Real Madrid’de Jude Bellingham’ın sezon içindeki çizgisi inişli çıkışlı bir tabloya işaret ediyor. Takıma katıldığı ilk dönemde orta sahaya sadece enerji değil, skor da taşıyan İngiliz oyuncu; ceza sahasına koşuları, bitiriciliği ve temposuyla kısa sürede takımın en dikkat çeken isimlerinden biri haline gelmişti. Ancak son haftalarda aynı etkiyi sahaya yansıtmakta zorlandığı, oyunun içinde daha silik kaldığı ve süreklilik yakalayamadığı değerlendirmeleri öne çıkıyor.
Dönüş sonrası sonuç grafiği dikkat çekti
Tartışmaların yoğunlaştığı başlık ise sakatlık sonrası dönüş süreciyle birlikte ortaya çıkan sonuç farkı. Bellingham’ın yer almadığı veya oyuna sonradan dahil olduğu maçlarda takımın kayıp yaşamadan ilerlediği, ilk 11’de başladığı karşılaşmalarda ise puan kayıplarının arttığı belirtiliyor.
Bu çerçevede paylaşılan veriler şu şekilde sıralanıyor:
- Forma giymediği 5 maç: 5 galibiyet
- Kısa süre aldığı 6 maç: 6 galibiyet
- İlk 11 başladığı 14 maç: 7 galibiyet, 3 beraberlik, 4 mağlubiyet
Ortaya çıkan tabloya göre, Bellingham’ın sahada olmadığı ya da sonradan oyuna girdiği senaryolarda galibiyet serisi bozulmazken, ilk 11’de yer aldığı maçlarda kazanma oranının belirgin biçimde gerilediği ifade ediliyor.
Orta saha dengesi ve karar hızı eleştirilerin merkezinde
Oyun tarafındaki eleştiriler ise Bellingham’ın tercihleri üzerinden şekilleniyor. İngiliz oyuncunun hücum bölgesine yönelme eğiliminin arttığı, bu durumun öndeki yıldızlarla alan paylaşımında zaman zaman sorun yarattığı savunuluyor. Fazla top sürmesi ve dokunuş sayısının yükselmesi nedeniyle karar hızının düştüğü, bunun da takımın ihtiyaç duyduğu pas akışını ve organizasyonu geciktirdiği yorumları yapılıyor.
Orta saha dengesi ve karar hızı eleştirilerin merkezinde
Oyun tarafındaki eleştiriler ise Bellingham’ın tercihleri üzerinden şekilleniyor. İngiliz oyuncunun hücum bölgesine yönelme eğiliminin arttığı, bu durumun öndeki yıldızlarla alan paylaşımında zaman zaman sorun yarattığı savunuluyor. Fazla top sürmesi ve dokunuş sayısının yükselmesi nedeniyle karar hızının düştüğü, bunun da takımın ihtiyaç duyduğu pas akışını ve organizasyonu geciktirdiği yorumları yapılıyor.
Denge arayışı sürüyor
Mesele, “Bellingham kötü” tartışmasından ziyade Bellingham’ın yer aldığı düzende görev ve rol dağılımının doğru kurulup kurulmadığına odaklanıyor.
Yıldız oyuncu sayısının arttığı takımlarda bir ismin sahaya dönmesi, kadroya yalnızca bir oyuncu eklenmesi anlamına gelmiyor; saha içi yerleşim ve oyun planında değişiklikleri de beraberinde getiriyor. Real Madrid cephesinde de gündemdeki başlık bu olurken, dönüşün oyun dengesine etkisi tartışılmaya devam ediyor.
Takım içi rekabet ve rol paylaşımı ön planda
Real Madrid’de sezonun ilerleyen bölümünde forma rekabetinin belirgin şekilde arttığı görülüyor. Orta saha ve hücum hattında birden fazla yıldız ismin aynı anda sahada yer alması, teknik ekibin rotasyon ve rol dağılımını daha dikkatli planlamasını zorunlu kılıyor.
Kadroda Bellingham, Valverde, Camavinga, Tchouaméni ve Arda Güler gibi farklı profillere sahip oyuncuların bulunması, maçlara göre değişen tercihler yapılmasına yol açıyor. Bu durum, oyuncular arasında doğrudan bir sorun olarak değil; performans, maç planı ve rakip analizine dayalı bir rekabet ortamı olarak değerlendiriliyor. Teknik heyetin, yoğun fikstür ve çoklu kulvar hedefleri nedeniyle forma dağılımını dengeli şekilde sürdürmeye çalıştığı belirtiliyor.
