Susmam, susamam, susmuyorum

Türk insanı kötü yönetilmeyi hak etmiyor. Hazreti Muhammed öldü hemen arkasından iktidar ve güç savaşları başladı ve o inanılıp inanmamakta serbest olduğunuz mezhepler meydana çıktı, öncesinde mezhep yoktu.
Mezhepleri bizler yarattık ve dinimizin ve inançların hali ortada yüzlerce tarikat kendi inandığı dini inancını anlatıyor ve tam bir inanç keşmekeşi maalesef yaşıyoruz.
Gerçeklerden çok uzaktayız.
Atatürk öldü ve o bıraktığı adeta altın tepside Türk halkına emanetimdir dediği cumhuriyeti delik deşik ettik.
Eğer Atatürk kendisi isteseydi o dönemin deyimi ile artık halife benim de diyebilirdi, ya da diktatörlükle de bu ülkeyi yönetirdi.
Yönetim şeklini altı tane ilkeye bağladı.
Cumhuriyetçilik dedi geldiğimiz noktada cumhuriyetçilik anlamının ne kadarını uyguluyoruz sistemi bile değişti.
Halkçılık dedi halkına iş yerleri açtı köy ensütileri açtı eğitimli ve çalışan toplum olmasını sağladı.
Geldiğimiz nokta ürettiğimiz hiçbir ürün bu bizim yerli malımızdır bunu ihraç ediyoruz dediğimiz kaç tane ürünümüz var çok az tüm açılan işletmeleri de sattık.
Milliyetçilik dedi vatana toprağına sahip çık dedi onun için ölmekten bile korkma dedi doğru dedi. ama şimdi sadece fakirler askere gidiyor, fakirler ölüyor.
Zenginler bedelli milliyetçiler ordusuna dönüştü milliyetçiliğin bugün ki karşılığı maalesef çek senet takipçiliği yapan bıyıkları aşağıya kadar uzun insanların devletin gücünüde kullanarak bizlere kafa tutmasında ibaret.
Laiklik dedi Osmanlının çökme nedeninin de bu tekkeler ve zaviyeler olduğunu söyledi.
Bu tarz dini kurumların sahipsiz olmamasını istedi devlet işlerine din adamlarının müdahale etmemesinin doğru olacağını söyledi.
Geldiğimiz noktada neredeyse her yönetim kadrosunda hocaların şıhların şehlerin müritleri var
Riya katlı olanlar nerede, kahvelerde bulmaca dolduruyorlar!
Devletçilik dedi devletine sahip çık emperyalist güçlere bağımlı olma kendi gücüne ve halkına güven özgür, bağımsız ol dedi.
Atatürk ten sonra Amerika’dan destur almadan nerede ise hiçbir liderimiz Türkiye nin idaresinde söz sahibi olamadı.
Devrimcilik dedi halk için devlet için gerektiğin de her türlü devrimi yapın dedi.
Biz ne yaptık ne kadar özgür düşünen, fikir üreten,gazetecileri ve yazarları hapislerde çürüttük.
Kral çıplak diyen cesareti olan birçok kişiyi ceza evlerinde hayatlarını boşu boşuna yok ettik.
Yaşadığımız bu dünyada düşüncesin den hapis yatan en çok mahkûma sahip bir ülke olduk
Biz zavallı insanlar bir çok şeyi yanlış anlıyor yada çok uyanık davranıp işimize geldiği gibi davranıyoruz.
Hazreti Muhammed, inde Atatürk, ünde dediklerini yapmıyoruz.
İşimize geldiği gibi anlıyor öyle yaşıyoruz bu tarz insanlar özeldir her zaman dünyaya gelmezler onun içindir ki söylediklerini okuyup doğru anlayıp öyle uygulamalıyız.
Bu yazım biraz uzun olacak anlatmak istediklerimi bir iki deyip uzatacağım.
Devrimler küçük bir dokunuşla ve büyük uğraşlarla gelir.
Ne diyor bu çocuklar ne dediklerini anlamıyorum dediğimiz bir gurup repçi,lerimiz hepside Türk oğlu Türk SUSAMAM diye bir video yapmışlar mutlaka izlenmeli tüm zamanların en çok izlenen videosu 82 milyon defa tıklanmış Türkiye,nin halini anlatıyorlar.
Türk halkı hak ettiği gibi yönetilmiyor aşırı milliyetçi yaklaşımlarla aklımızla oynanmasına müsaade etmemeliyiz kimse özel olarak Türkiye ile uğraşmıyor
Bu yazımı güzel bir Afrika atasözü ile bitiriyorum.
Bir aslan uyandığında karnını doyurmak için bir ceylandan hızlı koşmalı...
Bir ceylan uyandığında ölmemek için bir aslanda çok daha hızlı koşmalı...