Ticaret Bakanlığı, otomotiv piyasasında dengeleri sarsacak yeni bir adım attı. Artan ithalat rakamları ve yurtdışı menşeli otomobillerin iç piyasadaki baskısı, sonunda devleti harekete geçirdi. 22 Eylül 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan kararla, Avrupa Birliği ve Serbest Ticaret Anlaşması kapsamı dışında kalan ülkelerden gelen binek otomobillere ek mali yükümlülükler getirildi.
Bu karar, sadece tüketicilerin cebiyle değil, sektörün genel yapısıyla da doğrudan ilişkili. Çünkü devlet, bu hamleyle yalnızca ithalatı kısıtlamayı değil, yerli üretimi desteklemeyi, cari açığı kontrol altına almayı ve sanayide istihdamı korumayı hedefliyor.
Otomotiv sektörü, yalnızca araç satışından ibaret değil; binlerce parçanın üretildiği dev bir ekosistem. Bu sistemin ayakta kalması, yerli ve milli üretimin sürekliliği açısından kritik önemde. Bakanlığın açıklamasında da bu vurgu açıkça yer aldı.
yeni vergilerle hangi araç ne kadar pahalanacak?
Karar kapsamındaki yeni düzenleme, ithal araçları sınıflarına göre ayırarak ek mali yükümlülükler belirliyor. Özellikle elektrikli ve hibrit modellerin yüksek vergi oranlarıyla karşılaşması, dikkat çeken bir başka detay.
İşte yeni oranlar:
Konvansiyonel ve hibrit (plug-in hariç) otomobiller için: %25 veya minimum 6.000 dolar/adet
Plug-in hibrit otomobiller için: %30 veya minimum 7.000 dolar/adet
Tam elektrikli otomobiller için: %30 veya minimum 8.500 dolar/adet
Bu oranlar, özellikle lüks segmentteki araçların fiyatlarına büyük zamların yolda olduğu anlamına geliyor. 60 gün sonra yürürlüğe girecek uygulama ile birlikte, ithal araç almak isteyen tüketiciler önümüzdeki haftaları “son fırsat” olarak görebilir.
küresel korumacılık dalgası türkiye’yi de etkiliyor
Ticaret Bakanlığı, sadece iç dinamikleri değil, küresel ticaret trendlerini de analiz ederek bu adımı attı. Son yıllarda Çin başta olmak üzere, ucuz iş gücüne dayalı üretim yapan ülkelerin ihracat atağı, dünya genelinde korumacı politikaları artırdı.
Türkiye de bu trendin dışında kalmak istemiyor. Bakanlık açıklamasında, küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği ve yerli sanayinin bu dönüşümde korunması gerektiği vurgulandı. Çünkü bir kez kırılan üretim hattı, yeniden inşa edilmesi en zor yapılardan biri haline gelebiliyor.
Ayrıca bu tür önlemler, sadece bugünü değil, gelecekteki teknoloji yatırımlarını da etkiliyor. Elektrikli araç yatırımları hızla artarken, Türkiye de bu rekabette “tüketen değil, üreten ülke” olmak istiyor.
sektöre etkileri ne olacak?
Bu kararın, kısa vadede ithalatçı firmaları zor durumda bırakması kaçınılmaz. Ellerindeki stokları hızlıca eritmek isteyen şirketlerin kampanya ve indirim yarışına girmesi bekleniyor. Ancak uzun vadede bu düzenleme, yerli otomobil üreticilerinin lehine bir tablo çizebilir.
Yerli markalar, artan rekabet baskısından bir nebze kurtulurken, TOGG gibi projelerin önü daha da açılabilir. Ayrıca, ana ve yan sanayideki firmalar için bu karar, üretim kapasitelerini artırma ve yeni yatırım planları yapma anlamına gelebilir.
Tüketici tarafında ise tablo biraz daha karamsar. Çünkü ithal araç fiyatlarındaki artış, genel olarak otomobil piyasasında yukarı yönlü bir fiyat dalgası yaratacak.
yeni düzenleme ne zaman yürürlüğe girecek?
Ticaret Bakanlığı’nın açıklamasına göre, 22 Eylül 2025’ten itibaren 60 gün sonra, yani 21 Kasım 2025 tarihinde söz konusu vergi düzenlemesi yürürlüğe girecek. Bu süre zarfında ithalatçılar için bir geçiş dönemi olacak.
Ancak bu 60 günlük süre, aynı zamanda tüketiciler için kritik bir zaman aralığı. Çünkü bu tarihten sonra ithal otomobil fiyatlarında binlerce dolarlık artışların yaşanması bekleniyor.
ekonomik hedefler, stratejik adımlar
Bu karar, sadece bir vergi düzenlemesi değil; makroekonomik hedeflerle uyumlu stratejik bir hamle. Cari açığı azaltmak, üretim-tüketim dengesini yerli üretim lehine çevirmek ve uzun vadede dışa bağımlılığı kırmak, bu adımın temel motivasyonları arasında.
Otomotiv sektörü, sadece araç satışından ibaret değil. Ar-Ge’den mühendisliğe, lojistikten yazılıma kadar geniş bir etki alanına sahip. Türkiye’nin bu sektörde güç kazanması, ekonomik bağımsızlık açısından da kritik.
