Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Açık
24°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Yeni Birlik Gazetesi Dünya Avrupa'da Aşırı Sağ Nasıl Güçlendi: Küreselleşme Ve Sosyolojik Etkenlerin Etkisi?

Avrupa'da Aşırı Sağ Nasıl Güçlendi: Küreselleşme Ve Sosyolojik Etkenlerin Etkisi?

Avrupa’da aşırı sağın yükselişi; göç, ekonomik kriz, kimlik kaygıları ve siyasi liderlikler üzerinden şekilleniyor. Detaylı analiz burada.

avrupa'da aşırı sağın yükselişi

Avrupa’da aşırı sağın yükselişi, hem uluslararası siyaseti hem de toplumsal yapıyı dönüştüren derin bir kriz olarak değerlendiriliyor. Göç, küreselleşme, ekonomik eşitsizlik, kimlik siyaseti ve siyasi liderlik gibi faktörler bu süreci hızlandırıyor. Bu yazıda, aşırı sağın Avrupa’da neden güç kazandığını tarihsel ve toplumsal bağlamda inceliyoruz.

Küreselleşmenin  etkileri

Soğuk Savaş Sonrası Yeni Düzen

1990’lardan sonra Soğuk Savaş’ın bitişi, Avrupa’da yeni bir düzen arayışını başlattı. Bu dönemde:

1- Küreselleşme, sermaye hareketlerini hızlandırırken emeğin serbest dolaşımı da tartışmalı hale geldi.

2- Avrupa Birliği’nin genişlemesi, bazı kesimlerde ulusal egemenlik kaygısı doğurdu.

3- Ulus-devlet kimliğini savunan kitleler, aşırı sağ partilere yönelmeye başladı.

Sosyolojik Etkiler ve Kimlik Krizleri

Sosyologlar, bu dönemde oluşan kültürel değişimi şöyle değerlendiriyor:

İşçi sınıfı, ekonomik ve kültürel anlamda güvensizlik hissetti.

Mavi yakalılar kendilerini görünmez hissederek öfkeye yöneldi.

Göç, yerel kültürel yapının çözülmesi korkusunu artırdı.

“Biz ve onlar” ayrımı derinleşti, kimlik bunalımları başladı.

Göç İslamofobi ve Kültürel Güvenlik Algısı

Suriye krizinden sonra Avrupa’ya yönelen büyük mülteci akımı, özellikle Almanya, Fransa ve İsveç gibi ülkelerde aşırı sağ söylemleri besledi. Uluslararası güvenlik uzmanları bu durumu:

Asimetrik tehdit olarak tanımlar: göçmenler, suç ve terör ile ilişkilendirilir.

Aşırı sağ partiler, ulusal güvenliği koruma vaadiyle oy toplar.

Kültürel Irkçılık 

Sosyologlara göre:

Aşırı sağ, kültürel ırkçılığı savunur ve bunu laiklik, kadın hakları gibi söylemlerle kamufle eder.

Bu süreç, toplumda ayrışma ve yabancılaşmayı daha da derinleştirir.

Aşırı Sağ Liderlerin Ortak Özellikleri

Avrupa’da aşırı sağın sembol liderleri arasında Marine Le Pen, Matteo Salvini, Geert Wilders ve Viktor Orbán öne çıkıyor. Bu liderlerin ortak özellikleri:

Karizmatik ve popülist söylemler,

Milliyetçilik ve elit karşıtlığı,

Toplumsal öfkeyi politik araca dönüştürme becerisi.

Medyanın Rolü ve Sosyal Medya Etkisi

Ana akım medya, aşırı sağ liderlerin sıra dışı açıklamalarına geniş yer vererek istemeden meşruiyet kazandırıyor.

Sosyal medya, nefret söylemi ve komplo teorileri için güçlü bir zemin oluşturuyor.

AB’ye Güvensizlik: “Brüksel’e Hayır” Dalgası

Aşırı sağ partiler, Avrupa Birliği’ni “teknokrat elitlerin projesi” olarak görüyor. Bu bağlamda:

Brexit, AB karşıtı duyguların somut örneği olarak kabul ediliyor. Egemenliğini geri almak isteyen kitleler, aşırı sağın söylemleriyle özdeşleşiyor.

Ab çatırdıyor

Uluslararası ilişkiler açısından:

AB içi dayanışma zayıflıyor,

İklim politikaları ikinci plana atılıyor,

Transatlantik ilişkiler çatırdıyor.

Aşırı sağa oy veren kitleler Kendilerini dışlanmış hissediyor

Aşırı sağa oy veren kitlelerin çoğu, genellikle alt ve alt-orta sınıftan geliyor. Bu seçmen kitlesi:

Kendilerini dışlanmış hissediyor,

Göçmenlerin haklarının artmasını kendi kaynaklarının azalması olarak görüyor,

Aşırı sağ, bu öfkeyi politik güce dönüştürüyor.

Pandeminin Yarattığı Boşluk

Koronavirüs süreci, aşırı sağ için yeni fırsatlar yarattı:

Ekonomik kırılganlık, devlet müdahaleleri üzerinden eleştirildi.

Aşırı sağ, aşı karşıtlığı ve özgürlük söylemi ile yeni destekçiler kazandı.

Pandemi sonrası politik radikalleşme, daha da yaygınlaştı.

Aşırı Sağın Geleceği

Aşırı sağın güç kazanması, sadece siyasi yapıları değil, liberal demokrasilerin temel değerlerini tehdit ediyor. Bu bağlamda:

Hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve azınlık hakları aşındırılabilir.

Avrupa’nın kimliği, daha kapalı, daha milliyetçi ve daha parçalanmış bir yapıya dönüşebilir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *