Siyah-Beyaz Perdenin Parlayan Yıldızı
Ayhan Işık, 1950’li ve 60’lı yıllarda Yeşilçam’ın en parlak döneminde izleyicinin gönlünde taht kurdu. “Sezercik”, “Ayşecik”, “Acı Hayat”, “Cingöz Recai” ve “Küçük Hanım” gibi birçok klasik filmde başrol üstlenerek Türk sinema tarihinin yapı taşlarından biri oldu. Onunla birlikte Türk halkı sinemaya daha çok bağlandı, beyaz perdeye umutla bakmaya başladı.
1929 yılında İzmir’de Selanik göçmeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ayhan Işık, henüz dört aylıkken ailesiyle birlikte İstanbul’a taşındı. Altı yaşında babasını kaybetti ve küçük yaşta çalışmaya başlayarak hem ailesine destek oldu hem de sanata ilk adımlarını attı. Babıali’de resim çizen genç Işık, ileride sinemada devleşecekti.
Güzel Sanatlar Akademisi’nden Yeşilçam’a
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde eğitim alan Işık, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun öğrencisi oldu. Claude Monet hayranı olan sanatçı, empresyonizm etkisindeki resimleriyle dikkat çekti. Akademideki başarıları kadar duruşu da çevresi tarafından hayranlıkla karşılandı.
1951’de Sezai Solelli’nin teşvikiyle Yıldız Dergisi’nin düzenlediği “Artist” yarışmasına katılan Ayhan Işık, Belgin Doruk’la birlikte birinci oldu. Bu yarışma onu sinemanın merkezine taşıdı. Soyadını “Işıyan”dan “Işık”a çeviren sanatçı, artık Yeşilçam’ın parlayan yıldızıydı.
"Kanun Namına" ile Gelen Büyük Çıkış
Usta yönetmen Ömer Lütfi Akad’ın yönettiği ve sinemacılar döneminin başlangıcı kabul edilen "Kanun Namına" filmindeki performansıyla Işık, hem halkın hem sektörün takdirini kazandı. Oyunculuğu ile sadece bir jön değil, disiplinli bir sanat insanı profili de çizdi.
1959 yılında Amerika’ya giderek Hollywood’da deneyim kazanan Işık, ülkesine döndüğünde sinema emekçileri için daha düzenli ve adil bir çalışma ortamının savunucusu oldu. “Sinema Kanunu”nun çıkarılması gerektiğini savundu, çalışma saatleri, sigorta ve sözleşme şartları konularında öncü bir duruş sergiledi.
Sinemada İlke Sahibi Bir Duruş
Işık, “Ayhan Işık filmlerinde ölmez” maddesini sözleşmelere ekletecek kadar kararlıydı. Filmlerdeki her sahnede kaliteye ve ciddiyete önem verir, zamanında sette olurdu. Dakikliği ve çalışkanlığıyla hem yönetmenlerin hem de rol arkadaşlarının takdirini kazandı.
Türk edebiyatının önemli kalemlerinden Vedat Türkali, Kemal Tahir ve Peyami Safa’nın eserlerinden uyarlanan “Otobüs Yolcuları”, “Namusum İçin” ve “Cingöz Recai” gibi filmlerde başrol üstlendi. Bu projelerle entelektüel bir duruş da sergileyen Işık, halk nezdindeki değerini daha da artırdı.
EBEDİYETE Uğurlanışı
13 Haziran 1979 sabahı geçirdiği beyin kanamasının ardından, 16 Haziran’da hayata veda eden Ayhan Işık, 50 yaşında aramızdan ayrıldı. Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilen usta sanatçının adı, Beyoğlu’nda bir sokağa verilerek ölümsüzleştirildi. Tabelasını dostu Sadri Alışık astı; onun ardından bir başka sokağa da Alışık’ın adı verildi.
