayıcıları da eklemek lazım.

Buradan benim anladığım içindeki alışveriş “canavarını” durduramayan Türk halkı yeni bir şey alamasa da eldekini güzelleştirmek, daha kullanışlı kılmak veya yenilemek, eksiklerini tamamlamak için vakit ve nakit harcıyor.

Buna rağmen başta cep telefonu olmak üzere birçok ürün kategorisinde yeni ürünlerin de tanıtımı yapılıyor. Yani stoktaki ürünler tüketilmeden yenileri de satışa sunuluyor. Arz ve talep dengesi gereği fiyatlarda bir gevşeme beklense de döviz kuru bu beklentinin gerçekleşmesini engelliyor. Anlayacağınız markalar, ithalatçılar ve satıcılar çok stresli günler yaşıyor. Herkes satılamayan ürünün sorumluluğunu diğerine yüklemeye çalışırken şu an için sektörde bir küçülme de yaşanmıyor. Herhangi bir küçülme sinyali de görülmüyor. Konuştuğum kişiler durumu “pimi çekilmiş el bombasına” benzetirken birkaç ay içinde (internet üzerinden satış yapan elektronik siteleri de dahil olmak üzere) teknoloji perakendecileri arasından iflas edenlerin olabileceğini veya yüksek adetli işten çıkarma haberleri alınabileceğini söylüyorlar.

Satılamayan ürün ne olur?

Ancak ortak bir bekleyiş de yok değil pazarda. Herkes Apple’ın yeni iPhone modellerinin satışlara hız kazandıracağını düşünüyor. Daha doğrusu hız kazandırmasını istiyor. Öyle ya Apple Türkiye, yeni iPhone modellerinden en ucuzunu 7 bin 500 TL gibi bir fiyatla satışa sunacak. En pahalısının ise 15 bin TL olması bekleniyor. Bu fiyatları gören tüketiciler de şu an zamlandığı için fiyatı yüksek bulunan ürünlerin etiketlerinde yazan rakamı daha kolay kabul edecek.

Bu bana çok mantıklı bir senaryo gibi gelmese de sektörün kurtları geçmişte Apple’ın pazara böyle bir etkisi olduğunu, yeni iPhone modellerinin pazarı içine düştüğü açmazdan kurtarabileceğini söylüyorlar.

Yaz başında Türkiye’de ilk kez satışa çıktığında 2 bin 100 TL gibi bir fiyatla satılan cep telefonunun şu an 3 bin TL’lik bir etikete sahip olduğunu bildiğim için ben bu planın tutmayacağını düşünüyorum. Gerçi sektörün geleceği için tarihin tekerrürden ibaret olduğunu düşünmek daha mantıklı gibi görünse de içimdeki “mutlak gerçekçi” buna inanmayı reddediyor.

Eğer iflasları ve işten çıkarmaları engelleyecek tek çözüm yeni iPhone fiyatlarının yüksek olmasıysa tabii ki buna itiraz edecek değilim. Ama iş oralara gelmeden teknoloji perakendecilerine başka çözüm yolları da sunulmalıydı gibime geliyor…