Vakıf Katılım web

​ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN GELEN PADİŞAH: SULTAN I. MEHMED (ÇELEBİ)

Dr. Öğr. Enes DEMİR
Tüm Yazıları
Çelebi Mehmed lakaplı Sultan I. Mehmed Han, Yıldırım Bayezid'in oğullarından biri olup annesi Germiyan Beyi'nin kızı Devlet Hatun'dur.

Çelebi Mehmed lakaplı Sultan I. Mehmed Han, Yıldırım Bayezid’in oğullarından biri olup annesi Germiyan Beyi’nin kızı Devlet Hatun’dur. Şehzade Mehmed, babası tahta çıktığı zaman 1389 senesinde doğmuştur. O, 1402 Ankara Savaşı öncesi Amasya sancakbeyi idi. Bu savaş sırasında Osmanlı Ordusu’nun ihtiyat kuvvetine komuta ediyordu. Savaşın sonuna kadar büyük bir mücadele örneği gösterse de; ağabeylerinin geri çekilmesi ve bozgunun önlenemeyecek bir duruma gelmesi üzerine; o da yanındakilerin tavsiyesi ile esir düşmemek için geri çekilmek mecburiyetinde kalmıştı.

Şehzade Mehmed, savaş sonrası sancağına dönmüşse de bir müddet Bolu’da ikamet etmiştir. Bununla birlikte şehir halkının daveti ile yeniden Amasya’ya hakim olmuş ve uzun bir müddet burayı idare etmiştir. Bu dönemde henüz 13 yaşında olduğu için Ankara Savaşı mağlubiyeti sonrası Timur’a bağlılığını arz etmiştir.

Timur’un Anadolu’dan ayrılması ile birlikte kardeşleriyle taht mücadelesine girişmiştir. Geçen haftaki yazımızda da belirttiğimiz gibi Ankara Savaşı sonrası Osmanlı Devleti açısından ortaya çıkan bunalımlı süreç, Fetret Devri olarak adlandırılmaktadır. Bu devir, devletin başsızlığından ziyade iktidar bunalımı ve mücadelesi ile siyasi otoritesizliğin yaşandığı bir devirdir. 

Bu dönemde 1402-1411 yılları arasında I. Süleyman Çelebi, 1411-1413 arasında ise I. Musa Çelebi’nin devletin başı olduğunu ifade etmiştik. Aynı zamanda Osmanlı Devleti’ni merkezi güçlü bir devlet olarak değil; bölünmüş parçalı yapı halinde bırakmak isteyen Timur, Yıldırım Bayezid’in oğullarının hepsinin saltanatlarını tanımıştı. Böylece Şehzade Mehmed Amasya’da, Şehzade İsa Bursa’da ve Şehzade Musa ise Kütahya’da olmak üzere küçük bölgelerde padişahlık ilan etmişlerdi. Fakat onların küçük bir yerde olan beylik tarzındaki hakimiyetleri, devletin meşru hükümdarı olan ağabeylerini gölgeleyememiştir. 

Nitekim Fetret Devri’ndeki mücadelelerin gidişatına bakıldığında tahtta olan devletin başı Sultan I. Süleyman değil; Amasya, Kütahya veya Bursa gibi sancak şehirlerine hakim olan kardeşlerinin tahtı ele geçirmek için ağabeyleri I. Süleyman’a karşı mücadele ettiği görülür. Yani bu mücadele tahtı ele geçirmek için yapılmıştır ki; onlarda devletin, ordunun ve hazine merkezinin Edirne olduğunu, meşru padişahın I. Süleyman olduğunu ve ancak tüm bunlara hakim olup tahtı ele geçirince sultan olabileceklerini bildikleri için bu mücadeleyi vermişlerdir.

Bununla birlikte Sultan Çelebi Mehmed, 1413 yılına gelindiğinde kardeşleriyle olan mücadelesini adım adım yürüterek sonuca ulaşmış ve nihayetinde kardeşi I. Musa’yı mağlup ederek babasının tek varisi sıfatıyla Osmanlı tahtına çıkmıştır. Böylece Osmanlı Devleti’nin idaresini tek bir merkez altında toplamış ve devletin içinde bulunduğu istikrarsızlık ve sıkıntılı durumu bitirmiştir. Hanedân-ı Âli Osman ve saltanat kendisinden devam ettiği için tarihlerimiz, kendisine devletin ikinci kurucusu unvanı da vermişlerdir.

Sultan Çelebi Mehmed, güçlü ve güreşçi özelliği ile de ön plana çıkmış bir padişah olarak da bilinir. 1413 yılında tahtın tek sahibi olarak 1421’e kadar padişahlık yapmıştır. Onun bu kısa sürede devleti toparlamaya çalıştığı ve babası dönemindeki gücüne ulaştırmak istediği görülmektedir. Bu düşünce ile harekete geçen Sultan I. Mehmed, Ankara Savaşı sonrası kaybedilen Osmanlı topraklarını yeniden almak için sefere çıkmıştır. 

İlk olarak Ankara Savaşı sonrası yeniden kurulan Aydınoğulları Beyliği üzerine giden Sultan I. Mehmed, İzmir ve çevresini alarak Ege Bölgesi’ni yeniden Osmanlı sınırlarına katmıştır. Karamanoğlu üzerine de yürüyen padişah, Batı Anadolu’daki bazı bölgeleri de ele geçirmiştir.

Sultan I. Mehmed, bir yandan devletin kaybolan otoritesini merkezi bir yapı ile tesis etmeye çalışırken; diğer yandan kaybedilen toprakları yeniden almak için harekâtlar icra etmiştir. Tüm bunları yaparken kendisini 8 yıllık padişahlığı döneminde meşgul eden önemli hadiselerden bir tanesi de, ağabeyi I. Musa döneminde kazaskerliğe atanan Şeyh Bedreddin’in isyanı olmuştur. Sultan Mehmed, tahta çıkınca Bedreddin’i kazaskerlik görevinden almış ve bu durum onun isyanına sebep olmuştur. Etrafına birçok mürid toplayan ve sultan olmak isteyen Şeyh Bedreddin, Börklüce Mustafa vasıtasıyla birçok yeri ele geçirme teşebbüsünde bulunmuştur. Nihayetinde Şeyh Bedreddin ve ona tabi asiler, Osmanlı Ordusu tarafından yakalanarak idam edilmiştir. Bu isyan aslında sürekli savaş ve otoritesiz bir ortam yüzünden oluşmuş toplumsal bir huzursuzluğun da terennüm etmiş bir hali idi. 

Yine bu dönemde ortaya çıkan bir gaile de, Düzmece Mustafa isyanı idi. Yıldırım Bayezid’in oğullarından Şehzade Mustafa olduğunu iddia eden bu kişi, Ankara Savaşı sonrasında Timur’a esir olmuş ve Timur, Anadolu’dan ayrılırken onu da yanında götürmüştü. 1420 yılında ortaya çıkan Mustafa, taht üzerinde hak iddia etmişti. İsyanın sonucunda bir sonuca ulaşamayıp Bizans idaresindeki Selanik’e sığınan Şehzade Mustafa, İmparator tarafından Sultan I. Mehmed’e serbest bırakılmayacağı taahhüd edilerek teslim edilmemişti. Bu gaile Sultan II. Murad devrinde, Bizans’ın Şehzade Mustafa’yı serbest bırakması ile devam edecekti.

Sonuç olarak 32 yıllık yaşamında sürekli mücadeleler içerisinde bulunan Çelebi Mehmed, 1421 yılında vefat etmiş ve Bursa’ya defnedilmiştir. Çok zor bir ortamda devletin başına geçen Çelebi Mehmed’in idealleri çok geçmeden gerçekleşecek ve torunu Sultan II. Mehmed (Fatih) İstanbul’u fethedecektir.