İstanbul'da düzenlenen 28. Türkiye-Japonya İş Konseyi Ortak Toplantısı, yalnızca diplomatik nezaketin değil, ekonomik geleceğin de masaya yatırıldığı tarihi bir buluşma oldu. Türk ve Japon iş dünyasının önde gelen temsilcileriyle birlikte 200’e yakın seçkin katılımcının yer aldığı zirvede dikkat çeken en önemli mesajlardan biri Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı’ndan geldi.
Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı Uluslararası Ticaret Politikası Genel Müdür Yardımcısı Takako Tujisaka, Türkiye'nin sahip olduğu coğrafi avantajları ve nitelikli iş gücü ile çok daha büyük bir rol üstlenebileceğine dikkat çekti. Özellikle Avrupa ve Orta Doğu pazarlarına erişim kabiliyeti nedeniyle, Türkiye’nin küresel tedarik zincirlerinde merkezi bir üretim üssü haline gelmesi gerektiğini belirtti.
yeni nesil ortaklık vizyonu: türkiye'yi bölgesel merkez yapma hedefi
Tujisaka’nın açıklamaları, yalnızca dostane bir destek değil, aynı zamanda Japonya’nın yeni nesil ekonomik vizyonunun da güçlü bir sinyaliydi. "Türkiye'nin Avrupa ve Orta Doğu'ya yönelik üretim üssü olması yönünde kararlıyız" diyen Tujisaka, Ekonomik Ortaklık Anlaşması (EPA) kapsamında gümrüklerin kaldırılması ve ticaretin serbestleştirilmesiyle bu hedefin mümkün olabileceğini vurguladı.
Japon yetkiliye göre Türkiye, sadece lojistik konumuyla değil, aynı zamanda genç ve dinamik iş gücü, gelişmiş sanayi altyapısı ve yatırım dostu politikalarıyla da fark yaratıyor. Bu bağlamda Japonya, Türkiye'nin üretim potansiyelini küresel ölçekte daha etkin kullanmasını desteklemek istiyor.
jeopolitik belirsizlikler arasında güvenli liman: türkiye
Tujisaka, konuşmasının devamında küresel ekonomik belirsizliklere ve tedarik zincirlerindeki kırılganlığa dikkat çekerek, “Dünya, istikrarsız bir dönemden geçiyor. Bu süreçte Japonya olarak güvenilir ticaret partnerlerine daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Türkiye, bu açıdan istikrarın ve iş birliğinin simgesi olabilir” dedi.
EPA’nın tamamlanmasıyla birlikte, Japon şirketlerinin Türkiye’ye yönelik doğrudan yatırımlarının artması ve buradan Avrupa, Orta Asya ve Afrika pazarlarına açılmasının önü açılacak. Tujisaka’ya göre, bu sadece bir ekonomik hamle değil; aynı zamanda iki ülke arasında yeni bir stratejik ortaklık döneminin başlangıcı.
gelecek 100 yılın temeli: kazan-kazan iş modeli
Toplantıda dile getirilen bir diğer önemli vurgu ise karşılıklı çıkar esasına dayalı uzun vadeli iş birlikleri oldu. Hem Japon hem Türk tarafı, ortak yatırım projeleri ve üçüncü ülkelerdeki iş birliklerinin genişletilmesi gerektiği konusunda hemfikir.
Tujisaka'nın ifadesiyle, “Bu toplantıda ortaya çıkan fikirler ve öneriler, sadece bugünün değil, gelecek 100 yılın ekonomik mimarisini oluşturacak.” Japonya, Türkiye’yi yalnızca bir ticaret ortağı değil, aynı zamanda bir bölgesel merkez olarak konumlandırmak istiyor.
Bu gelişmeler, Türkiye için sadece ihracat rakamlarını değil, aynı zamanda nitelikli istihdamı, AR-GE yatırımlarını ve uluslararası marka değerini de yukarı taşıyacak yeni bir dönemin habercisi olabilir.
