Türkiye’nin tarımsal üretim gücünü artıracak yeni bir finansman adımı, ülke ekonomisinin rotasını belirleyebilecek potansiyele sahip. Dünya Bankası ile imzalanan 757,1 milyon avroluk kredi anlaşması, yalnızca sulama sistemlerini modernleştirmekle kalmayacak, aynı zamanda gıda güvenliği, kırsal kalkınma ve fiyat istikrarı gibi pek çok alanda zincirleme etki yaratacak.
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, söz konusu dış finansman, Türkiye'nin uzun vadeli altyapı reformları kapsamında planlanan Sulama Modernizasyonu-2 Projesi için kullanılacak. Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından yürütülecek bu dev proje, Türkiye'nin öncelikli tarım havzalarında yer altı ve yer üstü sulama altyapısını yeniden inşa etmeyi hedefliyor.
gıda krizi korkusu: çözüm sulama altyapısında aranıyor
Küresel ısınma, düzensiz yağışlar ve verim kaybı… Tarımda karşı karşıya kalınan bu riskler, sulama sistemlerinin güncellenmesini hayati hale getiriyor. Türkiye, bu doğrultuda attığı adımlarla gelecekte oluşabilecek gıda krizlerinin önüne geçmeyi hedefliyor.
Özellikle Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Akdeniz bölgesindeki sulama altyapılarının rehabilitasyonu, hem daha fazla arazinin sulanmasını sağlayacak hem de su kullanım verimliliğini artıracak. Bu da dolaylı olarak gıda arz güvenliği ve fiyat istikrarı üzerinde doğrudan etki oluşturacak.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu projeyle yalnızca bugünün değil, gelecek kuşakların da güvence altına alındığını belirtiyor. Şimşek, “Tarım sektörünün potansiyelini açığa çıkarmak için uluslararası iş birliklerini sürdüreceğiz,” diyerek dış finansman politikalarının süreceğine işaret etti.
finansman büyüyor: sulama projelerine 1 milyar avro barajı aşıldı
Söz konusu finansman, Türkiye’nin sulama modernizasyonuna yönelik Dünya Bankası ile yaptığı ilk anlaşma değil. Daha önce sağlanan kaynaklarla birlikte bu alandaki toplam dış finansman 1 milyar avro seviyesini geçti. Bu rakam, Türkiye’nin dış finansman konusunda ne kadar güçlü bir güven inşa ettiğinin göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Ayrıca, yalnızca tarım değil; enerji sektöründe de benzer bir dönüşüm yaşanıyor. Türkiye Enerji İletim Sisteminin Dönüşümü Projesi kapsamında yine Dünya Bankası’ndan alınan 750 milyon dolarlık kaynakla, yenilenebilir enerjiye dayalı üretim tesislerinin altyapısı güçlendirilecek. Böylece, tarım ve enerji sektörleri eş zamanlı olarak dış destekle yeniden yapılandırılıyor.
uzun vadeli yatırım: çiftçiden tüketiciye herkes kazanacak
Yeni sulama altyapısının sağlayacağı katkılar yalnızca çiftçilerle sınırlı kalmayacak. Tarladan sofraya uzanan zincirin her halkası bu modernizasyonla güçlenecek. Sulanan alanların artması, verimin yükselmesi anlamına gelirken; bu durum tüketiciye daha uygun fiyatlı, kaliteli ve güvenli gıda ürünleri olarak yansıyacak.
Ayrıca, sulama sistemlerinin modernize edilmesiyle birlikte su kaynaklarının israfı azalacak ve sürdürülebilir tarım uygulamaları desteklenecek. Bu da hem çevresel hem ekonomik açıdan büyük bir kazanım anlamına geliyor.
ekonomik vizyonla uyumlu adımlar
Dış finansman adımlarının tümü, Orta Vadeli Program (OVP) hedefleriyle uyumlu şekilde atılıyor. Bu da Türkiye'nin ekonomik programında planlı ve kontrollü bir ilerleyiş olduğunu gösteriyor. Bakan Şimşek'in vurguladığı gibi, amaç yalnızca bugünü kurtarmak değil; geleceğin ihtiyaçlarını da öngörerek hareket etmek.
Dünya Bankası ile yapılan bu tür iş birlikleri, Türkiye’nin hem uluslararası kredi notunu olumlu etkiliyor hem de finansal güven ortamını pekiştiriyor.
