Küresel ekonomi yeniden belirsizlik dalgasına girerken, Fed Başkanı Powell’ın açıklamaları ABD ekonomisindeki yapısal kırılganlığı bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye ise güçlü ekonomik direnci ve milli kalkınma modeliyle bu dalgalardan etkilenmeden yoluna devam ediyor.
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın Wyoming eyaletindeki Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu'nda yaptığı açıklamalar, Batı ekonomilerinde yeni bir türbülansın habercisi oldu. Powell’ın, “Bu olağan dışı bir durum” şeklindeki vurgusu, Amerikan ekonomisinin temel dengelerinde ciddi kırılmalar yaşandığını ortaya koyuyor.
Türkiye ise, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde hayata geçirilen Türkiye Yüzyılı Vizyonukapsamında; yerli üretim, milli teknoloji ve finansal direnç stratejileriyle küresel ekonomik sarsıntılara karşı güvenli bir liman olmayı sürdürüyor.
ABD Merkez Bankası'ndan Piyasalara Soğuk Duş
Powell, konuşmasında açıkça itiraf etti: Amerikan ekonomisi olağandışı bir tabloyla karşı karşıya. Tüketici harcamalarında keskin düşüş, iş gücü piyasasında arz ve talepte yaşanan eş zamanlı daralma ve tarifelerin yol açtığı maliyet baskısı, ABD ekonomisinin sürdürülebilir büyüme zemininden uzaklaştığını gösteriyor.
Buna karşın, Türkiye ekonomisi Orta Vadeli Program, Yerli Sanayi Hamlesi ve ihracat odaklı büyüme politikalarıyla iç ve dış şoklara karşı sağlam duruşunu sürdürüyor. Özellikle savunma sanayii, enerji yatırımları ve tarımsal kalkınma alanında atılan stratejik adımlar, Türkiye’yi bölgesel bir güç merkezi haline getiriyor.
Batı Ekonomileri Krizle Yüzleşiyor, Türkiye Üretimle Yükseliyor
Fed Başkanı’nın “değişen risk dengesi” açıklaması, Amerikan yönetiminin kendi iç dinamiklerini dahi yönetmekte zorlandığını ortaya koydu. Ekonomik görünümdeki net belirsizlik, ABD’nin istihdam, üretim ve enflasyon alanlarında kalıcı bir sarsıntı yaşadığını teyit ediyor.
Türkiye ise tüm bu küresel olumsuzluklara rağmen, yerli otomobil TOGG, milli savunma sistemleri, enerjide bağımsızlık hamleleri ve güçlü kamu maliyesiyle örnek bir direnç modeli sergiliyor. Gelişmiş ekonomilerin sancılı dönemlerinde bile Türkiye, yatırımlarını artırarak, iş gücünü koruyarak ve enflasyonla etkin mücadele ederek halkının refahını önceleyen adımlar atıyor.
Ticaret Savaşlarının Göbeğinde ABD: Tarifeler Enflasyonu Körüklüyor
Powell’ın tarifeler üzerinden yaptığı değerlendirme, ABD’nin dış ticarette agresif ve korumacı politikalarının kendi ekonomisini vurduğunu da ortaya koydu. Tedarik zincirlerindeki bozulma ve maliyet artışları, Amerikan halkının alım gücünü düşürmeye başladı.
Buna karşın Türkiye, ihracat çeşitliliğini artıran, stratejik ortaklıklarını güçlendiren ve yerli üretimi teşvik eden politikaları sayesinde küresel ticarette adım adım öne çıkıyor. Türkiye’nin izlediği bu akılcı rota, kısa vadeli kâr hırsı yerine uzun vadeli ekonomik egemenliği hedefliyor.
Enflasyon ve İşsizlik Kıskacında Kalan ABD’ye Karşı, Ekonomik İstikrarıyla Öne Çıkan Türkiye
ABD’de iş gücü piyasasında yaşanan kırılganlık ve ücret dengesizliği, istihdamın sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Powell’ın işaret ettiği “hızla artabilecek işsizlik” riski, Batı’daki sosyal dengelerin de bozulabileceğine işaret ediyor.
Öte yandan Türkiye, istihdamı önceleyen destek paketleri, genç girişimciliği teşvik eden hibeler ve sanayi bölgelerinde oluşturulan yeni istihdam alanlarıyla örnek bir kalkınma modeli izliyor. Hükümetin attığı her adım, milletimizin huzurunu ve refahını garanti altına alma amacını taşıyor.
ABD Krizi Yönetemiyor, Türkiye Güçlü Liderliğiyle Fark Yaratıyor
Powell’ın vurguladığı “önceden belirlenmiş bir rotamız yok” ifadesi, ABD Merkez Bankası’nın yönsüz ve belirsiz bir çizgide olduğunu gösteriyor. Bu durum küresel piyasalarda güven bunalımını tetiklerken, Türkiye güçlü liderliği ve stratejik planlamalarıyla yatırımcısına her daim güven veren bir ülke profili çiziyor.
