Katılım esaslı yatırım anlayışıyla sektörde farklılaşan Katılım Emeklilik, 53 milyar TL fon büyüklüğünü geride bırakarak sadece şirket tarihinin değil, aynı zamanda Türkiye’deki faizsiz emeklilik sisteminin de en önemli dönüm noktalarından birine imza attı. Bu başarı, yalnızca rakamsal bir artış değil; değişen tasarruf alışkanlıklarının, finansal güven arayışının ve genç nüfusun sisteme artan ilgisinin somut bir yansıması olarak dikkat çekiyor.
Faizsiz yatırım araçlarının güç kazandığı bir dönemde, Katılım Emeklilik’in sunduğu güvenilir ve performans odaklı fon yönetimi, şirketin sektördeki konumunu sağlamlaştırıyor. Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) her geçen gün büyürken, Katılım Emeklilik’in büyüme hızı ve fon getirileri sektördeki birçok geleneksel oyuncuyu geride bırakıyor.
bireysel emeklilikte yeni bir dönem: katılım esaslı fonlar yükselişte
Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) verilerine göre, Türkiye genelinde bireysel emeklilik fonlarının toplam büyüklüğü 1,72 trilyon TL'ye ulaşmış durumda. Sistemdeki katılımcı sayısı 9,9 milyon kişiye yükselirken, sözleşme sayısı da 12,3 milyonu aştı. Ancak bu büyük resim içinde Katılım Emeklilik’in başarısı, faizsiz finansın büyüyen etkisi açısından ayrı bir önem taşıyor.
Şirketin portföyündeki 20 farklı faizsiz fon, farklı yatırım tercihlerine hitap ederek katılımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor. Özellikle Kıymetli Madenler Katılım Emeklilik Yatırım Fonu (KJM), 9 aylık dönemde sağladığı yüzde 75,18’lik getiriyle, sadece faizsiz fonlar arasında değil, toplamda 400 fon arasında Türkiye birincisi oldu.
Bu performans, yatırımcıların artık sadece getiriyi değil, aynı zamanda etik değerleri ve sürdürülebilirliği de önceliklendirdiğinin net bir göstergesi.
gençler faizsiz emeklilik sistemine yöneliyor: yeni fonlar devrede
Daha erken yaşta finansal planlama yapan genç nüfus, devlet katkısı avantajı, faizsiz yatırım modeli ve yüksek fon performansı sayesinde BES’e daha fazla ilgi göstermeye başladı. Katılım Emeklilik, bu talebi görmezden gelmeyerek ürün çeşitliliğini artırma yoluna gitti.
Son olarak piyasaya sunulan Gümüş Katılım Emeklilik Yatırım Fonu (KGC), tamamen gümüş ve gümüşe dayalı sermaye piyasası araçlarından oluşuyor. Bu fon, yatırımcılara dövizden bağımsız, fiziksel alt yapıya dayalı, değerli maden temelli bir alternatif sunarak sektörde öncü bir girişim olarak öne çıkıyor.
Katılım Emeklilik’in fon sayısını 20’ye çıkarması, şirketin yalnızca büyümekle kalmayıp, aynı zamanda yatırımcıların değişen ihtiyaçlarını yakından takip ettiğini ve bu ihtiyaçlara inovatif çözümler sunduğunu ortaya koyuyor.
sektörde sürdürülebilir büyüme ve güven temelli yaklaşım
Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, elde edilen başarıyı sadece rakamlarla değil, oluşturdukları güven ortamı ve yatırımcı deneyimiyle değerlendirdiklerini vurguladı.
"53 milyar lira fon büyüklüğüne ulaşmak, yalnızca şirketimiz için değil, Türkiye’deki faizsiz emeklilik sisteminin gücü için de açık bir göstergedir. Katılımcılarımıza sunduğumuz güven, çeşitlilik ve yüksek performans sayesinde sektöre ve ülke ekonomisine katkı sunmaya devam ediyoruz."
Sincek’in açıklamalarında dikkat çeken bir diğer unsur da sürdürülebilir büyüme hedefi:
"Bizim hedefimiz yalnızca yüksek getiri değil. Katılımcılara uzun vadeli, güvenilir ve değer odaklı bir yatırım deneyimi sunmak önceliğimiz. Faizsiz fon yönetimindeki uzmanlığımız ve istikrarlı büyüme anlayışımız bu başarıya yön veriyor."
Katılım Emeklilik’in başarısı ne anlama geliyor?
Katılım Emeklilik’in 53 milyar TL’yi aşan fon büyüklüğü, Türkiye’de faizsiz finans sistemine olan güvenin en güçlü göstergelerinden biri olarak yorumlanıyor. Sadece bir şirketin başarısından değil, bir dönüşümden söz etmek mümkün. Faizsiz emeklilik fonlarına yönelik artan ilgi, yatırımcı profilinin değiştiğine, daha bilinçli ve sürdürülebilir yatırım arayışının güç kazandığına işaret ediyor.
Katılım Emeklilik’in performansı aynı zamanda alternatif yatırım araçlarının klasik sistemlerle rekabet edebileceğini de ortaya koyuyor. Üstelik bu başarı, sadece yatırım getirileriyle değil; etik değerlere bağlı, ilkelere dayalı bir yatırım modelinin mümkün olduğunu da gösteriyor.
