Havuz medyasının beyin yıkama haber ve belgesellerine baktığınız da, dünyanın jandarması olarak bilinen ve kabul edilen ABD çok zorda bu nedenle başta ülkemize olmak üzere dünyada ki diğer birçok ülkeye müdahale ettiği öne sürülüyor.
Yani, ekonomisi gün geçtikçe zora girdiği ve sosyal olayların her an patlama noktasına geldiği hatta bölüneceği ileri sürülen ve bu nedenle dünyada ki sömürge olarak gördüğü ülkelere yönelik çıkışları ile gündem değiştirdiği iddia edilen ABD ülkenin iç siyasetinde ki gündemi değiştirmek için doları ateşleyen çıkışlar yaptığını iddia ediyor bizim bir emirle bin bir doların bir araya getirilerek oluşturulan kirli havuz medyası..
Peki, bir an bunlara inanıp, şöyle bir ABD’ye ve ülkemize bir bakalı mı?
Aya giden, Nasa’ya inen, Refah, adalet, hak, hukuk, eğitim, sistem, bilim, teknoloji ve en önemlisi her hükümet değişikliğinde bile rejimin tıkır tıkır işlediği ülke denince akla gelen ilk ülke hangisi?
Trump’a rağmen basın özgürlüğünün de tıkır tıkır işlediği Amerika!..
Peki, bunların tam tersi ülkeler hangisi?
Tunus, Cezayir, Irak, İran, Arabistan yani Ortadoğu ve Afrika ülkeleri mi aklınıza geldi?
Bilmem ama 100 yaşında olan ve birçok konuda dışa bağımlı olan ülkelerin içinde olduğunu bilsekte dile getirmeye kıyamadığımız ülkemizde de sistemim yanı sıra hak, hukuk ve adaletin çokta tıkı tıkır işlediğini demek isterdim.
Doların üzerinde savaş döneminin başladığı ve panzehirinin demokrasi başta olmak üzere kendi yerli malına sahip çıkan, camiden çok okul açan, bilimi, ilimi cemaatlere bırakmayan bir anlayışa ihtiyaç duyulduğu şu günlerde ABD’nin parçalanacağından bahsedenlerin o ülkenin kuruluşundan bu yana bu yönde bir kıpırdama yaşamamasının nedenine bakmalı..
Yoksa her programının ardından dini sömürerek reklam yoluyla muska satan havuz medyası bizim olduğu gibi hükümetin, iktidarın da beynini yıkar ve iç siyasette dünyanın jandarmasına hava basarken bugün yaşananlarla baş başa kalır, ön heyetleri düşman diye ilan ettiğimiz Okyanus ötesinde ki ABD’ye yollar, arka kapılarda da havuz medyasının reklamlarını verdiği günahlarınızı affı için okunmuş, üflenmiş denen tesbihler olarak gibi ard arda özürler dizeriz..
Serhat’ın Kurban Derileri..
Diğer bir cemaat türü olan Haydar Baş’ın da mal varlığına el konulduğunu öğrendiğimiz şu günlerde Diyanet başta olmak üzere birçok kurum ve derneğin kurban derileri üzerinde yaptıkları çağrılar aklıma geldi.
Yıllardır cemaatlerin sermayesini oluşturan ve başında ki hacı hocaların villalar da hatta kediciklerle kalmasına katkı sunanKurban deri toplama işi müthiş para kaynağı, bir o kadar da karlı iş olduğunu düşündüğümüzde bir zamanlar sadece THK’ya yada Kızılay’a verilmek zorunda olunan deriler son yıllarda herkes tarafından hem de kontrolsüzce, sağlanan gelirin nereye gittiği belli olmayan şekilde toplanmakta.
Gerçi aynı durum hemen her bakkalın tezgâhına konulan ama kimin, kimlerin topladığı bilinmeyen ama dini kelime ve sureler kullanılarak süslenen ‘Sadaka Kutusu’ denen olayda da yaşanmıyor mu?
Bilmem ama Milli Eğitim’de daha büyük bir bütçeye ve cami imamına sahip olan Diyanetin bile iştahını kabartan kurban derilerinin katkı sunacağı en güzel yerin gençler olduğunu, spora yönelik harcamalarda kullanılması gerektiğini düşünüyorum.
Bu nedenle; Kurban Derilerinin başta Serhat Ardahan Spor olmak üzere kentlerde ki amatör futbol kulüplerine ya da spor dallarında bir çok başarıya imza atan ama bu başarılarının devamını getirmek isteyen kız sporculara yönelik olarak verilmesi ve sağlanan gelirin bu yönde harcanmasından yanayım.
Havuz medyasının beyin yıkama haber ve belgesellerine baktığınız da, dünyanın jandarması olarak bilinen ve kabul edilen ABD çok zorda bu nedenle başta ülkemize olmak üzere dünyada ki diğer birçok ülkeye müdahale ettiği öne sürülüyor.
