Türkiye ekonomisi 2024 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 4,8’lik büyüme kaydederek dikkat çekici bir başarıya daha imza attı. Böylece aralıksız büyüme serisi 20. çeyreğe taşındı. Bu veriler sadece ekonomik istikrarın sürdüğünü değil, aynı zamanda uygulanan programların sonuç verdiğini de gösterdi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, açıklanan büyüme rakamlarını değerlendirirken, "Dezenflasyon süreci ile birlikte elde edilen bu büyüme, programımızın başarısının açık göstergesidir" ifadelerini kullandı.
veri setleri güncellendi, büyüme revizyonla netleşti
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından paylaşılan verilerde dikkat çeken bir diğer unsur ise milli gelir hesaplamalarında yapılan teknik güncellemeler oldu. Avrupa Birliği uyum sürecine paralel olarak "Uyumlaştırılmış Avrupa Revizyon Politikası" çerçevesinde veri kaynaklarında iyileştirme yapıldı. Hesaplama yöntemleri ve kapsam genişletmeleri sonrası ortaya çıkan tablo, büyük bir sapmaya yol açmadan mevcut büyümenin sürdüğünü gösterdi.
Şimşek, milli gelirin yıllıklandırılmış bazda 1,5 trilyon dolara yaklaştığını vurgulayarak, bu gelişmenin Türkiye’nin küresel ekonomik ligde daha güçlü bir konum elde etme hedefiyle uyumlu olduğunu söyledi.
imalat sanayi rekor kırdı, yüksek teknolojili üretim öne çıktı
Tarım sektörü zirai don nedeniyle sınırlı bir performans sergilese de, sanayi tarafındaki gelişmeler oldukça güçlü. Özellikle imalat sanayi, son 12 çeyreğin en yüksek performansına ulaşarak ekonomik dinamizmin lokomotifi olmayı sürdürdü. Bunun yanında yüksek teknolojili üretimdeki yıllık %40’lık büyüme, sadece nicel değil nitel gelişmelere de işaret ediyor.
Şimşek, "Üretimdeki çeşitlenme ve teknolojik dönüşüm, sürdürülebilir büyümenin temel taşlarını oluşturuyor" diyerek, bu başarının arkasında yatan yapısal dönüşüme dikkat çekti.
yatırım ve tüketim dengeli ilerliyor
Ekonominin büyüme kompozisyonu da dengeli bir görünüm sunuyor. Tüketim artarken yatırımlar da hız kesmeden devam ediyor. Öne çekilen ithalat ve üretimdeki ivme nedeniyle dış talebin büyümeye etkisi bu dönemde negatif olsa da, cari açığın milli gelire oranı %1,3 ile kabul edilebilir seviyelerde.
Bu göstergeler, Türkiye’nin hem içeride hem dışarıda ekonomik dalgalanmalara karşı daha dayanıklı hale geldiğini ortaya koyuyor. Şimşek, bu noktada “küresel ticaretteki belirsizliklerin azalmasıyla birlikte büyümenin potansiyel seviyeye yaklaşacağı” öngörüsünde bulundu.
orta vadeli program geliyor, hedef yüksek gelirli ülke statüsü
Önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen 2026-2028 Orta Vadeli Program (OVP), bu istikrarın geleceğe nasıl taşınacağını ortaya koyacak. Bakan Şimşek, fiyat istikrarı, yatırım ikliminin güçlendirilmesi ve vatandaş refahının artırılması gibi hedeflerin kararlılıkla uygulanacağını belirtti.
Ayrıca sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada dikkat çekici bir hedefi daha kamuoyuyla paylaştı: Türkiye’nin, Dünya Bankası kriterlerine göre 2025 yılında yüksek gelirli ülkeler sınıfına girme olasılığı yükseldi. Bu gelişme, sadece ekonomik değil, sosyal ve politik olarak da yeni bir dönemin eşiğinde olunduğunu gösteriyor.
