Kapadokya Açık Hava Müzelerinde Zaman Yolculuğu: İlk 4 Ayda 700 Bin Ziyaretçi
Türkiye’nin en büyüleyici doğal ve tarihi miras alanlarından biri olan Kapadokya, 2025 yılının ocak-nisan döneminde 697 bin 631 yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırlayarak, kültür turizminin kalbinin attığı bölge olduğunu bir kez daha gösterdi.
Nevşehir’in büyüleyici coğrafyasında yer alan Göreme Açık Hava Müzesi, Paşabağı, Zelve, Karanlık Kilise, Hacı Bektaş Veli Müzesi ve diğer tarihi alanlar, ziyaretçilere adeta zamanın durduğu bir atmosferde eşsiz bir keşif sunuyor.
Göreme, UNESCO Mirası ile Büyülemeye Devam Ediyor
Göreme Açık Hava Müzesi, yılın ilk dört ayında 295 bin 949 ziyaretçi ile bölgenin en çok ilgi gören noktası oldu. 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen bu eşsiz alan, kayalara oyulmuş 17 kilise ve şapel ile mistik bir atmosfer sunuyor.
Nevşehir Rehberler Odası (NERO) Başkanı Özay Onur, açık hava müzeciliğinin klasik müzecilik anlayışının ötesinde farklı bir boyut sunduğuna dikkat çekerek, “Bu alanlarda, geçmişte insanların gerçekten yaşadığı mekânları gezmek mümkün. Tarih sadece anlatılmıyor, bizzat yaşatılıyor” dedi.
Zelve ve Paşabağı: Yaşayan Tarihin Sessiz Tanıkları
Paşabağı Ören Yeri’nin 235 bin 800, Zelve Açık Hava Müzesi’nin ise 79 bin 179 ziyaretçiyi ağırladığı belirtilirken, Karanlık Kilise 42 bin 935 kişiyle büyük ilgi gördü. Hacı Bektaş Veli Müzesi ve Arkeoloji-Etnografya Müzesi ise kültürel derinliğiyle öne çıkan yapılar olarak listede yer aldı.
Onur, “1952 yılında doğal sebeplerle boşaltılan Zelve köyü, Kapadokya’daki ilk ve son terk edilen yerleşim yeridir. Bu iki bölge, tarih boyunca hem manevi hem de mimari değerleriyle bölgenin kültürel belleğini temsil etmektedir” ifadelerini kullandı.
Ziyaretçiler Büyülendi: “Doğa ve Tarih Burada El Ele”
Kapadokya’yı ailesiyle birlikte ziyaret eden Perulu turist Wendy Middlebrook, bölgeye hayranlığını şu sözlerle dile getirdi:
“Sıcak hava balonlarının süzüldüğü bu toprakların altındaki tarihsel derinlik beni büyüledi. Fotoğraflarda gördüğümden çok daha fazlasını burada yaşıyorum. Açık hava müzelerinin dokusu harika!”
Avusturya’dan gelen Nema Mariel ise bölgenin ruhunu şöyle anlattı:
“Burası adeta yaşayan bir tarih sahnesi. Doğanın mucizeleri ile insanlık tarihinin izleri burada iç içe geçmiş durumda. Açık hava müzesi içinde dolaşırken zamanın ötesine geçiyorsunuz.”
Kültür Turizmine Katkı Sürecek
Kapadokya’daki bu yoğun ilgi, Türkiye'nin kültür turizmine olan katkısını her geçen gün daha da artırıyor. Bölgedeki açık hava müzeleri, sadece geçmişin izlerini taşımakla kalmıyor, aynı zamanda çağdaş müzecilik anlayışına da ilham veriyor. Kapadokya, tarih ile doğanın buluştuğu noktada kültürel hafızamızı canlı tutmaya devam ediyor.
