Vakıf Katılım web

TÜRK DÜNYASI İÇİN ORTAK ALFABE  

Neşe BERBER 24 Mar 2022

Neşe BERBER
Tüm Yazıları
Türk tarihinin güçlü bağlarına daha çok ihtiyacımız olduğu şu günlerde Kazakistan'ın başkenti Nursultan'da Türk tarihinin geçmişten günümüze hikayesini dinliyorduk.

Türk tarihinin güçlü bağlarına daha çok ihtiyacımız olduğu şu günlerde Kazakistan’ın başkenti Nursultan’da Türk tarihinin geçmişten günümüze hikayesini dinliyorduk. Darhan Kıdırali Türk Akademisi Uluslararası Teşkilatı Başkanı bizi akademinin kapısında büyük bir misafirperverlik ile karşıladı. Hava çok soğuk her yer kar yürümekte bile zorlandığım bir günde sıcak bir karşılama ruhumuza çok iyi geliyor. Akademinin Başkanı Darhan Kıdırali etrafı duvar ve güvenlikle kapalı binaya girer girmez ‘rahat olun burası sizin eviniz bu bina tam bir Türk yurdudur.’ diyerek müzeyi bize gezdirmeye başlıyor. Salonun ortasında kocaman bir taş. Nedir bu taşın hikayesi diyoruz. Bengü Taş’tır. Moğolistan Türk kültürünün önemli örneklerinden “Şiveet Ulaan” Külliyesi’nde bulundu. Anıttaki sembollerin her biri bir Türk boyunu anlatır. Türk Akademisi Uluslararası Teşkilatı Başkanı Darhan Kıdırali anlatıyor:

Önemli projelerimizden biri Türk dünyasında ortak alfabe üzerine çalışıyoruz. Türk dünyası için ortak alfabe olmasını istiyoruz.

İsmail Gaspıralı döneminde olduğu gibi. Ortak edebiyat çok zevkli olacak. Ders kitapları hazırlıyoruz. Orta okul çocukları için çalışmalarımız devam ediyor. Yunus Emre, Fuzuli, Abay, Mahdum Kulu hepsi var. Türkiye’de okuyan biri artık Abay kim, Kazakistan’da okuyan biri de Yunus kim diye sormayacak. Ortaokul çocukları için bu kitapları hazırladık. ‘Dil’de işte fikir’de birlik’ mottosunu ortak alfabe olursa anlamını kökünü çıkarabiliriz. İnternet siteleri, gazeteler ortak alfabe ile yayın yaparsa iş birliği daha kolaylaşacaktır.

İkinci diğer projemiz Arkeoloji üzerine. Moğolistan’da her sene kazı yapıyoruz. Ötüken bölgesi Orhun yazıtları biliniyordu. Ama biz Cengiz Han’ın kutsal toprakları olarak bilinen bölgelerde Türk tarihine ışık tutacak bulgular elde ettik. 6. ve 7. Yüzyıl’da Kerulen bölgesinde tamamen Türkler yaşamışlar. Çok sayıda taşlar mezarlıklar bulduk. Biz tarihimizi kendimiz yazmadık. Tarihi yazarken malzemeleri onlar koydu. Biz tarihimizi kendimiz yazmamız için malzemeleri de kendimiz bulmamız lazım. Malzeme de arkeolojidedir. Türkiye’de şehir arkeolojisi güçlü. Buralarda bozkır arkeolojisi güçlüdür. Bütün bunları birleştirip bizim geçmiş tarihimizdeki bilgileri birleştireceğiz. 

Türk tarihine ışık tutacağız. Biz dünyada birçok düşünce kuruluşları ile çalışıyoruz. Her ülkeden 60’tan fazla soru sorduk. En beğendiğiniz lider kim diye sorduk. “Atatürk” çıktı. Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Macaristan (gözlemci) Türkiye, Özbekistan Moğolistan (tarih birlikteliğimiz var) Türkmenistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üye olacak. Türk akademimiz çatısında buluşan ülkeler bunlar.

Ötüken’deki Orhun yazıtları olmadan bizim tarihimiz eksik olur. O yüzden Moğolistan ile ilişkilerimizi sıkı tutuyoruz. Akademinin Nursultan şehrinde olmasının en büyük avantajı Kazakistan Çin ve Rusya ile komşu olması.

Nursultan Nazarbayev’in öncülüğünde 2010’da kuruldu. Kazakistan milli eğitim bakanlığına bağlı bir merkez olarak açıldı. 2012 yılında Bişkek zirvesinde uluslararası kuruluş haline gelmesi için anlaşma imzalandı. 2014 yılında mecliste onaylandı. İlk başkanı ben oldum. Daha önce Türk konseyinde genel sekreter yardımcısı olarak görev yaptım. Doktora tezim İsmail Gaspıralı’nın Türk dünyasının birliği için söylediği hayal ettiği ‘Dil’de İş’te Fikir’de Birlik” sözleri idi. "Dilde, işte, fikirde birlik" sözleriyle Türk topluluklarının birleşebileceği fikrini savunan, basın ve eğitim çalışmalarıyla iz bırakan Gaspıralı'nın düşünceleri bugün de bize örnek oluyor. 

Hayatı boyunca "Dilde, fikirde, işte birlik" şiarına uygun yaşayan biriydi Gaspıralı, tüm Türk haklarını birlik ve dayanışmaya çağırdı. Türkistan, Mısır ve Hindistan'a giderek buralardaki Müslümanların eğitim çalışmalarına katıldı. Rusya Türklerinin eğitimi ve birleşmesi yolunda mücadele etti.

İsmail Gaspıralı, Tercüman gazetesinde, bütün dünya Türklüğünün anlayabileceği ortak bir edebi dil geliştirmeye çalıştı, bu edebi dilin de Osmanlı Türkçesi olmasını istedi. Yusuf Akçura, İsmail Gaspıralı, Zeki Velidi Togan, Mustafa Çokay, Abdülkadir İnan, Osman Kocaoğlu, Sadri Maksudi Arsal, Ahmet Ağaoğlu gibi isimler Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda çalışmış aydın isimler. Yusuf Akçura, Türk dünyasının darmadağın olduğu bir dönemde Sibirya’da Türkistan devletini kurmak istiyorlar. Kazak, Kırgız, Başkurt, Tatar birleşelim diyorlar. Devlet başkanı da Yusuf Akçura olsun deniyor. Yusuf Akçura kalkıyor, arkadaşlar bu iş bitmiş dağılmış herkes. Ama bir ümidimiz var. Türkiye’de milli mücadele başlamış. Anadolu’ya Atatürk geçecek. Eğer Anadolu kurtulursa bizde kurtuluruz’ diyor. Ben şimdi İstanbul’a gideceğim milli mücadeleye katılacağım. Mustafa Çokay’ın çok önemli bir sözü vardı. ‘Her Türk’ün iki vatanı vardır. Birincisi doğup büyüdüğü vatanı ikincisi Türkiye.’ Kendi vatanımızın kurtulması için Türkiye için çalışmalıyız.