Cumhuriyet Halk Partisi’nde sular durulmuyor. İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum olarak atanan Gürsel Tekin, partisinden ihraç edildiğini CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamasıyla öğrendi. Ancak Tekin, kararı tanımadığını ve il başkanlığı binasına gideceğini duyurarak parti içinde yeni bir kırılmanın sinyalini verdi.
Disiplin süreci, 8 Ekim 2023’te gerçekleşen İstanbul il kongresiyle başlayan gerilimlerin yeni bir perdesi olarak görülüyor. Mahkeme, mevcut yönetimi görevden almış, süreci sekteye uğratan geçici bir karar vermişti. Bu kararın ardından, Tekin’in de aralarında bulunduğu bir heyet, kayyum olarak atanmıştı.
özgür özel: “tedbirli olarak disipline sevk edildi”
CHP lideri Özgür Özel, yaptığı açıklamada Tekin’in yanı sıra aynı heyetteki diğer dört ismin de, görevi kabul etmeleri hâlinde disiplin kuruluna verileceğini belirtti. Özel, “Bu başka biri de olsaydı fark etmezdi, prensip kararı aldık” diyerek, sürecin kişisel değil, kurumsal olduğunu vurguladı.
Ancak bu açıklamalar, parti kamuoyunda beklenen yatıştırıcı etkiyi yaratmadı. Aksine, Gürsel Tekin’in tepkisiyle birlikte süreç daha da alevlendi.
“beni bu partiden kimse atamaz” diyen tekin, meydan okudu
Gürsel Tekin, tv100’e yaptığı açıklamada oldukça net konuştu: “Kararı tanımıyorum, savunmam bile alınmadı. Beni kimse bu partiden atamaz. Bu parti benim evim. Bir iki gün içinde il binasına gideceğim.”
Bu çıkış, yalnızca parti yönetimine değil, aynı zamanda parti içi demokrasi ve üyelik hakları konularında da bir meydan okuma olarak yorumlandı.
Tekin’in sözleri, bir ihraç kararının ötesinde, bir siyasi manifesto niteliği taşıyor. Parti içinde farklı kanatların yeniden pozisyon aldığı, yeni hizalanmaların ortaya çıktığı bir dönemde, bu sözlerin etkisi sadece bugünle sınırlı kalmayabilir.
mahkeme kararı sonrası il başkanlığına kayyum atanmıştı
İstanbul il kongresiyle ilgili mahkeme süreci, Özgür Çelik ve yönetiminin görevden alınmasıyla sonuçlanmıştı. Mahkeme ayrıca 196 delegeyi de tedbiren uzaklaştırarak olağanüstü kongre sürecini fiilen durdurmuştu. Bu kararın ardından CHP Genel Merkezi, Gürsel Tekin, Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz ve Erkan Narsap’tan oluşan bir geçici yönetimi görevlendirmişti.
Görevi kabul ettiğini ilk açıklamasında duyuran Gürsel Tekin, parti içindeki bazı çevrelerin sert eleştirileriyle karşılaşmıştı. Ancak bu eleştirilerin, doğrudan bir ihraç sürecine evrileceği öngörülmemişti.
chp'de gerilim büyüyor: bu süreç sadece bir disiplin krizi mi?
CHP’de yaşanan bu gelişmeler, sadece bireysel bir disiplin süreci olarak görülmüyor. Parti tabanı, bu olayın ardında daha derin yapısal sorunlar olduğunu düşünüyor. Gürsel Tekin gibi uzun yıllar partiye emek vermiş bir ismin ihraç edilmesi, örgütlerde kafa karışıklığı yaratmış durumda.
Özellikle İstanbul gibi stratejik bir ilde bu tür sert iç çekişmelerin yaşanması, CHP’nin yaklaşan yerel seçimlerdeki stratejisini de zora sokabilir. “İl binasına gideceğim” diyen Tekin’in bu adımı, yalnızca fiziksel bir ziyaret değil; bir siyasi mesaj, hatta bir güç gösterisi olarak okunabilir.
gürsel tekin yalnız mı kalıyor, yoksa yeni bir blok mu doğuyor?
Bu gelişmelerin ardından gözler şimdi, Gürsel Tekin’in parti içindeki destekçilerine çevrildi. Tekin, yıllardır İstanbul örgütünde güçlü bir isim olarak biliniyor. İl ve ilçe teşkilatlarından gelebilecek tepkiler, bu krizi yalnızca bir disiplin meselesi olmaktan çıkarabilir.
CHP içindeki hizalanmalar ve olası yeni ayrışmalar, partinin iç dinamiklerini önümüzdeki aylarda belirleyecek gibi görünüyor. Gürsel Tekin’in resti, sadece kişisel bir isyan değil, tabanda yankı bulabilecek bir dalgaya da dönüşebilir.
