Çakar!

Tarafların anlattıklarına ve gündemdeki gelişmelere göre olaylar şu hale gelir…
*
Milli Eğitim’in İstanbulda’ki 1 numarası Ömer Faruk Yelkenci, görev icabı kentin diğer yakasına geçmek üzereyken trafik sıkışıklığını bypass etmek isteyen şoförü, acil kodlu seyir ikazı için öndekilere siren “çakar…”
*
Daha evvelinde…
*
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kendisine bağlı emniyet teşkilatına, yasa kapsamı dışında çakar kullanan araçlara trafik cezası kesilmesini ve tertibatı, verilen 1 haftalık sürede devre dışı bırakmayanların araçlarının bağlanması yönündeki talimatını “çakar…
*
Avrasya Tüneli girişinde uygulama yapan bir polis memuru, bulunduğu bölgeye yaklaşmakta olan bir aracın önünde, 80’li yılların efsane aracı Kara Şimşek’e benzer ışıkların yatay bir şekilde yanıp söndüğünü filan görünce, doğal olarak vazife icabı “Dur” işareti “çakar…”
*
Karşısında polis memurunu gören şoför, aracı uygun yere çekmek için mecburen sağa sinyal “çakar…”
*
Polis memuru araçtakilerden kimlik ister, şoför, devletin resmi kolluk kuvvetinin talebine itaat eder kimliğini uzatır, iddiaya göre arkada oturan İl Milli Eğitim Müdürü Yelkenci, bir dönemin iş bitiren, sihiri, gücünde gizli “Sen benim kim olduğumu biliyor musun” sorusunu yöneltir, polis de zaten kim olduğunu öğrenmek için kimlik istediğinden dolayı, tanışma/tanıtma faslı tamı tamına elli dakika sürer. Her iki taraf da, Memati’nin Abduley’in, Polat Alemdar’ın etkisinde kalsa gerek birbirine orantısız güç “çakar..”
*
Bir ara…
*
İl Milli Eğitim Müdürü Yelkenci, ceza kesmekte ve kimlik istemekte ısrarlı polis memuru barikatını aşmak için, Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü’ndeki üstdüzey müdürlere telefon “çakar…”
*
Akabindeyse…
*
Birisi İstanbul İl, diğeri ise Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli iki müdür yardımcısı jet hızıyla olay yerine gelir, doğal olarak da polis memuru ikisine birden selam “çakar…”
*
İl Milli Eğitim Müdürümüzün, görevli polis memuruna “Sen benim kim olduğumu biliyor musun” sorusu o kadar masum kalır ki, emniyet müdür yardımcılarından birisi, memuruna “Sen kim oluyorsun da bu aracı durduruyorsun, git buradan” diye laf “çakar..”
*
İstanbul’un sayılı saygın bürokrasi makamlarından birisini temsil eden Yelkençi’nin yanında adeta eli kolu bağlanan emniyet müdürlerinin, ısrarla görevini yürütmek isteyen inatçı polis memuruyla başa çıkamayacaklarını anlayınca, gözlerinde şimşek” çakar..”
*
Final bölümünde…
*
İl Milli Eğitim Müdürü Yelkenci elli dakikalık gecikmeyle yoluna devam eder, ceza yazmak ve araçta arama yapmak isteyen polis memuru, bakan talimatı doğrultusunda yapmak istediği görevinden dolayı vatandaşa kötü muamele etme ithamıyla açığa alınır, o da savcılığa şikayette bulunarak amirleri hakkında soruşturma açılması talebinde bulunur.
*
Herkesin birbirini suçladığı, mağduriyet üzerinden sitemde bulunduğu, bakan, emniyet müdürü, eğitim müdürü, polis memuru geri dörtlüsü arasında oynanan bariz faul kokan güçler savaşının ardındaki trajikomik oyunu, ne emniyet, ne savcılık, ne de kamuoyunun aklı çözer. Bu işi çözse çözse ağırlaştırılmış “Oynatalım Uğurcuğum” repliğinde     ya Erman Toroğlu çözer, ya da Ahmet “Çakar…”